Vehbi HORASANLI |
|
İstikbal, yalnız ve yalnız İslâmiyetin olacaktır |
Bediüzzaman, Şam’daki hutbesinde aynen bu sözü kullanmış gelecekte hâkimiyetin iman ve Kur’ân hakikatlerine sarılanlara ait olacağını ifade etmiştir. Kur’ân-ı Kerim’de Rabbimiz, peygamber mu'cizelerinden bahsederek insanları ibret almaya ve terakki etmeye teşvik etmektedir. Bediüzzaman’ın ifade ettiği gibi: “Haydi, çalış bu mu'cizelerin numunelerini göster. Süleyman Aleyhisselâm gibi iki aylık yolu bir günde git. İsa Aleyhisselâm gibi en dehşetli hastalığın tedavisine çalış. Hazret-i Musa’nın asası gibi taştan ab-ı hayatı (hayat suyunu) çıkar, beşeri susuzluktan kurtar. İbrahim Aleyhisselâm gibi ateş seni yakmayacak maddeleri bul, giy. Bazı enbiyalar gibi şark ve garbda en uzak sesleri, sûretleri işit gör. Davud Aleyhisselâm gibi demiri hamur gibi yumuşat, beşerin bütün san'atına medar olmak için demiri balmumu gibi yap. Yusuf Aleyhisselâm ve Nuh Aleyhisselâm’ın birer mu'cizesi olan saat ve gemiden nasıl çok istifade ettiğiniz gibi istifade ediniz, taklitlerini yapınız.” İşte Rabbimiz kutsal kitabımız aracılığı ile her yönüyle bizleri maddî ve manevî terakkiye, gelişmeye sevk etmekte, ders vermektedir. Peygamber kıssaları bunun bir delilidir. Bunlardan bir kaçını zikretmeye çalışalım. Hz. Adem (as): İlk ziraat mühendisi ve çiftçi idi. Hz. Şid (as): Dokumacıların, örücülerin ve mensucat sanayiinin ilk kurucusu idi. Hz. İdris (as): İğneyi ilk icad eden, ona delik açan, iplik geçiren olduğundan, terzicilerin—konfeksiyoncuların—örücülerin piri sayılır. Hz. Nuh (as): Marangozların—gemicilerin—denizcilerin piri idi. Hz. Hud (as): Tüccar idi. Bütün tüccarların piri sayılır. Hz. Salih (as): Sürülerle develer yetiştirirdi. Sütlerini hem içer, hem de satıp dünyalığını temin ederdi. Hz. İbrahim (as): Kâbe’yi yeniden inşâ edişiyle, Hz. Süleyman'a (as) ve mimarlara önderlik etmiştir. Ayrıca bereketi ile gen teknolojisini ve yüksek miktarda ürün elde edilmesi yolunu açmıştır. Hz. Lut (as): Tarihçi idi. Seyyahların, piridir. Hz. İsmail (as): Kara ve deniz avcılığı ile geçimini sağlardı. Avcıların piri sayılır. 70 dil bilirdi. Tercümanların da piridir. Hz. İshak ve Hz. Yakup (as): Çoban idi. Hayvancılığın gelişmesine sebep olmuşlardır. Hz. Yusuf (as): Saati ilk icat eden, toprak mahsulleri ofisini ilk defa kuran, bolluk zamanında depolamayı, kıtlık zamanında halka dağıtmayı düşünen bir peygamberdir. Hz. Eyüp ve Hz. Şuayb (as): Ziraatçı idiler. Hz. Musa (as): Çobanlık yapmış ve Hz Şuayb (as)’a yardım etmiştir. Hz. Harun (as): Vezir idi, o da Hazreti Musa’ya yardımcılıkta bulunmuştur. Malûmdur ki Hz. Musa’nın dili peltektir. Firavun’un hışmından Hz. Asiye’nin planı sayesinde kurtulmuş fakat ateşi yuttuğu için dili peltek kalmıştır. Hz. Davud (as): Demiri işleyen, zırh yapan ve düzenli ordular kuran, Calut’un ordularını mağlûp eden bir kumandandır. Hz. Süleyman (as): Emir, hükümdar idi. Sazlardan zembil yapardı. Bakır madenini ilk defa işleyen O’dur. Cinlere hükmederdi. Çok uzak mesafeden Belkıs’ın tahtını getirmiştir. Hz. Zülkifl (as): Ekmek pişirirdi, fırıncıların piri idi. Hz. İlyas (as): Dokumacı ve iplikçilerin piri idi. Hz. Yunus (as): Balık avlayıp geçinirdi, denizcilerin piri idi. Hz. Üzeyr (as): Bahçıvan idi. Meyve ağaçlarını ilk defa aşılayan fidan yetiştiren, budama işlerini insanlara öğretendir. Bağ ve bahçe işleriyle uğraşanların piridir. Hz. Lokman (as): Doktorluk ve eczacılık mesleğinin piridir. Elbette son peygamber ve bütün peygamberlerin üstadı olan Muhammed Aleyhisselâm’ın mu'cizeleri çoktur ve bize çok dersler vermektedir. Peygamberimizin (asm) mu'cizeleri diğer peygamberlerin mucizelerinden ileridedir. Meselâ Hazret-i Musa’nın asası ile taştan su çıkarmasına mukabil, mübarek ellerinden bütün bir orduya yetecek kadar su içirmesi onun (asm) mu'cizelerinde de üstün olduğunu göstermektedir. Bundan başka başta Kur’ân ve Mi'rac mu'cizeleri insanlık tarihinin görmüş ve görecek olduğu en son noktayı işaret etmektedir. Bunları dikkatle incelersek, istikbalde de yalnız ve yalnız İslâmiyetin söz sahibi olacağını anlayabiliriz. Evet, günümüzün en etkili silâhı olan belâgat gittikçe önem kazanmakta ve insanlar bu sayede çok güçlü bile olsa rakiplerini kolayca alt edebilmektedirler. O halde kırk yönü ile Peygamberimizin (asm) en büyük mu'cizesi olan Kur’ân’ın gelecekte en büyük söz sahibi olması gayet aşikârdır. Yeter ki onu anlamaya çalışalım ve yeter ki ondan ibret alalım. Peygamberimizin (asm) diğer bir mu'cizesi olan “Mi’rac” insanların çok yüksek süratlere erişebileceğini ve zaman içinde kısmi de olsa yolculuk yapabileceğini bizlere göstermektedir. Nitekim daha şimdiden bazı uzay araçlarının Güneş Sisteminin dışına kadar gittiğini ve yüksek sür'atlere çıkabildiğini görebiliyoruz. Elbette Peygamber Efendimizin (asm) mu'cizelerine yetişmek mümkün değildir. Zira ulaşılabilecek en yüksek sınırı bize tarif etmektedir. Bununla birlikte onun açtığı yoldan giden bazı büyük zatların yaptığı gibi fazilet ve ahlâkta, bilim, teknolojide ve san'atta terakkî etmek mümkündür. Kur’ân’da geçen ve Peygamberimizin (asm) eliyle Ay’ı ikiye bölerek sadece dünyadaki insanların değil kâinatta var olan diğer canlıların da şahit olduğu diğer bir mu'cizesi; insanlığın ulaşabileceği diğer bir sınırı göstermektedir. “Ay yarıldı, kıyamet yaklaştı” âyeti bize insanlığın çok büyük cisimleri bölüp parçalayabileceğini gösterebilmektedir. Nitekim Atom bombası patlatıldıktan yıllar sonra bundan 200 kat şiddetli olan Hidrojen bombası icat edilmiştir. Nükleer teknolojinin gelişmesi ile daha şiddetli bombalar üretilebilmektedir. İnsanoğlu yapmış olduğu edepsizliklerle çabuk bir kıyameti getirmediği takdirde bunların bir kısmını görmek mümkün olacaktır. Eğer Peygamberimizin (asm) açtığı yoldan gidersek istikbal yalnız ve yalnız İslâmiyetin olacaktır. Zira Kur’an’da da geçtiği gibi Allah nurunu tamamlayacaktır, kâfirler istemeseler bile… 18.08.2009 E-Posta: [email protected] |