Faruk ÇAKIR |
|
Kumara teşvik sona ersin |
Her yıl olduğu gibi bu yıl da önüne gelen “yılbaşı” kumarını teşvik ediyor. Gazeteler ve televizyonlar, “haber” adı altında yaptıkları yayınlarla insanları piyango bileti almaya teşvik ediyor. Neymiş, yılbaşı sebebiyle satışa çıkan “kumar biletleri”nin çoğu satılmışmış. Neymiş, insanlar büyük umutlarla bilet alıyormuş vs... TV haberleriyle bu şekilde “kumar”a teşvik edilmesi yetmiyormuş gibi bir de “Size para çıkarsa ne alacaksınız?” diye insanlara mikrofon tutuluyor. Güya onlar da bu para ile “ihtiyaç”larını karşılayacaklarını söylüyorlar. Bu kadar haber içerisinde nümunelik olsun “Yılbaşında ya da başka zamanlarda piyango bileti almak doğru değil, bundan alınan para da ‘haram’dır” demiyor. Daha doğrusu böyle diyenlere mikrofon tutulmuyor... Dünya âlem şahittir ki bu yolla zengin olmaya çalışanların ekserisi ya aklını, ya huzurunu ya da ‘kirli para’sını kaybetmiştir. Kazandığını zannedenlerin de gerçekte kaybettiğine tarih şahittir. O hâlde insanları bu kumara teşvik etmenin bir anlamı var mı? Aileyi ve gençliği ‘zararlı alışkanlıklara karşı koruma’kla görevli olan çeşitli bakanlıklar ve benzeri kuruluşlar bu tuzağa karşı mutlaka harekete geçmek durumundadırlar. Nasıl olur da bu kadar kötü bir alışkanlık teşvik edilir? Anlamak mümkün değil... Tabiî ki bu konuda Diyanet İşleri Başkanlığına da büyük vazife düşmektedir. Her türlü imkânı kullanarak insanların bu tuzağa düşmesine mani olmalıdır. Sadece kendisine ‘fetva’ soranlara değil, doğrudan ve açıkça bu alışkanlığın kumar olduğu, haram olduğu ve uzak durulması gerektiğini anlatmalıdır. “Diyanet bunu nasıl yapsın. O da bir devlet kurumu?” diyenler varsa, o hâlde o “durum”un bile tartışılması gerektiği ortaya çıkar. Diyanetin vazifesi, insanları dinî konularla aydınlatmak değil mi? O halde soru sorulmadan, doğrudan bu konularda da gerçekleri açıklamalı, insanların bu kumar batağına düşmesine mani olmalıdır. “Haram” olduğu noktasında “ulema mabeyninde” ihtilâf olmayan bir konuda sessiz kalınması mümkün müdür? Gerekiyorsa Diyanet, bu konuda sorumsuzca yayın yapan TV kanallarını ve gazeteleri de uygun bir lisan ile ikaz etmelidir. Bu ikazı hiç kimse “müdahale” olarak anlamamalı. Çünkü Diyanetin vazifesi budur. Nasıl ki sağlık konusunda yapılan bir yanlış yayına Sağlık Bakanlığı müdahale edebiliyor ve etmesi de gerekiyorsa, din hususundaki bir yanlış yayına da Diyanet İşleri Başkanlığı müdahale edebilir ve etmelidir. Tabiî ki bu yanlışa karşı susan başka sorumlular da vardır. İnsanları iyiliğe dâvet için kurulan sivil toplum kuruluşları da bu konuda kabahatlidir. Onlar da inkânlarını kullanarak insanları bu konuda uyarmalıdırlar. Kumar illetinin ne ocaklar söndürdüğü, insanlara ve aileye ne kadar büyük kötülük ettiğini bilmeyen var mı? O halde elbirliğiyle bu yanlışa dur demek icap ediyor. Haber adı altında başta gençleri ve bütün bir milleti kumara teşvik eden TV’lere ve medyaya bu yanlışa son vermesi çağrısında bulunuyoruz. Alınteri olmadan kazanılan paranın insanları zehirlediğini görmek için daha ne kadar kişinin aklını, huzurunu ve rahatını kaybetmesini bekleyeceğiz. Her türlü kötülüklerle birlikte insanların ‘kumar’a teşvik edilmesi de sona ersin vesselâm... 21.12.2009 E-Posta: [email protected] |