H. İbrahim CAN |
|
Geçen hafta dünyada neler oldu? |
Çin hızlı ekonomik kalkınmanın bedelini ödüyor. Hukukun üstünlüğü, insan hakları ve demokrasinin yokluğu, Komünist Parti yöneticilerinin rüşvet ve yolsuzluklarla hızlı zenginleşme yolunu seçmesini kolaylaştırdı. İşte şimdi yönetim alarm veren yozlaşmayla mücadele için çok ağır tedbirler almaya başladı. En son 9 vilayetteki 30 havaalanını işleten devlete ait hava limanı şirketleri topluluğunun yönetim kurulu başkanı ve genel müdürü olan Li Peiying’i 14,6 milyon dolar rüşvet almaktan dolayı idam etti. Geçen ay da 28 milyon dolar rüşvet alan Çin Petrol ve Kimyasal Şirketinin eski yönetim kurulu başkanını ölüme mahkûm etmişti. Çin’in komünizm zulmü altında bütün değerlerinden yoksun bıraktığı, baskı altında tuttuğu birbuçuk milyar Çinliyi ağır cezalarla düzeltemeyeceğini kısa süre içinde görecek. İnançtan yoksun bırakılan insanları idamla bile kontrol altında tutamayacaklarını anlaması uzun sürmeyecektir. *** Giritli bir kadına aşırı sarhoş bir İngiliz turist sataşmaya kalkınca üzerine gazyağı döküp ateşe verdi. İlk duruşmasından çıkan Marina Fanouraki’yi mahkeme önüne toplanan halk alkışlamış. Sarhoş turistlerden bıkan yerliler onu bir öncü gibi görüyorlarmış. İngiliz dışişleri de turistleri Akdeniz ülkelerinde ölçülü içmeye dâvet ediyor. Peki içmeseler olmaz mı? *** Paris’teki Louvre Müzesinde bulunan Mona Lisa tablosu saldırıya uğradı. Mona Liza’ya gösterilen ilginin kendisine gösterilmemesine, başvurusunun reddedilerek Fransız vatandaşlığına alınmamasına kızan bir Rus kadın çantasından çıkardığı çay kupasını tabloya fırlatarak durumu protesto etti. Ancak 1956 yılında tablonun asit ve taş saldırısına uğramasından sonra tedbir alınmıştı. Kurşun geçirmez camı çizmekten başka zarar veremeyen kupa; dünyanın ilgisini, atan kadına çekmeyi başardı. Ancak bu ün kadıncağızın Fransa vatandaşlığı bir yana ülkede kalmasını bile imkânsız hale getirebilir. Neye niyet neye kısmet! *** 2001 yılında koyduğu bomba ile uçağı İngiltere’nin Lockerbie kasabası üzerinde düşüren ve 270 kişinin ölümüne sebep olan Libyalı ajanı 25 yıllık hapis cezasını tamamlayamadan hapisten çıkacak. Çünkü kul hakkı ahirete kalmadı ve Ali Muhammed el-Megrahi prostat kanserinin son evresini yaşıyor. Ancak kurbanların aileleri buna karşı çıkıyor. Bazı kurbanların aileleri ise onun suçlu olmadığına inanıyor. İskoçya af komitesi henüz karar veremedi. Tabi onlar affetse bile, Hesap Günü’nde Megrahi’yi ağır bir muhakeme bekliyor. Bu arada bombayı koyma emrini veren Kaddafi bugün İngiltere’nin ticaret hacmi yüksek ortaklarından. *** 11 Eylül saldırıları sonrasında CIA’nın sekiz ayrı ülkedeki gizli sorgulama merkezini inşa eden CIA yetkilisinin yolsuzluktan yargılanması bu gizli hapishanelere ilişkin bazı bilgileri gün ışığına çıkarıyor. O dönemde CIA’nın Avrupa lojistik merkezi yöneticisi olan Kyle D. Foggo bu inşaatları gerçekleştiren adam. Bir tanesini Bükreş’in işlek bir caddesindeki onarılan bir binanın içine kurmuşlar. Bir diğerini Fas’ta… Çoğunun yeri hâlâ gizli tutuluyor. Buralarda işkence edilen masumların ahı tutmuş olacak ki, Foggo CIA üst düzey yöneticiliğine geldikten sonra, bir çocukluk arkadaşı müteahhide pahalı tatiller ve lüks lokantalarda yemekler karşılığı CIA’nın 1,7 milyon dolarlık ihalesini vermiş. “Ne yapacaktım gizli işleri en güvenilir dostuma verdim” diyerek kendini savunuyor! Ve üç buçuk yıl hapse mahkûm şimdi. Çıkınca da muhtemelen arkadaşının vaat ettiği emeklilikte dolgun maaşlı işe girecek! 15.08.2009 E-Posta: [email protected] |