21 Mayıs 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Kazım GÜLEÇYÜZ

Siyasette tekfir...


A+ | A-

Din-siyaset ilişkisini rayına oturtmak için aranan formül, Bediüzzaman’ın ortaya koyduğu ve “Siyaset dinin hizmetinde olmalı, din siyasetin değil” şeklinde özetlenebilecek prensip olsa gerek. Bunun hayata geçirilmesi ise, dini bütün siyasî tarafgirlik ve karşıtlıkların üzerinde tutan bir anlayışla mümkün.

Burada özellikle dinî hassasiyetler adına ortaya konulacak tavırlar, hayatî bir öneme sahip.

Meselâ, siyasî tartışmalara dinî motif ve söylemlerle müdahil olunması, hele siyaseten karşı olunan görüş sahiplerine “dinsiz, münafık” gibi sıfatların kolayca yakıştırılabilmesi, çok yanlış.

Bediüzzaman’ın bu çok önemli ve hassas konuda da kesinlikle gözardı edilmeyip dikkate alınması gereken ölçüler verdiğini görmekteyiz.

Meselâ Sünûhat’ta diyor ki:

“Dine imale etmek (meylettirmek) ve iltizama (dini gerekli görüp sahip çıkmaya) teşvik etmek ve vazife-i diniyelerini ihtar etmekle dine hizmet olur. Yoksa ‘dinsizsiniz’ dese, onları tecavüze sevk etmektir. Din, dahilde menfî tarzda istimal edilmez.” (Eski Said Dönemi Eserleri, s. 498)

Yine Said Nursî’ye göre, mü’min bir kişiden “kâfir bir sıfat” sâdır olabilir, ama bu, o kişinin —hele imanına delâlet eden başka sıfatlar taşıyorsa—küfrüne hükmetme gerekçesi olamaz.

Onun için, “Tekfire çabuk cür’et edenler düşünsünler!” (a.g.e., s. 472) ikazında bulunan Bediüzzaman, aynı konudaki vurgulu Nebevî irşad ve uyarılara da dikkatlerimizi çekmiş oluyor.

Kaldı ki, kişilerin imanı veya küfrü hakkında karar verecek mercî, İlâhî adalet terazisinin sahibi olan Zat-ı Akdesten başkası değil, olamaz.

Kul, aynı kulluk statüsünü paylaştığı başkalarını inançlarıyla ilgili olarak yargılama ve de mahkûm etme hak ve yetkisini nereden alıyor?

Münâzarât’taki izahlarda, aynı konunun diğer bazı önemli boyutları üzerinde de durulmakta.

Bu noktada, “Eskiden beri işitiyoruz ki, bazı Jön Türkler masondurlar, dine zarar ediyorlar” sualine Üstadın verdiği cevap çok dikkat çekici.

Evvelâ, “İstibdat kendini ibka etmek (devam ettirmek) için şu telkinatı vermiştir” diyerek, hürriyetçileri milletin gözünden düşürme taktiklerinden birinin bu tür suçlamalar olduğunu söylüyor. Sonra, “Bazı lâubalilik dahi bu vehme kuvvet veriyor” tesbitiyle, hürriyetçilerin din noktasındaki bazı hatalı tavırları ile istibdadın eline koz verdiklerini vurguluyor (a.g.e., s. 355).

Bunun çok ilginç ve tipik örneklerinden biri, Celal Bayar’ın 1949 sonlarında Yakup Kadri Karaosmanoğlu ile sohbet ederken anlattığı olay:

Bayar Bursa’da laikliği anlatan bir konuşma yapmış. Sebilürreşad dergisi, bu konuşmadan dolayı onu dinsizlikle suçlamış. CHP de bu dergiden binlerce nüsha alıp memleketin her tarafına dağıtmış. Bunun üzerine Bayar İnönü’ye gidip, “Paşam, hani parti mücadelesinde din istismarcılığı yapmama hususunda sözleşmemiz vardı?” diye sorunca ondan şu cevabı almış: “Ne yapalım, bizim arkadaşlar senin bir zaafından istifade etmişler.” (Ülkü Demirtepe, “Politikacıların Röntgeni” yazı dizisi, Milliyet, 25.10.1991)

Cumhuriyet Türkiye’sinde istibdadın simge kurumu CHP, rakibi Demokrat Partiyi, “mürteci” saydığı bir derginin Bayar’a yönelttiği dinsizlik suçlamasını kullanarak yıpratmaya çalışıyor!

Bayar, rejimin tabularında CHP’den farklı düşünmediği halde, sırf tek parti diktasına karşı, büyük ihtimalle kişisel hesaplarla da olsa alternatif bir partinin başını çekenler arasında yer alarak demokrasi ve hürriyetlere katkı sağladığı için istibdadın hedefi haline geliyor, halkı ondan soğutmak için “dinsizlik”le suçlanıyor; bunda da Millet Partisi taraftarı bir dergi kullanılıyor.

Normalde, laikliği savunan Bayar’a herkesten fazla ve önce CHP’nin sahip çıkması ve “mürteci” dergiye de “haddini bildirmesi” gerekirken!

Demek ki, derdi o değil; onun için asıl mesele istibdadın devamı ve hürriyetçilerin zayıflaması.

Bu çok önemli konuya devam edeceğiz.

21.05.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (20.05.2009) - DP, CHP değildir

  (19.05.2009) - DP için çıkış yolu

  (17.05.2009) - İki kahraman daha

  (16.05.2009) - Sürüncemedeki süreç

  (15.05.2009) - AB’de takiyye mi?

  (14.05.2009) - Asker ve Erdoğan

  (13.05.2009) - Ergenekon ve darbe

  (12.05.2009) - DP kongresi

  (10.05.2009) - Nasihat istersen...

  (09.05.2009) - Üç kritik gündem

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl
Reklam Linkleri: Risale Yorum- Risale Çocuk- Oktay Usta - Euro Nur - Fıkıh İnfo- Ahmet Maranki- Cevşen - Yeni Asya Barla - Makdis