Mevsimsel grip daha tehlikeli

HAVA sıcaklıklarının düşmesiyle birlikte domuz gribinin yanı sıra mevsimsel grip vakalarında da artış yaşandığı bildirildi.

Bursa Tabip Odası Başkanı Dr. Bülent Aslanhan, domuz gribinin halkta büyük paniğe yol açtığını belirtti. Vatandaşların en küçük sorunda domuz gribi endişesiyle hastanelere koştuğunu ifade eden Aslanhan, bunların durumu ağır olanlarının kapsamlı kontrol edildiğini anlattı. Son bir hafta, 10 günlük dönemde özellikle hava sıcaklıklarının düşmesiyle birlikte hastanelere gelen sayısının arttığını ifade eden Aslanhan, şöyle konuştu: ‘’Domuz gribiyle mücadele ederken, mevsimsel grip vakaları artıyor. Hastanelere binlerce kişi başvuruyor. Bunların bir kısmı domuz gribi ve mevsimsel grip olabilir. Görevli olduğum hastanede geçen haftaya kadar 2030 grip şikayeti ile bana gelirken, rakam şimdi 100’e çıktı. Belirtileri aynı olduğu için ayırmak çok zor.’’ Domuz gribinin mevsimsel gribe oranla daha hızlığı bulaştığını vurgulayan Aslanhan, ‘’Ancak mevsimsel grip, domuz gribine oranla daha öldürücü. Normal mevsimsel gribin öldürme oranı domuz gribine göre birkaç kat fazla. Havalar soğudukça mevsimsel grip vakaları daha da artabilir’’ dedi.

ÖNCE TEMİZLİĞE DİKKAT EDİLMELİ

ASLANHAN, her iki gripten de korumsa yollarının aynı olduğunu dile getirerek, ‘’Öncelikle temizliğe dikkat etmek gerekiyor. Hastalara temastan uzak durmak da önemli. Vücudun direncini yüksek tutmak için düzenli uyku uyumak, düzenli beslenme ve bol su içmek de büyük önem taşıyor. Bu açıdan yoksullar ciddî risk altında. Özellikle düzenli beslenme konusunda yetersizler’’ diye konuştu. İl Sağlık Müdürlüğü yetkilileri de şu anda mevsimsel grip dönemi olduğunu ve bugünlerde grip vakalarında artışın olabileceğini ifade ederek, hastanelerde mevsimsel griple ilgili yoğun bir başvuru yaşandığını bildirdiler.

06.11.2009

Organ bağışında anneler daha fedakâr

İSTANBUL Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Cerrahi Tıp Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hasan Taşçı, Türkiye’de canlı donörden organ naklinin yaygın olduğunu, canlıdan organ bağışında annelerin ilk sırada geldiğini söyledi.

Prof. Dr. Taşçı, organ naklinin, beyin ölümünün ardından organların bağışlanması ya da canlı donörden alınarak yapıldığını hatırlattı. Türkiye’de böbrek, karaciğer, kalp, kornea, pankreas, ince bağırsak ve akciğer nakillerinin gerçekleştirilebildiğini ifade eden Prof. Dr. Taşçı, Türkiye’de 50 bine yakın diyalize giren kronik böbrek hastası bulunduğunu, ancak yılda bin 500 böbrek nakli yapılabildiğini ve nakillerin yüzde 80’inin de canlıdan yani hastanın kan bağı olan akrabalarından ya da yakınlarından alınan organla gerçekleştirildiğini anlattı. Taşçı, ‘’Canlıdan alınan böbrek nakillerinde en çok organ bağışlayanlar anneler oluyor. Anneleri kız kardeşler ve babalar izliyor. Bazen eşler de eğer uyumluysa birbirlerine organlarını verebiliyorlar’’ dedi.

Bebeğine karaciğerini verdi

Doğumundan itibaren karaciğerindeki bir enzim eksikliğine bağlı sitrülin denilen maddenin kanda ve beyinde birikmesi sonucu sık sık komaya giren bebek, annesinden alınan karaciğer dokusunun nakliyle sağlığına kavuştu. Bu tür bir nakilin Türkiye’de ilk, dünyada ise 3. kez yapıldığı bildirildi. Çocuğunun doğumundan itibaren çok hassas olduğunu ve doyasıya kucaklayıp sevemediğini belirten anne Şaziye Çetin, “İnşallah bundan sonra doya doya kucaklayıp seveceğim’’ diye konuştu.

06.11.2009

Medikal firma, bebek taşıyıcısı üretti

ÖLEN bebeklerin cenazelerinin hastanelerden karton kutu ve benzeri malzemelerin içerisine konularak ailelerine teslim edilmesi üzerine, Sağlık Bakanlığı bir süre önce harekete geçerek bu konuda bazı standartlar belirledi.

Sağlık Bakanlığının, bebeklerin cenazelerinin teslimiyle ilgili hastanelere gönderdiği genelgenin ardından Tokat’ta bir medikal firması portatif bebek taşıyıcısı üretti. Hastanelerden talep gören bu taşıyıcılar sayesinde, artık ölen bebeklerin karton kutulara konularak ailelere teslim edildiği görüntüler yaşanmayacak.

06.11.2009

Aşı vuruldu, hastanelik oldu

BURSA’NIN Orhaneli ilçesinde, domuz gribi aşısı vurulduktan sonra yüksek tansiyon ve kalp çarpıntısı şikâyeti ortaya çıkan genç hemşire, tedavi altına alındı.

Alınan bilgiye göre, Orhaneli Devlet Hastanesi Acil Servis’te görev yapan hemşire Şeyda K. (21), domuz gribi hastalığından korunmak amacıyla aşı yaptırdı. Aşı vurulan bölgede kaşıntı ve kızarıklığın ortaya çıkması üzerine gerekli müdahale yapılan Şeyda K, bir süre sonra tekrar aynı şikâyetler ortaya çıkınca çalıştığı hastanede tedavi altına alındı. Genç hemşire, durumu daha da kötüye gidince Bursa Çekirge Devlet Hastanesine sevk edildi. Yoğun Bakım Ünitesi’ndeki müdahalenin ardından gözlem altında tutulan Şeyda K’nin, sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. İl Sağlık Müdürü Dr. Özcan Akan, ‘’Bursa’da 10 bin kişiye aşı yaptık. 10 binde bir böyle bir olay yaşadık. Normal bir durum. Herhangi bir aşıdan sonra da böyle bir durum yaşanabilirdi. Heyecandan dolayı kalp çarpıntısı ve yüksek tansiyon şikâyetiyle hastanede tedavi altına alındı’’ dedi.

06.11.2009

İki günde, 80 bin kişi aşılandı

SAĞLIK Bakanlığından, halk arasında ‘’domuz gribi’’ olarak bilinen pandemik A(H1N1) önlemleri kapsamında iki günde yaklaşık 80 bin kişiye aşı yapıldığı bildirildi.

Sağlık Bakanlığı internet sitesinde yer alan açıklamada şu bilgilere yer verildi: ‘’Pandemik grip aşılamasına 02.11.2009 tarihinde sağlık personeli ve hacı adaylarından başlanmıştı. Aşılama çalışmalarına devam edilmekte olup ilk 2 günde yaklaşık 80.000 kişi aşılanmıştır.Yeni aşı tedarikimizle birlikte ilerleyen günlerde bir takvim çerçevesinde diğer risk gruplarında da aşılamaya başlanabilecektir.’’

06.11.2009

Ölenlerin sayısı 19’a yükseldi

SAĞLIK Bakanlığı, halk arasında ‘’Domuz Gribi’’ olarak bilinen Pandemik grip sebebiyle ölenlerin sayısının 19’a yükseldiğini bildirdi.

Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada, ‘’Pandemik grip sebebiyle çeşitli illerde tedavileri sürdürülen hastalarımızdan 28 yaşında bir erkek, 32 ve 33 yaşlarında 2 bayan ve 6 yaşında 1 kız çocuğu olmak üzere 4 vatandaşımız maalesef vefat etmiştir. Bu vefatlarla beraber Pandemik gripten kaybedilen vatandaşlarımızın sayısı 19 olmuştur’’ denildi.

06.11.2009

Aile hekimleri kesin kayda başladı

AİLE Hekimliği uygulamasının 1 Ekim itibariyle fiilen başladığı Bursa’da şehir genelinde görev yapan 3 bin 200 aile hekimi hastalarının kesin kaydına başladı.

İl Sağlık Müdürlüğü’nden yapılan açıklamaya göre aile hekimleri, kendi bölgelerinde ikamet ettiklerini kesin tespit ettikleri ancak Aile Hekimliği Bilgi Sistemi’nde kayıtlı olmayan hastaların kesin kayıtlarına dünden itibaren başladı. Açıklamada; doktorlardan, Kendi bölgesinde ikamet ettiğini kesinleştirmeden kimseyi kayıt altına almamaları, ayrıca kendi bölgesi dışında başvuran hastaların da ilk başvurularında mağdur olmamaları açısından muayenelerinin yapılarak sonraki başvurularını kendi aile hekimine yaptırması için yönlendirilmesi istendi. Ayrıca herhangi bir aile hekimine kaydı yoksa ekteki Aile Hekimi Değiştirme Formu’yla bağlı oldukları Toplum Sağlığı Merkezi’ne yönlendirilmesi, özellikle yaşlı, gebe, özürlü vatandaşların kaydı olmadığı gerekçesiyle kayıt için müdürlüğümüze gönderilmemesi de önemle hatırlatıldı.

06.11.2009

Tansiyon ilâcı yazdırmak zorlaşacak

YÜRÜRLÜĞÜ ertelenen, tansiyon ilaçlarının sadece kardiyoloji, nefroloji ve endokrinoloji uzmanlarınca yazılabilmesine ilişkin düzenlemenin sakıncalarına Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği’nce dikkat çekildi.

Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Şükrü Sindel, Sosyal Güvenlik Kurumu’na tansiyon ilaçlarıyla ilgili düzenleme konusunda bir yazı gönderdi. Söz konusu düzenlemeyle bu ilaçların ‘’Kardiyoloji, nefroloji ve endokrinoloji uzman hekimleri tarafından veya bu uzman hekimlerce düzenlenen uzman hekim raporuna dayanılarak yine bu uzman hekimlerce reçetelenebileceğinin’’ öngörüldüğüne işaret eden Sindel, derneğin yaptığı araştırmaya göre, Türkiye’de 18 yaş üzeri nüfusta her 3 kişiden birinin hipertansif olduğuna işaret etti. Yüksek tansiyon hastalarının kardiyovasküler hayatı tehdit eden olaylar açısından risk altında bulundukları ve bu uzman doktorlara ulaşımının zor olacağı kaydedilen yazıda; bu gibi sebeblerle tansiyon ilaçlarının iç hastalıkları uzmanınca da reçete edilebilmesinin, raporlu hastaların ilaçlarının ise pratisyen hekimlerle aile hekimlerince yazılabilmesinin gerektiği vurgulandı. Bu arada, mevcut uygulamaya göre ülke genelinde kronik tansiyon hastaları için ilaç raporu verebilecek 115 bin 303 uzman hekim bulunuyorken, ertelenen düzenleme yürürlüğe girerse bu sayı 3 bin 218’e düşecek.

06.11.2009