Şaban DÖĞEN |
|
Kulun Allah’ı hoşnut etmesi |
“Beşer şaşar” demişler. Şaşmak, hata yapmak, günaha dalmak insana mahsus. Beşeriyet gereği. Asıl hata ise hata yapmak, yanlışa girmek değil, hatada, yanlışta ısrar etmektir. Özür dilemek, pişmanlık duymak, tevbe, istiğfar etmek, hatadan dönmek fazilettir, büyüklüktür. Bu hususta şu hadis-i şerif oldukça anlamlı. Kâinatın Efendisi (asm) “Eğer siz hiç günah işlemeseydiniz, Allahu Teâla Hazretleri sizi helâk eder ve yerinize, günah işleyecek [fakat tevbeleri sebebiyle] mağfiret edeceği kimseler yaratırdı.” 1 Bu hadis-i şeriften günah işlemeye teşvik edildiği anlamı çıkarılmamalıdır. Yoksa günahtan sakındırma uyarıları yapılmazdı. İnsanın yapı ve yaratılışını çok güzel dile getiren bu hadis-i şeriften hata ve kusurlara devam etmeye değil, tam tersi onlardan dönüş yapmaya, pişman olmaya, tevbe ve istiğfara kapı açılmaktadır. Kul günahları sebebiyle karamsarlık, kötümserlik, ümitsizlik ve hayata küsmekten kurtarılmakta, hayata yeniden başlama yolları gösterilmekte, temiz bir sayfa açmaya teşvik yapılmaktadır. Çünkü Allah’ın affedici anlamında Afuvv, tevbeleri kabul edici mânâsında Tevvab; bağışlayıcı, mağfiret edici mânâsında Gafur, çok çok mağfiret edici mânâsında Gaffar gibi güzel isimleri vardır. Aç olana rızkı veren, hasta olana şifayı ihsan eden Allah, kul günaha dalıp pişmanlığa yöneldiğinde de bu isimlerini tecelli ettirir. Dönüş yapan, pişman olan kişi artık aynı hatalara düşmemeye, mânen yükselmeye, olgunlaşmaya, mükemmel, ideal bir insan ve Müslüman olmaya gayret gösterir. Tıpkı Hz. Muaviye’nin sabah namazında cemaati terk ettiğinde duyduğu ıztırapta olduğu gibi. Hz. Muaviye bir sabah namazında cemaate yetişemediğinde öyle bir ah, pişmanlık çekmiş ki, ertesi sabah namazı vakti kapısının çalındığını görmüş, hemen uyanmış, kapıya baktığında hiç tanımadığı birisi. “Beni uyarma gibi hayırlı bir iş yaptın. Teşekkür ederim. Kimsin sen?” dediğinde, “Ben şeytanım” demesin mi adam! “Hayrola! Şeytan böyle hayırlı bir işe vesile olur mu?” dediğinde, “Sen dün sabah cemaate katılamadığın için öyle bir pişmanlık duydun, ah çektin ki bugün de kalkamayıp bir ah çekseydin yüz insanın affına vesile olurdun” der ve onun için uyardığını söyler. Demek hataya takılıp kalmamalı. Hatadan sonraki duruma bakmalı. Kul hatadan döndüğünde hataya tekrar dönmeme noktasında hassasiyet gösterebiliyorsa hata rahmete dönüşür. Dipnot: 1. Müslim, Tevbe: 9 (Hadis no: 2748); Tirmizi, Da’avat 105 (Hadis no: 3533). 22.08.2009 E-Posta: [email protected] |