09 Temmuz 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Mikail YAPRAK

Zirvedeki köpek


A+ | A-

Zamanın kadısı Tahir Efendi’nin, kendisi için “o bir köpektir” demesine sinirlenmeden tevriye san'atını kullanan şair Nef’î, yazdığı tevriyeli dörtlüğünde yakın mânâda köpeği temize çıkarırken, uzak mânâda asıl “kelp”in Tahir Efendi olduğunu söylüyor:

“Tahir Efendi bana ‘kelp’ demiş, İltifatı bunda zahirdir. Malikî mezhebim benim zira, İtikadımca ‘kelp’ tahirdir.”

«««

Namık Kemal, Hürriyet kasidesinde; “Muini, zalimin dünyada erbab-ı denaettir, Köpektir zevk alan seyyad-ı bîinsafa hizmetten” diyor.

Hürriyet şairi burada, insafsız avcıya hizmetten zevk alan köpekten ziyade, zalimlerin yardımcısı olan alçaklara vuruyor. Çünkü bu hürriyet âşıkının hedefinde köpekler yok, müstebit zalimler vardır.

«««

Avusturya gazetelerinin 22.1.2007 tarihli sayılarında görmüştüm o fotoğrafı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Almanya Başbakanı Angela Merkel’in basına poz veren zirve oturumu ve karşılarında Putin’in “Koni”si, yani labrador cinsi köpeği..

Köpek, yaman bakışlarını ve ateşli gözlerini Merkel’e dikmiş, “Sahibime sakın yanlış yapma, yoksa karışmam” der gibiydi. Merkel, korkarak, yardım istercesine Putin’e bakınca, Putin bir işaretle Koni’sini uzaklaştırdı, ama cins köpek bu sefer de gazetecilere yönelince, Merkel nükteyi patlattı:

“Şimdi de gazetecileri yemeye gidiyor!”

Rahmanî mi, şeytanî mi olduğunu kestiremediğim bir fikir aniden zihnime gelerek beni güldürdü. Haydi sizinle de paylaşayım bari:

Acaba, diyorum, AB’ye girmemize şiddetle karşı olan Merkel’in dünyasına bir köpeğimizi musallat ederek, onu şöyle bir korkutsak nasıl olur?

Şaka bir yana, edebiyatın ve siyasetin zirvesinde adını duyuran ve Ashab-ı Kehf’in Kıtmir’inin hemcinsleri olan köpeklerimiz, nihayet bu ahirzamanda, zaten “ekpekülküpeka” tarafından kuşatılan zirvelerdeki yerlerini de almış oldular.

Ve bir âyet:

”Köpekleri ise iki ayağını mağaranın kapısına doğru uzatıp yatmıştır. Eğer onları o halde görseydin, için korku ile dolar ve döner kaçardın.” (Kehf, 18)

«««

O fotoğrafı gördüğümden bu yana, “zirvedeki köpek” üzerine yazmayı hep tasarlamama rağmen, hissî ve fiilî engellerle bugüne kadar ertelendi.. Şimdi anlıyorum ki, bu “erteleme,” iddiamın olgunlaşması içinmiş. Tabiî ki böyle bir yazının ve yazıdaki iddianın olgunlaşmasını beklemek, Türkiye’nin 12 Eylül mimarlarının, “kardeş kanı akmasına seyirci kalarak,” ihtilâlin olgunlaşmasını beklemelerine benzemedi. Bizimkisi nihayet bir yazı. Yazılsa da olurdu, yazılmasa da..

Gelelim, bugüne kadar ertelenen iddiamıza..

Evet, iddia ediyorum ki:

Bugün dünyadaki bazı zirveler, “ekpekülküpeka” ile kuşatılmıştır. Bediüzzaman’ın Sünûhat’ındaki, İngilizlerin İstanbul’u işgali sırasında tam muhataplarını bulan, “Ey ekpekülküpekadan (köpeklerin en köpeğinden) tekepküp etmiş (köpekleşmiş) alçak köpek!” ifadesini, makam münasebetiyle bu yazımızda kullanmamız yanlış olmasa gerek. Çünkü bu hitabın hedefine giren bazı zirvelerin “ekpekülküpeka”sı, Soçi’deki Merkel’li, Putin’li zirvenin siyah labrador cins köpeğine de benzemezler. Bir mezhebe göre tahir (temiz) olan hakikî kelplerin, o zirvelere, o ekpekülküpekadan daha lâyık olduklarını zaman gösterdi.

Afganistan’da, Irak’ta ve Gazze’de akan kanların ve harabeye dönen mekânların üzerinde fildişi kulelerde yapılan zirvelerde sırıtan dişlere bakıyoruz da, Hz. İsa’nın(as), bir köpeğe bakarak dediği, “ne güzel dişleri var” ifadesini kullanamıyoruz.

«««

Darbe ürünleriyle, ihtilâl softalarıyla ve kirli siyaset artıklarıyla kuşatılan zirvelerin, üzerlerinde taşıdıklarına daha fazla tahammülleri kalmadı. Yanardağlar, zirvelerinden lavlar saçarak yerküresine nefes aldırdıkları gibi, zirve makamlar da, üzerlerindeki yanlış kişileri silkeleyerek, dünyayı huzura kavuşturacaktır İnşaallah.

09.07.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (25.06.2009) - Yedi düvelde yediden yetmişe “yedinci söz” dersleri

  (18.06.2009) - Said Nursî ve Charles De Foucauld

  (11.06.2009) - Bediüzzaman’ın dünyasına girebilmek

  (04.06.2009) - Bilgi edinme hakkı

  (28.05.2009) - Yazayım mı, yazmayayım mı?

  (14.05.2009) - Öksüzler ve yetimler günü

  (07.05.2009) - Alındık mihnet ü vebal ile bab-ı hükümetten

  (30.04.2009) - 1 Mayıs düşünceleri

  (23.04.2009) - Lütfen “23 Nisan’cılık” yapmayalım

  (16.04.2009) - Cihan padişahı Yavuz Sultan Selim’e arzuhâl

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.