"Gerçekten" haber verir 07 Şubat 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Cevher İLHAN

AKP’nin İsrail ric’ati…



Türkiye - İsrail ilişkileri Meclis’in de önünde. Siyasî iktidar “izin” verirse, Başbakan’ın cevaplaması istemiyle Meclis’e sunulan yazılı soru önergesinde Türkiye ile İsrail arasındaki sözleşmeler sorgulanacak…

Başbakan’ın, “Davos’ta insanlık suçu işlediğini belirttiği, Gazze’de çoğu çocuk ve kadın bindörtyüz sivili katleden İsrail yönetimiyle yapılan savunma, silâh ve istihbarat alanlarında bir dizi işbirliği, anlaşma ve ihâle ele alınacak…

Özellikle son 10 yılda “Silâhlı Kuvvetlerin modernizasyonu” için İsrail’le yaklaşık iki milyar dolarlık işbirliğine gidildiği ve özellikle son altı yılda sözkonusu “stratejik işbirliği”nin daha da derinleştirilerek devam ettiği, yerli ve İsrail’li kaynaklarca belirtiliyor.

Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın 170 tankının modernizasyonu, insansız hava aracı sistemi, F-4 uçaklarıyla ilgili sözleşmeler, bunlardan bazıları. Hâlen yürürlükteki diğer projeler kapsamında İsrail`e ve yüklenici firmalara yüzmilyonlarca dolar ödeme yapıldığı ve en son Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın havuzlu çıkarma gemisi alımı hakkındaki İsrail firmasının teklifi incelenecek…

Zira İsrail, şimdiye kadar 632 milyon dolar bedelle 54 adet F-4’ü modernize etmiş; 687.5 milyon dolar bedelle M-60 tank modernizasyonu projesi lile 36 milyon dolara Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın yüksek irtifa keşif podu (LOROP) ihalesini “kazanmış.” Ayrıca 183 milyon dolara üç sistem İnsansız Hava Aracı Heron ihâlesinin İsrailli IAI firmasına verilmiş. Bunun yanında İsrail’den 15 milyon dolara Aerostar adlı taktik insansız hava araçları alınmış. Bunun yanı sıra Türkiye’nin millî taarruz helikopteri ATAK projesinde kullanılacak füze sistemlerini de İsrail sağlayacakmış. (Barkın Şık, Milliyet. 5.2.2009)

İSRAİL’LE İLİŞKİLER

SORGULANMALI…

Bundandır ki Başbakan Erdoğan ve İsrail Başbakanı Olmert karşılıklı olarak, “ciddî ilişkiler”den bahsediyor. İsrail Dışişleri Bakanı Livni ile Başbakan Yardımcısı Çiçek, Türkiye ile İsrail’in stratejik ilişkiler ve işbirliği içinde olduğunu ve bunların her halûkârda devam etmesi gerektiğini vurguluyorlar…

Yine bundandır ki Ankara ve Telaviv’den, “iki ülkenin askerî sahadaki işbirliği sağlam temellere dayanıyor” yorumu yapılıyor. Özellikle İsrail’in Türkiye’den vazgeçemeyeceği ifâde ediliyor. Uzmanlar, Türkiye ile İsrail’in bu yönüyle “savunma sanayii ve askerî işbirliği”nde bir nev'î “tek ülke” haline getirildiklerinin üzerinde duruyorlar. İki ülkenin “stratejik işbirliği”nin bir birinden habersiz herhangi bir adım atmayacağı anlamına geldiğine dikkat çekiyorlar.

Bu bakımdan 27 Aralık’taki son Gazze saldırısı öncesi Ankara’ya 24 saatlik kısa bir “veda ziyareti”nde bulunan Olmert’in bizzat Erdoğan’ın ikrarıyla altı saatlik görüşmede Gazze saldırısını haber verip vermediği sorusu zihinleri kurcalıyor. Olmert’in “stratejik işbirliği” içinde olduğu Türkiye Başbakanı’na “haber vermemesi” skandalının sebebi soruşturuluyor…

Bütün bunların ötesinde, Resmî rakamlarla son Gazze saldırısında 460 çocuğu katleden İsrail Cumhurbaşkanı Peres’in, “Biz çocukları çok severiz, onlara gaz, elektrik, su verdik” deyip göz göre göre Erdoğan’ı “yalanlaması”na hâlâ doğru dürüst bir cevap verilemiyor. Peres’in Erdoğan’a onca saygısızlığına rağmen Başbakan’ın sadece panelde verdiği birkaç cümlelik haklı cevabıyla kalması, daha krizin ilk saatinden başlanarak ısrarla bir tek Washington Post yazarı Harputlu Ermeni asıllı Yahudi gazeteci moderatörün suçlanması garâbeti yaşanıyor.

Kamuoyu Erdoğan’ın çıkışını alkışlarken ve siyasî iktidarı destekleyen medyada ve seçim meydanlarında “Davos Fatihi” olarak karşılanırken Bakanlar Kurulu toplantısının ardından “Sayın Başbakan’ın tepkisi Sayın Peres’e değil, moderatöre idi” açıklaması yapılıyor. Hükûmetin İsrail’le işbirliğini sorgulamaması, ilişkileri aksatacak en ufak bir diplomatik tepkiye ve yaptırıma yanaşmaması kırılganlığı nazarlardan kaçmıyor…

SİYASÎ RİC’ATİN

NE FAYDASI OLDU?

Bütün bunların ortasında, Başbakan’ın neden Türkiye’nin İsrail Büyükelçisini geri çağırmadığı, en azından “istişâreler”de bulunmak üzere saldırıların bitimine kadar da olsa geri çekmediği, niçin bu sürede Gazze’yi bombalayan İsrailli pilotların Konya’daki eğitimine ara verilmediği soruları soruluyor…

Gerçekten Meclis’teki soru önergesinde de sorulduğu gibi, AKP hükûmeti neden hep topu taca atmakta; niçin “Türk ordusunun modernizasyonu kapsamında önemli tedârik ülkelerinin başında gelen” İsrail’le stratejik önem taşıyan hiçbir anlaşmayı görüşmeyi dahi gündeme getirmemekte?

GAP’ı ve KOP’u içine alan, sulamadan hayvancılığa, tohumculuktan tarıma, telekomünikasyondan enerjiye, turizmden pazarlamaya varan geniş ekonomik mutâbakat zabıtları bir yana; AKP hükûmeti, daha gerçekleşmemiş silâh alımı sözleşmelerinin feshini dahi kabul etmiyor.

Yeni silâh ve savunma sanayii ihâlelerinde İsrail’in “ihâle kapsamı dışında bırakılması” çağrılarına kulak asmıyor. Toplumdan yükselen bu tür taleplere karşı Başbakan, “Bekâra karı boşamak kolaydır” türü, İsrail’in “vazgeçilmez olduğu” intibâını veren tepkilerde bulunuyor.

Böylece Davos’tan dönen Başbakan, Davos’ta Peres’e söylediklerini de bir anlamda geri alıyor. Sâdece seçmenin nezdinde seçim propagandalarında kullanılacak “Peres’e çıkışı”ndaki haklı söylemlerle kalıyor…

Ve tam da İsrail’in gönlünün kazanıldığının iddia edildiği süreçte, “kepazelik” tanımıyla “Davos’taki çıkış”ın üzerine atlayan, Başbakan’ın yakasına “cesâret ödülü” takan Amerikan Yahudi Komitesinin AJC) başını çektiği Amerika’daki Yahudi lobisi, Amerikan Ermeni Ulusal Komitesi (ANCA) ile birlikte “tehdidi hissettirme” taktiğiyle yeniden “Ermeni soykırımını tanıma” şantajında bulunuyor…

Neticede Başbakan’ın ve AKP hükûmetinin Başbakan’ın sözünün arkasında durmaması, belki de en çok korkulan konuda da bir fayda vermiyor…

Sahi son örnekte olduğu gibi siyasetçiler ric’at edip geri adım atacakları sözleri neden sarf ederler?..

07.02.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (06.02.2009) - Ankara, neden tepki göstermiyor?

  (05.02.2009) - Ankara’nın İsrail’le işbirliği hevesi

  (03.02.2009) - Davos’tan kalma Ankara – İsrail soruları…

  (02.02.2009) - Ankara’nın İsrail kırılganlığı

  (01.02.2009) - “Sözlü tepki”yle kalınmamalı

  (30.01.2009) - Ergenekon’un iç ve dış bağlantıları…

  (29.01.2009) - “Ergenekon” ve darbecilerin yakalanması...

  (28.01.2009) - “Ergenekon” ve darbe hazırlıkları…

  (27.01.2009) - “Ergenekon”un saptırılmasına dikkat!

  (26.01.2009) - “Ergenekon” ifsadını tahlil…

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır