25 Kasım 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Kazım GÜLEÇYÜZ

Statüko ve AKP


A+ | A-

Erdoğan, dört-beş ayrı isim taktıkları, ama kamuoyunda daha çok “demokratik açılım” ve “Kürt açılımı” adlarıyla tartışılan, içeriği hâlâ belirsiz projeyle ilgili olarak muhalefetin sergilediği reddiyeci tavrı eleştirirken, “Statüko ile geldiğimiz yer burası ve bu şekilde daha fazla gidebilmemiz mümkün değil; eğer böyle yol alabileceğimize inanıyorsanız, buyurun, bunun nasıl olacağını söyleyin” diyerek, ilk bakışta “meydan okuma” gibi algılanan bir çıkış yapmıştı.

Ama farklı bir tahlille, bu “çıkış”ın gerçekte bir “itiraf” olduğuna dair yorumlar da dillendirildi.

Çaresizlik ve teslimiyet içeren bir itiraf...

Çünkü AKP, statükoyu değiştirmek ve aşmak için eline geçen tarihî fırsatları kullanamadı; 3 Kasım 2002 ve 22 Temmuz 2007 seçimlerinde halkın verdiği büyük desteği değerlendiremedi.

Çeyrek yüzyıldır Türkiye’yi sıkboğaz eden ve kendi iktidarının da elini kolunu bağlayan ihtilâl anayasasını devredışı bırakıp, yerine demokratik ve sivil bir anayasayı ikame etmeyi başaramadı.

Kapatılmanın eşiğinden döndüğü dâvânın kararı açıklanırken, AYM Başkanı açıkça “Böyle dâvâların önümüze gelmesinden biz de rahatsızız, onun için anayasanın ilgili maddelerini değiştirin” dediği halde, onlara bile dokunamadı.

29 Mart yerel seçimi öncesi söz verdiği birkaç maddelik değişikliği dahi gündeme getiremedi.

İşin enteresan tarafı, bu “grogi” pozisyonundaki AKP’nin Genel Başkanı bir taraftan demokratik açılımdan dem vurup statükodan şikâyet ederken, diğer taraftan anayasanın statükoya temel dayanak oluşturan “değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddeler”ini tartışmayı “açık bir tahrik” olarak değerlendiriyor.

Oysa, o “değişmez maddeler” geçen yıl AKP-MHP ittifakıyla Meclisten geçirilen “üniversitede türban serbestisi”nin Anayasa Mahkemesince iptalinde temel dayanak ve gerekçe olmuştu.

Mahkemenin bu kararından çıkan sonucu değerlendiren Okan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Koçak, öğrencilerinin “Anayasanın değiştirilemez maddeleri kaçtır?” sorusuna eskiden “3 maddesi” diye cevap verirken, bu karardan sonra cevabını “177” şeklinde değiştirdiğini ifade ediyor. (Yeni Asya, 23.11.09)

“Çünkü” diyor, “dokunduğunuz her madde anayasanın başlangıç bölümünde ve ikinci maddesinde belirtilen niteliklerle mutlaka ilintili...”

Hal böyle olunca, “Değişmez hükümler tartışılmasın” der, tartışanları “açık tahrik yapmak”la suçlarsanız, ihtilâl anayasasının ve koruduğu statükonun savunucusu pozisyonuna düşersiniz.

Bu durumda da statüko ile mücadele söylemleriniz inandırıcılığını kaybeder ve açılım adı altında gündeme getirdikleriniz boşlukta kalıverir.

Peki, Erdoğan’ın, tartışılmasını açık tahrik saydığı hususları sıralarken, “değişmez hükümler”i, bayrağımızla başlayıp İstiklâl Marşımızla, sınırlarımızla ve bağımsızlığımızla devam eden bir silsile içine sokuşturmasını nasıl yorumlamalı?

Bilhassa, son gelişmelerle fiilen adeta kaldırılma noktasına doğru giden Suriye ve sonra Irak gibi komşularımızla aramızdaki sun'î sınırlara veya özellikle küreselleşme sürecindeki bir dünyada tam bağımsızlığın ne derece mümkün olabileceğine dair öteden beri devam eden tartışmalar bir yana, bugün Türkiye’de “Vatan toprakları küçülsün, bir başka ülkenin peyki haline gelelim” gibi bir talep mi var ki, böyle konuşuyor?

Ya da bayrak ve—bestesinin uygunluğuna yönelik eleştirileri saymazsak—millî marş mı tartışma konusu yapılıyor? Kaldı ki, milletin sahiplendiği değerler tartışmaya açılsa ne olur? Tartışılıyor diye millet onlardan vaz mı geçer? Bundan mı korkuluyor? Bu, halka güvensizlik değil mi?

“Değişmez maddeler”i bunların arasına sıkıştırmanın ise hiçbir tutarlı mantığı yok. Dahası, bunları savunan, gerçekte, bu maddelerde bol bol geçen Atatürk milliyetçiliği ile ilke ve inkılâplarının gönüllü avukatlığına soyunmuş olur.

O zaman da statükodan şikâyete hakkı olmaz.

25.11.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (24.11.2009) - Kemalizm ve AKP

  (22.11.2009) - Kurbana doğru

  (21.11.2009) - Türklüğe de suikast

  (20.11.2009) - İslâm ve Türkler

  (19.11.2009) - Yanlış ortak payda

  (18.11.2009) - Tarihî ikaz

  (17.11.2009) - Atatürk’le açılım olur mu?

  (15.11.2009) - Şevk “mesaj”ları

  (14.11.2009) - Sistem değişmeli ki...

  (13.11.2009) - Asıl belge bu

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl