Recep TAŞCI |
|
Nerde bu milyonlar? |
Ülkenin en ciddî sorunu işsizliktir. Bunda herkes hemfikir. Üç ayda bir işsizlik rakamları hem sayı hem oran olarak açıklanır, bununla ilgili yorumlar gündemin baş köşesine oturur. Oturur oturmasına da işsiz sayısı ve oranın nasıl hesaplandığı hususunda yeterli izahata pek rastlanmaz. Bugün bunu biraz açalım. Bir işi olanlarla işsizler toplamına işgücü denir. İşsiz nüfusun işgücü nüfusuna oranı işsizlik oranını veriyor. 2010 Şubat ayı itibariyle işgücü nüfusu 24 milyon 831 bin olarak hesaplanmıştır. İstihdam edilenlerin sayısı ise 21 milyon 267 bin. Aradaki fark işsiz sayısıdır. 3 milyon 564 bin. Bu sayıyı 24 milyon 831 bine bölünce de işsizlik oranı bulunuyor. Yüzde 14,4. Şimdi sorgulanması gerekenler şunlar: 15 yaş ve üstü çalışabilir nüfus 52 milyon 223 bin. İşgücü nüfusu 24 milyon 831 bin olduğuna göre… 27 milyon 392 bin kişi işgücü piyasasında görülmüyor. İşin püf noktası bu. Nerde bu milyonlar? Hadi bir kısmı öğrenci, emekli, hasta, ev hanımı diyelim… Gerisi… Yan gelip yatıyor, iş aramıyor diyemeyiz. Hesapta bir yanlışlık var. İşgücü sayısı noksan gösteriliyor. İşgücüne katılımın düşük belirlenmesi işsiz sayısını ve oranını aşağıya çekiyor. Eğer işgücü nüfusu 24 milyon değil de 30 milyon olarak tesbit edilse idi işsiz sayısı 9 milyon, oranda yüzde 30’lara tırmanacaktı. Belki de gerçek tabloyu yansıtacaktı. O zaman durumun daha da vahim olduğu gözler önüne serilecekti. Bir diğer husus da şu: 15 yıldır çalışanların sayısı yerinde sayıyor. 21 milyon civarında seyrediyor. Buna karşılık nüfusumuz artıyor. Fakirliğin temelinde bu dengesizlik yatıyor. Çalışanların sayısını arttırmadan, bir ekonominin sağlıklı büyümesi düşünülemez. Hükümet sık sık kendi dönemindeki ekonomik göstergeleri geçmişle mukayese ederek övünmekte. Enflasyon… Faiz… Borsa… Büyüme… Rakamlarında olduğu gibi… Kısmen haklılar da. Ne var ki işsizlikte tartışmasız sınıfta kalmıştır. Büyümeye rağmen çalışan sayısında geriye gidilmiştir. İktidara geldikleri 2002 yılında çalışan sayısı 21 milyon 354 bin iken 2010 yılında 87 bin azalarak 21 milyon 267 bine inmiş. Tabiî bu arada nüfusumuz da artmış. Sonuç: Ekonomi büyüyor ama istihdam sağlamıyor. Çözüm: Yatırımcıya ayak bağı olan bürokratik engeller kaldırılmalı, istihdam dostu sektörler teşvik edilmeli, ileri teknoloji kullanan girişimciler desteklenmeli, enerji üzerindeki yüksek vergiler azaltılmalı, faizler makul seviyeye çekilmeli… Doğu ve Güneydoğuya ise yatırımlar kamu eliyle gerçekleştirilmelidir. Özel sektörün bunca teşvike rağmen çeşitli sebeplerle bu bölgelere gitmeyeceği anlaşılmıştır. Önerileri uzatabiliriz. Ama önce zihniyetler değişmeli. Ekonominin en önemli aktörlerinin girişimciler olduğunu bilerek her türlü kolaylığı göstermeliyiz. 31.05.2010 E-Posta: [email protected] |