M. Latif SALİHOĞLU |
|
Kemalizmin kisveleri |
Bu memlekette o kadar çok Kemalist, ya da Atatürkçü geçinen kişi ve gruplar var ki, hangisinin gerçek, hangisinin sahte olduğunu tesbit etmek imkânsız hale gelmiş. Hoş tesbit edilse ne olacak? Kemalizmin o kadar çok versiyonları türetildi, o kadar çok kisvesi icad edildi ki, iki–üç istisna dışında Kemalistin hemen her çeşidine rastlanır bir hale gelindi. Bu versiyonları kategorize etmek gerekirse, belli başlı kısmını şu şekilde sıralamak mümkün: 1) Darbeci Kemalistler 2) Halkçı Kemalistler 3) Milliyetçi Kemalistler 4) Eyyamcı Kemalistler 5) Cuntacı Kemalistler 6) Lâdini Kemalistler 7) Dindar Kemalistler Son zamanlarda en çok yaygınlık kazananı ise, ne yazık ki "Dindar Atatürkçüler." Diyanet Teşkilâtının başındakilerin sözleri taze örnek olarak önümüzde dururken, camilerde okutturulan hutbeler üzerindeki "Kemalist tasarruf"lu yönlendirmeler, işin vehametini gözler önüne seriyor. Öte yandan, "dinî yayın" yapan gazetelerin çoğu, mâlum günlerde birbiriyle riyâkârlık yarışına girerken, Kemalizmin bilhassa "1923 modeli"ne takılıp kalmaları son derece düşündürücü geliyor. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, bir de "Nutuk" kitabını basma, pazarlama ve okutma yarışı başladı. İktidar partisiyle paralel hareket eden İTO yönetimi, Nutuk'u basarak kendince büyük bir hizmet yaptığını iddia ediyor. Yine iktidar partisiyle tamamen haşir–neşir vaziyetindeki bir yayın grubunun Türkiye genelindeki mağazalarında Nutuk kitabı için "indirimli satış kampanyası" düzenlendi. Aynı grubun kurduğu bir yayınevinin basmış olduğu Risâle–i Nur Külliyatında ise—akıl almaz bir tasarrufla—bizzat müellifinin koyduğu bazı bahisler sansürlendi. "Nasıl olur yâhû?" veya "Bu kadarı da olmaz ki canım!" dediğinizi duyar gibiyim... Burası Türkiye. Bal gibi de oluyor. Eğer siz "Dindar Atatürkçülüğe" itibar eder, yahut bu temayülde olanlara prim verirseniz, işte böyle gelirler ve sizin tâ "harim–i ismet"inize kadar girerler. Evet, bütün bunlar maalesef "Dindar Kemalist" tâbirinin mâsadakı olan bugünkü siyasî iktidar kadrolarının sayesinde oldu. Üstelik, bunda bazı kardeşlerimizin—bilmeyerek de olsa—reyi, duâsı, teveccühü, yahut başka türlü desteğinin önemli miktarda payı var. Sizden şunu ricâ ve istirham ediyoruz: Lütfen, duâ ve desteğinizi çekin artık "Dindar Kemalistler"in arkasından. Göreceksiniz ki, payandaları bir bir yıkılacak ve hâk ile yeksân olacaklar. Evet, yukarıda sıraladığımız gibi, Kemalizmin değişik kisveleri, farklı versiyonları var. En tehlikeli ve en çok zarar vereni ise, "dindarlık kisvesi" altında yapılanıdır. ("En tehlikeli ahbab"ı tahattur edin...) Son olarak ifade edelim ki: Kemalizmin içinde barınamadığı, kisvesine bürünemediği ve elini uzatıp da ona tutunamadığı belli başlı iki dal var. Bu iki dalın birincisi hürriyettir; İkincisi ise demokratlıktır. (Evet, işte bir tek bu "Ahrar–Demokrat" kisvesine bürünemiyor. Ki, Üstad Bediüzzaman da meselenin en sağlam yerinden, yani içtimaiyatın en kuvvetli halkasından tutmayı tercih etmiş.) Esas Kemalistler ülkede hakim oldukları dönemlerde, ne muhalif bir fikre tahammül edip hürriyet hakkı tanımışlar, ne de bir başka partinin boy verip yeşermesine fırsat vermişler. Biz Kemalizmin her çeşidinden, her türlü versiyonundan uzak durmaya çalışıyoruz. Açıkça ifade edelim ki, onların da bizden fersah fersah uzak durmasından memnuniyet duyarız.
16.04.2010 E-Posta: [email protected] |