Şaban DÖĞEN |
|
Şerefli bir günah |
Günahın şereflisi de olur mu? Ebu’l-Hasen-i Şazelî, “Ne şerefli bir günahtır ki işleyeni halifelik makamına eriştirmiş, Kıyamete kadar gelecek insanlar için tevbe kapısını açık tutmuştur” 1 der. Ebu’l-Hasen-i Şazelî bu ifadeleri Hz. Âdem’le Havva anamızın yasak meyveden yiyip Cennetten çıkarılışları için kullanıyor. Bilindiği gibi Hz. Âdem’le Havva anamız şeytana uymuş, yasak meyveden yemiş, bu yüzden Cennetten çıkarılmışlardı. Ancak yasak meyveden yediklerinde hata yaptıklarını anlayıp pişmanlık duymuş, Allah’tan af dilemiş, “Ey Rabbimiz, biz kendimize zulmettik. Eğer Sen bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen biz elbette hüsrana düşenlerden oluruz” 2 demişlerdi. Peygamberler için genelde zelle ve hata olarak nitelendirilen günah işleme aslında insanın yapısında var. İnsan mânevî eğitimle, imanını kuvvetlendirmekle günaha dalmaktan kendini kurtarmaya çalışır. Hata işlediğinde de tevbe eder. İçerisine kötülüğü emreden bir nefis yerleştirilen Âdemoğlu nefisle ve onu Cehenneme sürüklemek için didinen baş düşman şeytanla mücadele ederek melekleri dahi geçebilecek dereceye yükselmek, nefis ve şeytana uyarak kötülüklere daldığında hayvanları dahi geride bırakabilecek bir özellikte yaratılmıştır. Yükselebilmek için görevini hakkıyla yapmakla başbaşadır insan. Bu görev onun mânen ilerlemesini, insanî değer ve faziletlerle donanıp yükselmesini, yeteneklerini geliştirmesini, Allah’ın güzel isimlerine ayna olmasını gerektirmektedir. Evet, insan Allah’ın güzel isimlerine ayna olacak, yeryüzünde O’nun vekili olup güzel isimlerini tatbik edecek, tasarrufta bulunacak; adaletli davranmakla Adl, faydalı işler yapmakla Hakim; şefkatli, merhametli davranmakla Rahman ve Rahim, ilmiyle Alîm, sevmek ve sevilmekle Vedud, cömert davranmakla Kerîm isimlerine, işlediği günahlardan silkinmek, arınmakla da Cenâb-ı Hakk’ın Afüvv, Gafur, Tevvâb gibi isimlerine ayna olacaktır. İşte melekleri geçebilecek insanlığın ayı ve güneşi olmuş insanlarla Firavun, Nemrud, Ebû Cehil gibi haddini aşıp zulüm ve isyanda ilerleyen insanlar dünya imtihan salonunda birbirlerinden ayrılmaktadırlar. Cennette kalınsaydı bu mümkün olur muydu? Elmas hükmündeki Ebû Bekirlerle kömür hükmündeki Ebû Cehiller nasıl aynı kefeye konulabilir, nasıl birlikte Cennette olabilirler? Demek Cennet ucuz olmadığı gibi Cehennem de lüzumsuz değildir.
Dipnotlar: 1- H. Cisrî, Risâle-i Hamidiye, Müt. Manastırlı İsmail Hakkı, İstanbul: Bahar yayınları, 1973, s. 611. 2- A’raf Sûresi: 23. 24.08.2009 E-Posta: [email protected] |