Nimetullah AKAY |
|
Dikkat “tesettür” zedelenmesin |
Dünyada var olan her şey sür’atle zevale doğru gitmektedir. Biz insanlar bunu hayatımızda hissediyor ve her geçen gün biraz daha ölüme yaklaştığımızı görebiliyoruz. Şüphesiz dünya da insan gibi bir gün ölecektir. Ortaya çıkan işaretler ve ilmin de ortaya koymuş olduğu bilgiler dünyanın da son demlerini yaşadığını göstermektedir. Dinimizin lisanında dünyanın sona yaklaştığı bu zamana “Âhirzaman” demekteyiz. Gönüllerin sultan Nebiyy-i Zîşan (asm) birçok hadislerinde ahirzaman fitnesine dikkat çekmiş ve Sahabisine bu zamanın şiddeti konusunda bize fikir verecek şu ifadeleri buyurmuştur: “Sizler öyle bir zamanda yaşıyorsunuz ki, içinizden biri kendisine emredilenin onda birini terk etse helâk olur. Fakat sonra öyle bir zaman gelecektir ki, Müslümanlardan, kendisine emredilen şeylerin onda birini yapan kimse kurtulmuş olacaktır.” Bu hadis meâli ahirzaman Müslümanları olarak bize bir ümit veriyorsa da, aynı zamanda zamanımız fitnesinin tehlikesinin derecesini bize ifade etmektedir. Şüphesiz nefis ve şeytanların toplumda oldukça etkili olduğu bir zamanda yaşıyoruz. Bu sebeple bize emredilenlerin yüzde onunu bile yaptığımızı söylememiz zor görünmektedir. Hâsılı zor bir dönemde yaşıyoruz. Çetin imtihanlarda başarılı olmak durumundayız. Sayılamayacak kadar çok imtihanlarımız vardır. Her zaman Allah için yaptıklarımızı az görmeli ve bu uğurda nefis ve şeytanları etkisiz hale getirmenin yollarını aramalıyız. Bugün dikkat çekmek istediğim imtihan, hanımların, bilhassa da ehl-i iman hanımlarının giyimle olan imtihanıdır. İman yokluğundan veya zaafından dolayı peşinen imtihanı kaybetmiş gibi görünen hanımlara diyecek bir lâfımız yoktur. Biz ancak onların ıslâh olmalarını ve hidayete ermelerini ister, elimizden gelirse yardımcı oluruz. Sözümüz öncelikle iman ve İslâm aydınlığıyla yaşamak isteyen hanım kardeşlerimizedir. Bilindiği gibi fitne komiteleri, bugün kadınları ne yazık ki birer metâ şeklinde görmekte ve onları kendi nefislerinin arzularını tatminde kullanmaya çalışmaktadırlar. Bu sebeple müstehcenlik alabildiğince ilerletilmeye çalışılmaktadır. Ve ne yazık ki, bu aşağılayıcı duruma isyan etmeleri gereken kadınların büyük bir kesimi müstehcenliği bir kadın hakkı olarak kabul etmektedirler. Bu duruma göre kadınların itibarını koruyacak olanlar, müstehcenliğe prim vermeyen ehl-i iman kadınları olmalıdır. Onlar ne pahasına olursa olsun Kur’ân’ın tesettür emrinden taviz vermemeli, böyle şerefli bir görevi yapmayı nasip ettiği için de her zaman Allah’a şükretmelidirler. Ancak bu durumda bile hanım kardeşlerimizin rahat bırakılmayacaklarını bilmeli ve tesettürlerini sulandırmak için fitne odaklarının ellerinden geleni yapacaklarını unutmamalıdırlar. Tesettür modası diye ortaya atılan ve aslında tesettür olmayan modellerin Müslüman hanımlarına kabul ettirilmeye çalışıldığını ve bir nebze de olsa başarılı olduklarını üzülerek ifade edebiliriz. Sadece başın örtülmesiyle tesettürün sağlanmayacağını, giyilen elbiselerin beden hatlarını belli etmemesi ve gösterişli olmaması gerektiğini hiçbir zaman unutmamak gerektir. Yine unutmayalım ki, Rabbimiz bizi görüyor ve giydiklerimizle gerçek tesettüre girip girmediğimize O karar verecektir. Son zamanlarda başı örtülü olduğu halde, vücut hatlarını belli eden pardesüler ve dar elbiseler giyen hanımlara oldukça fazla rastlamaktayız. Bu durum, tam bir tesettür görmek isteyen ehl-i imanı rahatsız etmekte, bir nebze de olsa tesettürde bir gedik açan zındıka komitesi mensuplarını da şüphesiz memnun etmektedir. İmanlı genç hanım kardeşlerimiz mutlaka rıza-i İlâhiye uygun bir tesettüre bürünmeli ve Allah düşmanlarının sevinçlerini kursaklarında bırakmalıdırlar... Bu duruma mutlaka bir an önce el atılması lâzım. Gerçekten Allah’ın rızasına uygun olacak, hem örten, hem de vücut hatlarını belli etmeyen ve erkeklerin dikkatini çekmeyecek elbiselere dönüşü gerçekleştirmek zarûret haline gelmiştir. Bunun için rıza-i İlâhiye nail olmak isteyen bacılarımızın yapacakları çok şey vardır aslında. Meselâ bu konuda büyük tahşidatlarda bulunmak için özellikle “Abla” konumundakilerin örnek giyimler sergilemesi ve büyük çalışmalara girişmesi gerekmektedir. Gençler çevrenin etkisinde kalabilir. Ama yaşı biraz geçmiş, evlenip ev bark sahibi olan hanımefendilerin bu konuda örnek olması lâzım. Elbette baskıyla değil, örnek giyinerek ve dinimizin bu konudaki hassasiyeti uygun bir şekilde anlatılarak bu meselede mesafe alınabilir. Muhtereme ablaların bu durumu tez elde gündemlerine alması dilek ve temennisiyle... 31.05.2010 E-Posta: [email protected] |