Şaban DÖĞEN |
|
Geleceğin kurucuları |
Bir anne babanın en büyük emellerinden biri iyi bir evlât sahibi olmaktır. Bitmez arzu ve emeller taşırlar: “Şöyle bir evlâdımız olsa!” derler anne babalar. Peki, nasıl bir evlâdınız olsun istersiniz? Akıllı, başarılı, tuttuğunu koparan, gözüpek, saygı-sevgi, küçük-büyük bilen terbiyeli, merhametli, sorumluluğunu bilen, seven ve sevilen bir kimse. Herkesin genelde istediğidir bunlar. Ancak bu kendiliğinden olmaz. Bir ağacın iyi meyveler, bir koyunun güzel süt vermesi nasıl güzel bir bakım, iş güçte başarılı olmak nasıl gayret istiyorsa yeryüzünün en seçkin varlığı, gözbebeği olan insan gibi üstün bir varlığın yetişmesi de elbette ki emek ister. Tabiî ki böyle bir çocuğun yetişmesinde öncelikle anne, babalar yükümlüdürler. Hiç hafife alınacak değildir bu görevler. Böyle bir evlât sadece ebeveyn için değil, toplum ve millet için de o kadar önemlidir. İyi bireylerden meydana gelen toplumlar da güçlü olurlar. Anne baba temeli atar, okul yardımcı olur; ama asıl çaba çocuğa düşer. Bir ideali, hedefi, gayesi olan çocuk attığı her eğitim taşıyla o göz kamaştırıcı köşkü kurar. Evet, bu ihtiyacı anne baba olduğu kadar bizzat çocuğun kendisinin de hissetmesi lâzım. Anne-baba gerekli sorumluluğu taşımadıkları için bu hususta gerekli şeyleri yapmayabilir veya yapamayabilirler. Çocuk sağını solunu, iyiyi kötüyü bilmeye başlayınca ortada bir eksikliği olduğunu görüp tamamlamaya çalışır. Anne baba ne kadar görevini eksiksiz yapsa da evlâda yine görevler düşer. O, bu temel üzerine hayat binasını inşa eder. Temel sağlam olursa duvarlar kolayca yapılır, çatı rahatla atılır. Temel sağlam atılamamışsa sorumlu evlât temeli sağlamlaştırıp binayı üzerine güçlü bir şekilde kurmak için elinden gelen her şeyi yapar. Ne dersiniz geleceğin kurucusu olan gençler emeğin, gayretin büyüğü sizde değil mi? 28.08.2009 E-Posta: [email protected] |