H. İbrahim CAN |
|
Kıbrıs’ta müzakerelerin birinci turu biterken |
KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Dimitris Hristofyas arasında yaklaşık bir yıl önce başlatılan görüşmelerin birinci turu sona ererken, elde edilen tek olumlu gelişme, tarafların ilk kez anlaştığı ve anlaşamadığı hususları ortak metin haline getirmesi oldu. Bu görüşmeler altı başlık halinde yürütülmüştü. Müzakerelerde gelinen nokta şöyle: 1- Yönetim ve güç paylaşımı: Yeni devletin federal yürütme organının nasıl oluşturulacağı konusunda taraflar bir uzlaşmaya varamadılar. Türk tarafı ayrı ayrı listelerle seçime gidilmesini önerirken, Rum tarafı başkan ve başkan yardımcısının tek liste ile ağırlıklı oyla doğrudan halk tarafından seçilmesini istiyor. Federal senatoda uzlaşılsa da federal meclisin oluşumu hususunda da uzlaşma yok. Ayrıca Rum tarafı otuz beş yıldır oraya yerleşmiş olan Türkiyeli göçmenlerin adada kalmasına da karşı çıkıyor. Vatandaşlık konusunda da uzlaşma yok. Federal polis konusunda uzlaşma sağlandı. Devlet memurlarının yüzde kaçının Türk olacağı konusunda tam uzlaşma henüz yok. 2- Garantörlük sistemi: Türk tarafı Bosna ve benzeri örnekleri dile getirerek, Türkiye ve Yunanistan’ın 1960 Garanti ve İttifak anlaşmasındaki gibi garantörlüğünün sürmesini istiyor. Rum kesimi ise AB üyeliği yeterli güvence sağlar, garantörlük çağdışı diyor. Ayrıca Rum tarafı Türk ve Yunan askerlerinin adadan çok kısa süre içinde tamamen çekilmesini istiyor. 3- Dış ilişkiler: İki taraf bu konuda uzlaşamıyor. Türk tarafı federe devletlerin bu konuda daha bağımsız olmasını isterken, Rum tarafı yalnızca kültür ve ticaret alanında böyle bir serbestiyeti kabul ediyor. 4- Mülkiyet: Toprak konusunda hiçbir uzlaşma sağlanamadı. Zaten bu konu en zor konu olduğu için en son karara bağlanabilecek konular arasında. Türk tarafı hem mülk sahiplerinin hem de mevcut kullanıcıların haklarını koruyacak tazminat, takas ve iade alternatiflerini içeren ve bu konuda mülkiyet komisyonuna nihaî yetki veren bir çözüm bulunması gerektiğini savunuyor. Rum tarafı ise bu konuda mülk sahibinin seçiminin esas alınmasını istiyor. 5- Ekonomi: Bu konuda altı başlıkta ortak metin hazırlandı. Merkez Bankası ve para birimi üzerinde uzlaşılan konular. Ancak kalkınma politikalarının belirlenmesinde yetki konusunda uzlaşma sağlanamadı. 6- Yeni devlete geçiş: Türk tarafı bu konuda Annan Planının esas alınmasını önerirken, Rum tarafı herhangi bir teklifte bulunmadı. Bu konuda uzlaşmanın ikinci turda sağlanabileceği sanılıyor. 7- Avrupa Birliği ile ilişkiler: Taraflar arasında bu konuda bazı anlaşmazlıklar bulunsa da temelde uzlaşma sağlandı. Kısacası; en önemli konular olan mülkiyet, toprak, güvenlik ve garantiler konusunda hiçbir uzlaşmaya varılamadığı gibi, aradaki görüş farklılıkları da hayli derin. Rum tarafı AB üyesi olmasının verdiği rahatlık içinde, müzakereler için bir takvim ve son tarih belirlenmesine karşı çıkıyor. Türk tarafı ise sonsuza kadar müzakerelerin süremeyeceğini, bu yıl sonuna kadar tamamlanıp, 2010 başında referanduma gidilmesini istiyor. Görünen o ki; maalesef bir yıllık müzakerelerde önemli bir ilerleme sağlanamadı. Asıl önemli konuların geride olduğu, müzakerelerin uzayacağı ve liderlerin görev süresinin bu müzakereleri bitirmeye yetmeyeceği düşünülürse, Kıbrıs’ta çözümün hâlâ çok uzak olduğunu söylemek mümkün. Türkiye’nin bu konudaki tek kozu Türk limanlarının Rum gemilerine açılması. Bunu da müzakerelere endekslemeden, AB üyelik süreci taahhüdümüz olarak zaten yapmak zorunda kalacağız. Umarız BM ve AB, Rum tarafı ve hamisi Yunanistan’a baskı yaparak, bu sorunun bir an önce çözülmesini sağlar. 17.08.2009 E-Posta: [email protected] |