27 Mayıs 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Kazım GÜLEÇYÜZ

Negatif enerji


A+ | A-

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Balçiçek Pamir’e verdiği mülâkatta, geçen hafta Türkan Saylan’ın cenazesine hükümetten niye kimsenin katılmadığına dair eleştirileri cevaplarken şöyle diyor:

“Biz böyle törenlere katıldığımızda başımıza gelenleri biliyoruz. Kolay mı zannediyorsunuz o cenazeye katılmak?” (Habertürk, 25 Mayıs 2009)

Hatırlanacağı gibi, Danıştay saldırısında vefat eden mahkeme üyesi Özbilgin’in cenazesine katılan Çiçek ve o günlerde bakan olan Gül, bir kısım provokatörlerin hiçbir insanî ve ahlâkî ölçüye sığmayan protestolarına hedef olmuşlardı.

Namaz kılınacak mekâna, geniş güvenlik tedbirleriyle, cami merdivenlerinden adeta “kaçırılırcasına” intikal ettirildiğini televizyonların canlı yayınlarıyla izlediğimiz Çiçek, “Başımıza gelenleri biliyoruz” diyerek o günü hatırlatıyor.

Ve aynı durumun, yine cenaze âdâbına hiçbir şekilde yakışmayan “Türkiye laiktir, laik kalacak; M. Kemal’in askerleriyiz” gibi sloganların atıldığı Saylan’ın cenazesinde de tekrarlanmasından endişe duydukları için bu defa katılmadıklarını ifade ediyor. En önemli gerekçesi bu.

Çiçek’in şu sözü de son derece düşündürücü:

“Türkiye’de insanları birbirinin cenazesine gidemeyecek kadar önyargılı hale getirdiler...”

Bu hazin tesbit, yeni DP Genel Başkanı Cindoruk’un defaatle ve vurgulu ifadelerle dile getirmeye çalıştığı “Halk bölünmeye gidiyor” iddiasının, bir cihetiyle, önde gelen bir kabine üyesi tarafından da tasdiki anlamına gelmiyor mu?

Ortaya çıkan görüntüler, toplumda oluşturulmak istenen “laik-antilaik kutuplaşması”nın giderek derinleşmekte olduğunu göstermiyor mu?

27 Nisan sürecindeki laiklik mitingleri, geçtiğimiz 17 Mayıs’ta Ankara’da tertiplenen ve mutad olduğu üzere Anıtkabir ziyaretiyle bitirilen açık hava toplantısı, son olarak Saylan’ın cenazesi, laikçi tepkilerin dışavurumu değil miydi?

Gerçi o toplantılara katılanların tamamını aynı kategoriye koyup hepsini “demokrasi karşıtı laikçiler” olarak nitelemek doğru değil. Onların içinde de farklı tonlar var; mücadelesini demokratik yöntemlerle vermek isteyenler mevcut.

Ama provokasyondan medet uman ve şirretliği elden bırakmayan tiplerin varlığı da vâkıa.

Allah’tan, buna karşı, laikliğin din ve vicdan hürriyeti üzerinde bir baskı aracı olarak kullanılmasına haklı olarak itiraz eden büyük çoğunluk, laikçi zihniyet adına sergilenen bu tür şirretliklere aynı üslûp ve söylemlerle mukabele etme yanlışına düşmüyor; daraldığında “lâ havle” çekip sabrederek sağduyu çizgisinde kalıyor.

Allah muhafaza, eğer onlar da meydanlara dökülüp, perde gerisindeki provokatörlerin ekmeğine yağ sürecek tarzda aşırılıklar sergileseler, Türkiye’de neler olacağını kimse kestiremez.

Gerçek şu ki, bu ülke bunca senedir tezgâhlanan ağır tahriklere rağmen iç barışın ve toplumsal huzurun büyük ölçüde korunabiliyor olmasını, sessiz çoğunluğun bu sağduyusuna borçlu.

Ama bu durum, son dönemde yine ciddî bir gerilim potansiyelinin oluştuğunu gözardı ettirmemeli. Sebep, 28 Şubat’ın mayınlı alanlarında hiçbir kayda değer adım atmamasına ve kritik konularda hep alttan almasına rağmen laikçi cepheye yeni tahrik kozları vermekten de geri durmayan bir siyasî kadronun iktidarda olması.

On iki yıl önce RP iktidarının tetiklediği tepkiler 28 Şubat’ın bahanesi olmuştu. Şimdi de o partiden ayrılan ekiplerce “Değiştik, millî görüş gömleğini çıkardık” söylemleriyle kurulan parti, yedi yıllık iktidarında 28 Şubat tasarruflarına hiç dokunamadığı halde, benzer tepkilerin hedefi oluyor. Ve iki yıl önceki cumhurbaşkanı seçiminin doğurduğu şiddetli hazımsızlık, bu tepkileri besliyor. Bu tabloya karşı başlatılan mücadelede A planı işe yaramayınca B, ondan da sonuç alınamayınca C planları devreye sokuluyor.

Biriken negatif enerjinin demokratik süreç ve işleyiş içerisinde elimine edilmesine ihtiyaç var.

27.05.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (28.05.2009) - Mayın tuzağı

  (27.05.2009) - Negatif enerji

  (26.05.2009) - Davudoğlu ve AB

  (24.05.2009) - Cenaze buluşmaları

  (23.05.2009) - Aydınlar ve din

  (22.05.2009) - Ağır vebal

  (21.05.2009) - Siyasette tekfir...

  (20.05.2009) - DP, CHP değildir

  (19.05.2009) - DP için çıkış yolu

  (17.05.2009) - İki kahraman daha

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl
Reklam Linkleri: Risale Yorum- Risale Çocuk- Yemek Tarifleri - Euro Nur - Fıkıh İnfo- Satılık Tekne- Cevşen - Yeni Asya Barla - Makdis