06 Kasım 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Ali FERŞADOĞLU

“Ölüm arslanıyla” pençeleşmeyi başaran...


A+ | A-

Vaktiyle pehlivanın birisi ölmüş ve el üstünde kabre taşınıyordu. İlâhî aşkla yanan bir meczup cenazeye yaklaşarak, “Ölüm aslanının pençesindeki bu adam da kim?” diye sordu.

“Tanımıyor musun, ülkemizin en güçlü pehlivanıydı!” dediler.

Derviş: “Hııımmm, demek en güçlü pehlivan buymuş... İnşallah bir gün ölüm aslanıyla da güreşip pençeleşeceğini düşünmüştür!”

Şaban Ağabey, ölüm aslanıyla pençeleşmesini düşünen, bilen bir hizmet eri idi. Yaşaması, gezmesi, yazması, hülâsa her şeyi hizmetti. İman, Kur’ân hizmetlerine, aşk ve şevkle koşarken, aşk ve şevk de aşılardı. Ölümü şöyle de anlatırdı:

Ölüm aslanının elinden kurtulmak için herkes bir şekilde çaba sarf eder ve savunma mekanizması geliştirir. Kimi unutmak ister, kimi kaçar... Ama en sonunda ecel cellâdı onu yakalayacaktır. En basit bir eşyasının kaybolmasından üzüntü duyan ve uykuları kaçan insan için, üzerine titrediği ruhuna kavuşmak, yani öldükten sonra dirilişe iman, hayatî bir önem taşır. Bu sadece geçici hislerden kaynaklanan bir arzu değildir. İnsanın ruhu, bu ruha takılan akıl, mantık, kalp, vicdan ve sair lâtifeler de, “ahireti,” yani “öldükten sonra dirilme”yi, yani sonsuz hayatı istemektedir.

Bundan ötürü de hayatı ve hayat ötesini sorgulamak kaçınılmaz olur. Ve, “Ben kimim, nerden geliyorum, niye geldim, kim gönderdi ve niye gönderdi ve nereye gidiyorum, mezar kapısı nereye açılıyor, sonsuz hayat nasıldır?” gibi ve benzeri soruların cevabını arar. Şuurî olmasa da zihninde derinden derine bunlar yankılanır.

Şayet bu soruların yanında duygu ve hislerimizin beklentilerine tatmin olacak tarzda cevap veremezsek, kısacık dünya hayatımız da azap içinde geçer. Çünkü “geçmiş, şimdi ve gelecek” gibi üç boyutlu zaman dilimlerinde yaşıyoruz. Geçmişten gelen kötü hatıralar, şimdi zamandan kaynaklanan problemler, istikbalden hücum eden endişe ve korkular, hayatımızı acılaştırıyor, zevk ve sefa cephesini tahrip ediyor.

Aslında dünyada dahi gerçek mutluluğu kazanmak, “ölümü öldürmek”ten geçer! Ölüm ise ancak ahirete imanla öldürülebilir. Fakat bu iman, taklidî bir surette değil, aklını/kalbini/vicdanını doyuracak, tatmin edecek tarzda olmalı.

Aslandan ve ve insandan kaçmak mümkün, ama ölümden asla! “De ki: ‘Kaçıp durduğunuz ölüm mutlaka gelip sizi bulacaktır.’” 1

***

lVe ileyhilmesııır, yani, dönüş O’nadır. Yani, ticaret ve memuriyet için, mühim vazifelerle bu dâr-ı imtihan olan dünyaya gönderilen insanlar, ticaretlerini yapıp, vazifelerini bitirip ve hizmetlerini itmam ettikten sonra, yine onları gönderen Hâlık-ı Zülcelâllerine dönecekler ve Mevlâ-yı Kerîmlerine kavuşacaklar. Yani, bu dâr-ı fâniden gidip dâr-ı bâkide huzur-u Kibriyaya müşerref olacaklar. Yani, esbab dağdağasından ve vesâitin karanlık perdelerinden kurtulup, Rabb-i Rahîmlerine, makarr-ı saltanat-ı ebedîsinde perdesiz kavuşacaklar…

lEy insan! Bilir misin nereye gidiyorsun ve nereye sevk olunuyorsun? Bir Mâbud-u Lemyezelin, bir Mahbub-u Lâyezâlin daire-i huzuruna gidiyorsunuz. Ve ziyafetgâh-ı ebedîsi olan Cennete çağırılıyorsunuz. Öyleyse, kabir kapısına ağlayarak değil, gülerek giriniz.

lMezaristana göçtüğünüz vakit, “Eyvah, malımız harap olup sa’yimiz hebâ oldu. Şu güzel ve geniş dünyadan gidip dar bir toprağa girdik” demeyiniz, feryad edip meyus olmayınız. Çünkü sizin her şeyiniz muhafaza ediliyor. Her ameliniz yazılmıştır. Her hizmetiniz kaydedilmiştir. Hizmetinizin mükâfâtını verecek ve her hayır elinde ve her hayrı yapabilecek bir Zât-ı Zülcelâl sizi celb edip yeraltında muvakkaten durdurur, sonra huzuruna aldırır. Ne mutlu sizlere ki, hizmetinizi ve vazifenizi bitirdiniz. Zahmetiniz bitti; rahata ve rahmete gidiyorsunuz. Hizmet, meşakkat bitti; ücret almaya gidiyorsunuz.

lÖyleyse, kabir kapısına ağlayarak değil, gülerek giriniz.2

Aziz dâvâdaşım, arkadaşım, ahbabım, meslekdaşım, dâvâ adamı Şaban Döğen Ağabeyimize tekrar Cenâb-ı Hak’tan rahmet, mağfiret, akraba ve dostlarına sabır-ı cemil niyaz ediyorum.

lSiz de ağlamayınız ve şükrediniz. Madem iman var ve hakikat böyledir; (öyle ise) ehl-i gaflet ağlasın, ehl-i dalâlet ağlasın…

Dipnot:

1. Mektubat, YAN, s. 385. 2. a.g.e.

06.11.2009

E-Posta: [email protected] [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (05.11.2009) - Nefis terbiyesinde uyku ve biyo ritmik saat

  (04.11.2009) - Yeme-içmede sünnet-i seniyye ve modern tıp

  (29.10.2009) - Sigara yasağının alanı genişletildi, ama...

  (28.10.2009) - Müstencenlik ve Vahapoğlu’nun haltı!

  (27.10.2009) - Ecnebiler kitap, Türkler okuyanın canına okuyor!

  (26.10.2009) - Tevekkülü yanlış anlamamız bizi geri bıraktı

  (25.10.2009) - Dönüşü olmayan yol hazırlıkları

  (24.10.2009) - “Yaratılan” için “yarattı” denilemez

  (23.10.2009) - Japonya nasıl kalkındı?

  (22.10.2009) - İmanın özelliği, hak ve hürriyetler - 2

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.