26 Mayıs 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Kazım GÜLEÇYÜZ

Davudoğlu ve AB


A+ | A-

Yeni Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Ahmet Davudoğlu’nun, görevi devralırken ve akabinde yaptığı açıklamalarda AB konusundan uzak durması istifhamlara yol açmıştı.

Sonraki günlerde bunu telâfiye ve bu yönde oluşan algıyı değiştirmeye yönelik beyanları oldu.

Söz gelişi, “AB süreci tek yönlü; ne geri dönüşü, ne de sağa ve sola çıkışı var” diye konuştu.

Ardından, “AB sürecinin unutulması mümkün değil. Bu süreç kendisini unutturmaz” dedi.

“Ortadoğu’ya odaklanılması AB’den uzaklaşmayı mı getiriyor?” sorusuna ise şu cevabı verdi:

“Ortadoğu’da etkili ve başarılı olduğumuz için AB’de daha değer kazanıyoruz. AB müzakere süreci de Ortadoğu’daki ağırlığımızı arttırıyor. İki süreci birbirinin ayrılmaz parçaları olarak kabul etmek, dış politika perspektifini buna göre belirlemek lâzım.” (M. Karaalioğlu, Star, 21.5.09)

Öte yandan, Türkiye’nin AB üyeliğini “ikinci bir Tanzimat projesi” olarak niteleyen Prof. Davudoğlu, söz konusu proje kapsamında büyük bir yeniden yapılanmaya ihtiyacımız olduğunu ve AB sürecinin bunu sağlayacağını vurguladı.

2005-6’ya kadar yoğun ve başarılı reformlar yapıldığını, ama daha sonraki yılların kayıp olduğunu söyledi. “2007’de yaşananlar gösterdi ki, demokrasimiz hâlâ kırılgan” tesbitini dile getirdi.

Ve Türkiye’nin yeni anayasa başta olmak üzere siyasal reformlara ihtiyacı olduğunu ifade etti.

Bunların hepsi Davudoğlu gibi derinlikli ve vizyon sahibi bir strateji uzmanından beklenen çok doğru ve isabetli tesbit ve değerlendirmeler.

Peki, gelinen aşamada, bunların üstelik bir miktar gecikmeli olarak ifade edilmesi, zihinlerde beliren istifhamları izale için yeterli olur mu?

Çünkü AB sürecinde artık sözden ziyade icraat beklentisinin öne çıktığı bir merhaleye ulaşmış bulunuyoruz. Bu, AB mahfillerinden gelen mesajlarda da gayet açık bir şekilde görülüyor.

Defalarca yazdığımız gibi, 17 Aralık 2004’te AB’den müzakere tarihi almamızdan sonraki iki sene, hiçbir yeni adım atılmadan boşa harcandı.

2007, odağında cumhurbaşkanı seçiminin yattığı mâlûm krizlerle geçti. 22 Temmuz seçimiyle seçmenden alınan yetki değerlendirilemeyince, 2008 de, AKP’ye açılan kapatma dâvâsının sebep olduğu yeni kriz sürecine kurban verildi. Ama bu durum 2008’le sınırlı kalmadı, yarısını geride bırakmak üzere olduğumuz 2009’a da taşındı.

Ve bu gidişle sonrası için de pek ümit yok.

Çünkü AKP’ye açılan kapatma dâvâsında verilen karar, iktidar partisini bloke etmiş durumda.

Bu blokajı kırmak için yapılması gereken anayasa değişikliği de gerçekleşebilecek gibi gözükmüyor. Cemil Çiçek’in “Biz gündeme getirsek ‘AKP’nin anayasası’ diye mahkûm ediyor, kendileri de herhangi bir öneri sunmuyorlar” şikâyeti, son girişimde de gelinen noktayı ortaya koyuyor.

Dolayısıyla, Davudoğlu’nun “Anayasa başta olmak üzere siyasî reformlara ihtiyaç var” sözünün gereğiyle, bu konuda zaten tutuk olan hükümetin muhalefet kaynaklı engellemeler karşısında iyice işin peşini bırakan yaklaşımı çelişiyor.

Davudoğlu, bu tavrı değiştirtebilecek mi?

Dışişleri Bakanının, AB süreciyle ilgili olarak pratiğe yönelik sözleri de var. Meclisin tatile girmesinden önceki bir buçuk aylık süreyi iyi değerlendireceklerini; İnsan Hakları Kurumuyla ilgili düzenlemeyi sonuçlandıracaklarını; ardından yıl sonuna kadar, ilerleme raporunun olumlu çıkması için gereken bütün reformlara el atacaklarını; seçime kadarki süreyi de seferberlik bilinciyle değerlendirmeleri gerektiğini söylüyor.

Keşke öyle olsa ve yapabilseler... O zaman demokrasi kazanır, halk kazanır, Türkiye kazanır.

Ama bu iş için—üstelik Meclis dışından o göreve getirilen—bir bakanın iradesi yeterli olmuyor. Hükümetin de evvelâ Başbakan düzeyinde konuya sahip çıkması gerekiyor. 29 Mart sonrasında o da yetmiyor; muhalefetle de en azından asgarî müştereklerde uzlaşılması icab ediyor.

Ne dersiniz; bütün bunlar olabilecek mi?

26.05.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (24.05.2009) - Cenaze buluşmaları

  (23.05.2009) - Aydınlar ve din

  (22.05.2009) - Ağır vebal

  (21.05.2009) - Siyasette tekfir...

  (20.05.2009) - DP, CHP değildir

  (19.05.2009) - DP için çıkış yolu

  (17.05.2009) - İki kahraman daha

  (16.05.2009) - Sürüncemedeki süreç

  (15.05.2009) - AB’de takiyye mi?

  (14.05.2009) - Asker ve Erdoğan

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl
Reklam Linkleri: Risale Yorum- Risale Çocuk- Yemek Tarifleri - Euro Nur - Fıkıh İnfo- Satılık Tekne- Cevşen - Yeni Asya Barla - Makdis