29 Mayıs 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Muzaffer KARAHİSAR

Düz çizgi


A+ | A-

Akıp giden zaman içerisinde bir noktada başlayan hayat yolculuğu başka bir noktada sona eriyor. İki nokta arasındaki çizgiye ömür çizgisi diyoruz. Bir zerrede, bir lem’ada, bir damlada aniden ve defaten sebepsiz ve vasıtasız olarak verilen hayat ve her gün bir damladan teşekkül ederek büyüyen insan bedeni, gittikçe şekillenen ve iç içe meydana gelen ve değişen harika mu'cizelerin ve mükemmelliklerin sergilendiği bir san'at galerisi olarak düşünmek; insanı gerçeklere ulaştıran pencereler açar. Baktığımız her pencere değişik ufuklardan tefekkür ummanlarına götürür. Binlerce ihtimallerden, şekillerden, süzgeçlerden ve tasavvurlardan geçerek bir insan bedeninin yerli yerince, itina ile en güzel biçimde meydana gelmesinde düşünenler için çok hikmetler ve ibretler var. Daha 2-3 haftalık bir ceninin atmaya başlayan minicik kalbi; insan yaşadığı müddetçe hiç durmadan, ara vermeden, dinlenmeden, nizam intizam içersinde, düzenli olarak çalışması; üzerinde düşünüldüğünde insanlara Allahın varlıklar üzerindeki tasarrufunu göstermeye yeter.

Vücudumuzun bütün azalarında her şeyin yerli yerince, ölçülü, kullanışlı, zarif, güzel olması ve çift olanların simetrik ve birbiriyle orantılı olarak yaratılmış olması gibi sayamayacağımız çokluktaki vasıflar, Allah’ın eşref-i mahlûkat olarak yarattığı insanda isimlerinin tecellisini görüp tefekkür etmek ve bu güzellikleri verene şükretmek gerektiğini anlıyor insan.

Kâinatta bir toz zerresi kadar cirmi ve cismi bulunan insanı: kâinatın bir hülasası, bir fihristesi, bir numunesi şeklinde bir çekirdek hükmünde ve kıymette yaratarak ona verdiği değeri göstermiştir. Kâinatta ne varsa insanın istifadesine sunarak adeta kâinat ağacının nazenin ve nazdar, san'atlı ve zarif bir meyvesi ve neticesi olarak bütün güzellikleri üzerinde toplamış ve Kendi Zat’ına, sıfatlarına ve esmasına muhatap yapmıştır. O muhabbetini gönderdiği Resuller ve kitaplarla izhar etmiş. Verdiği sayısız ve sonsuz nimetler ve lezzetlerle şefkatini, merhametini, keremini, ihsanını, lütfunu ve ikramını göstermiştir.

Risâle-i Nurlardan insanla ilgili istifade ederek öğrendiklerimin gözümün önüne bir bir gelmesi: Ural Çetin beyin vefat ânında huzurunda bulunmam ve ölüm gerçeğine bizzat şahit olmam vesile oldu. Doktorun “Düz çizgi” tabir ettiği noktada ölümle yüzleşmek ve kendi iç dünyamda ölüme ne kadar hazır olup olmadığım konusunda vicdan muhasebesi yapmama ve kendimi iyiden iyiye sorgulamama sebep oldu.

112 Acil sağlık ekibini Ural amca için gelmişti. Sedyeler, çantalar ve sağlık malzemeleri ile ekip hızlı bir şekilde Hastanın odasına yöneldi. Biz aşağıda gelmelerini bekledik. Hasta ve sağlık ekibi hastayı götürmek için aşağıya inmeyince, gecikmeyi merak edip odaya yöneldim. Ural amcaya, doktor hanım ve beraberindeki ekibi bütün müdahaleleri yapmış ve sonunda ölüm gelip kapıya dayanmış. Yatağının üzerinde uzanan Hastaya EKG tabir edilen kalp grafik cihazı bağlanmış ve onun ekranını izleniyordu. Doktor Hanım bana dönerek “son düz çizgiyi bekliyoruz” dedi. Gerçekten ekranda bütün çizgiler düz hale gelmiş, üstte bir çizgi düşük bir ritim ile zikzak yapıyordu. Az sonra o zikzaklarda düz çizgiye döndü ve cihazlar çekildi ve boşluğa bakan gözler elle kapatılarak ebedi âleme yolculuk başlamış oldu. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun.

Anne karnında bir nohut tanesi küçüklükte olan bir ceninin vücudunda atmaya başlayan küçücük insan kalbi, seksen senelik bir ömür maratonunun sonunda düz çizgiyle vazifesini tamamlamıştı. İşte böyle, insanoğlu için başlangıç noktası ile bitiş noktası arasında ömür sanki bir çizgi; işte o çizgide ritmik zikzaklarla hayat ve ameller gizli.

29.05.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (25.05.2010) - Sabrın ve tahammülün meyvesi

  (18.05.2010) - Abdi Amca’nın kedileri

  (11.05.2010) - Bir Cuma günü

  (04.05.2010) - Ceberut devri

  (10.04.2010) - Bursa’da sükûnet, Haliç’te coşku

  (06.04.2010) - Kırık daldaki çiçekler

  (30.03.2010) - İnsanlar ve hayvanlar

  (26.03.2010) - Asiye Teyzenin umre hazırlığı

  (17.03.2010) - Bir çaresizlikten kurtulmak için gayret

  (12.03.2010) - Yaşlıların duaları


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.