Vakıalar sihrin bir kısım etkileri olabileceğini, özellikle gafil, cahil, zayıf iradeli; dinden, diyanetten uzak; sefahete düşkün, süflî kişilere zarar verebildiğini göstermektedir.
Bazı insanların bir kurşuna kurban gittikleri, bazılarının trafik kazasında yaralandıkları gibi büyücüler kötü ruh, kötü cin ve şeytanlardan yararlanarak insanlar üzerinde bir kısım rahatsızlıklara sebep olabilirler. Tabiî ki bu da yine imtihan sırrı gereği Allah’ın izni ve müsaadesi ile gerçekleşir. Büyü daha çok ruhlar üzerinde etkili olur; akıl ve bedende tahribât yapar. Büyü yapılan kişinin ibadet etme isteği azalır; Kur’ân okumakta, zikir yapmakta zorlanır; fikri alt üst olur, kalbi çelinir, beyni yorgun düşer, kasılır, sinirlenir, tembelleşir, başı şiddetli ağrır, bir kısım uzuvlarında ağrı ve sancılar görülür, rahat bir uyku uyuyamaz, eşine karşı cinsî yakınlık duymaz, uykusu ve kazancının bereketi kalmaz, ondan gerektiği gibi faydalanamaz.
Eğer büyü eve yapılmışsa evin tadı ve bereketi kaçar, eşler basit meselelerden dolayı tartışır, kavga çıkarırlar. Eğer eşleri birbirinden ayırmak için yapılmışsa itici gelir, birbirlerinden nefret ederler. Bazı büyülerin de iş ve evlilik kısmetini kapatmak için yapıldığı bilinmektedir.
Peki, sihir kimlere tesir etmez veya az etki eder?
Şunu hiçbir zaman unutmamalı: Şeytan ve onun kölesi olan büyücü Kur’ân’da belirtildiği gibi Allah’ın izni olmadıkça hiçbir kimse üzerinde etkili olamaz, hiç kimseye zarar veremez.1
Allah’ın, Resûlünün (asm) emirlerine bağlı takva sahipleri şeytanın vesveselerine kulak vermez, bir vesvese geldiğinde Allah’a sığınır, güzelce düşünüp derhal hakkı görüverirler.2
Şeytan, İlâhî huzurdan kovulduğunda bir kısım insanları saptıracağı, kötülükleri hoş göstereceği, ihlâslı insanlara ise aslâ dokunamayacağını açıkça belirtmiş, Cenâb-ı Hak da ihlâsla kulluk etme, rızasına ulaştıran dos doğru yolda gitmenin şeytandan insanı koruyacağını, şeytanın azgınlar müstesna zorla saptıracak bir gücü olmadığını bildirmiştir.3
Cenâb-ı Hak başka bir âyetinde de, “Benim ihlâslı kullarım üzerinde senin hiçbir gücün yoktur. Onlara vekil olarak Rabbin yeter”4 buyurur. Evet, şeytanın, onun avanesi olan büyücülerin ve sâir şer güçlerin gücü ancak kendilerini dost edinenlere yeter. Allah’a inanıp tevekkül edenlere ise yetmez. Kur’ân bunu da şöyle anlatır: “Şüphesiz ki onun, iman edip de Rabbine tevekkül edenler üzerinde hiçbir kuvveti yoktur. Onun gücü, ancak onu dost edinenlere ve Allah’a ortak koşanlara yeter.”5
Demek Allah, Kendine itaatkâr, ihlâslı, takva sahibi, mütevekkil kullarını korumaktadır.
Dipnotlar:
1- Bakara Sûresi: 102.
2- A’raf Sûresi: 200-202.
3- Hicr Sûresi: 39-42.
4- İsra Sûresi: 65.
5- Nahl Sûresi: 99-100.
01.03.2009
E-Posta:
[email protected]
|