Kazım GÜLEÇYÜZ |
|
Paketin tahlili (3) |
Paketteki maddelere devam edelim. Madde 15: Askerî yargının görev alanı yeniden belirlenecek. Askerî yargı, askerî mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından yürütülecek. Askerî mahkemeler, asker kişiler tarafından işlenen askerî suçlar ile bunların asker kişiler aleyhine veya askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara ait dâvâlara bakmakla görevli olacak. Devletin güvenliğine, anayasal düzene ve düzenin işleyişine karşı suçlara ait dâvâlar, her durumda adliye mahkemelerinde görülecek. Siviller, savaş hali dışında askerî mahkemelerde yargılanamayacak. (Detaylar kanunla.) Burada, temeldeki sivil-askerî yargı ikilemi çözülmüyor, ama uygulamada sıkıntı veren bazı yanlışları bitirebilecek bir düzenleme yapılıyor. Darbe suçlarının sivil yargıda muhakeme edilmesi anayasal kural haline geliyor. Ama sivil yargıdan tatminkâr sonuçlar çıkması, bunun ötesinde topyekûn bir zihniyet değişimini gerektiriyor. * Madde 16: AYM’de asıl üye sayısı 11’den 17’ye çıkıyor. 3 üyeyi Meclis seçiyor: 2’sini Sayıştay Genel Kurulu, 1’ini baro başkanlarınca belirlenen 3’er adaydan. Diğer üyeleri Cumhurbaşkanı atıyor: 3’ünü Yargıtay, 2’sini Danıştay, 1’ini Askerî Yargıtay, 1’ini Askerî Yüksek İdare Mahkemesince gösterilecek 3’er adaydan; 3’ünü YÖK’ün kendi üyesi olmayan hukukçu öğretim üyeleri arasından göstereceği 3’er adaydan; 4 üyeyi de üst kademe yöneticileri, serbest avukatlar, 1. sınıf hakim ve savcılar ile en az 5 yıl görev yapmış Anayasa Mahkemesi raportörleri arasından. (Yedek üyeler için de kurallar belirleniyor.) Değişiklikle getirilen yenilikler: Mahkemede görev yapan üye sayısındaki 4 artış; 3 üyenin seçiminde Meclisin devreye girmesi; birinci sınıf hakim ve savcılarla raportörlere de üyelik yolunun açılması; AYM’ye seçilebilme yaşının 40’tan 45’e, görev yapma süresinin 15’ten 20 yıla çıkarılması, öğretim üyelerinde profesör veya doçent olma şartının aranması. Düzenlemede, Askerî Yargıtay ve Askerî Danıştay garabetlerine dokunulmazken, AYM’de bu kurumlara kontenjan ayırma uygulamasının devam ediyor olması da gözden kaçmaması gereken önemli bir nokta. * Madde 17: Anayasa Mahkemesi üyeleri 12 yıl için seçilirler. Bir kimse iki defa AYM üyesi seçilemez. AYM üyeleri 65 yaşını doldurunca emekliye ayrılırlar. Zorunlu emeklilik yaşından önce görev süresi dolan üyelerin başka bir görevde çalışmaları ve özlük işleri kanunla düzenlenir. Anayasa Mahkemesi üyelerinin atandıktan sonra 65 yaşına kadar orada kalmasını öngören düzenlemenin iptali ile 12 yıl sınırının getirilmesi olumlu bir değişiklik. * Madde 18: “Herkes, anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlâl edildiği iddiasıyla AYM’ye başvurabilir” cümlesiyle, AYM’ye bireysel başvuru hakkı getiriliyor. AYM’nin Yüce Divan sıfatıyla yargılayacağı kişilere TBMM Başkanı, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları da ekleniyor. (Maddenin eski haline göre listedeki diğer kişiler Cumhurbaşkanı; Bakanlar Kurulu üyeleri; AYM, Yargıtay, Danıştay, Askerî Yargıtay, AYİM Başkan ve üyeleri, Başsavcıları, Başsavcıvekili, HSYK ve Sayıştay Başkan ve üyeleri.) Haklarını bu ülkenin mahkemelerinde alamayıp mağdur olan insanların AİHM’e yönelişini azaltma düşüncesiyle getirilen bu düzenlemeden olumlu sonuç alabilmenin şartı, yine hak ve özgürlükleri önceleyen bir zihniyet değişiminin AYM’de de gerçekleşmesi. Yoksa “değişmez maddeler”e yaslanarak demokrasinin önünü kesen veya sosyal güvenlik reformuyla ilgili kararda olduğu gibi “Herkes eşittir, ama memurlar daha eşittir” mantığını sergileyebilen ya da emeklilerin maruz bırakıldığı haksızlıkla ilgilenme gereği dahi duymayan bir anlayış korunursa hiçbir şey değişmez. Prensipte Millî Savunma Bakanına bağlı olması gereken komutanların konumunun, pratikte işleyip işlemeyeceği belirsiz Yüce Divanda yargılanma formülüyle listedekilerin statüsüne yükseltilmesi ise yanlış. Kalan maddelere de yarın bakalım. 16.07.2010 E-Posta: [email protected] |