Böyle bir katliâmı vahşî hayvanlar bile yapmaz!
İsrail, genç, ihtiyar, kadın, bebek demeden bomba yağdırıyor.
Dünya ne yapıyor; Türkiye ne yapıyor?
“Menfaat üzerine dönen siyaset canavardır!” tesbitini fiilen gösteriyor…
Önümüzdeki Şubat seçimlerine Barak ve Livin seçim yatırımı yapıyor! Zaten, İsrail yöneticilerinin nerede ise tümü, iktidarlarını kan, vahşet ve katliâm üzerine kurmuşlardır.
Gelelim Türkiye’deki menfaat üzerine dönen canavar siyasete:
Başbakanımız R. Tayyip Erdoğan ise, laf atmakla yetiniyor. Muhalefete de, “Siz de iktidarda iken İsrail ile irtibatı kesseydiniz ya” diyor.
Onun bulunduğu makam konuşma, laf yetiştirme yeri değil, icraat makamıdır! Muhalefetin iktidarda iken yapmaması, seni mazur kılmaz, onları da, seni de suçlu yapar!
İşe bakın: Venezüella, İsrail’in Gazze’de imza attığı “holokost”a tepki olarak bu ülkenin Caracas büyükelçisini ve elçilik çalışanlarını sınırdışı ettiğini duyurdu. Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez, televizyonda yayınlanan beyanında “Şu anda Gazze’de olup bitenler holokostun ta kendisidir. Artık İsrail Devlet Başkanı ABD Başkanı’yla birlikte Lahey’de soykırımdan yargılanmalıdır” diyor.
R. Tayyip Erdoğan ne yapıyor; nutuk atıyor:
“Gürcistan konusunda devreye giren uluslararası kuruluşlar, acaba bu konuda niçin susuyorlar veya söylem düzeyinde geçiştirmekle yetiniyorlar? Niçin susuyorsunuz? O zaman başka hesaplar var. Bunun adı, ‘çifte standart’ demiyorum, çoklu standarttır.”
Şu garabete, şu yaman çelişkiye bakar mısınız? Uluslararası kuruluşları söylem ötesine geçmemek ve çoklu standartla suçluyor; kendisi ne yapıyor!
Söylem ötesine geçemiyor, gruplarda nutuklar atıyor, iktidar değilken başka konuşuyordu, şimdi çoklu standart uyguluyor!
Biri çıksa dese ki:
Venezüella Devlet Başkanı Chavez kadar olamadı! Buyurun icraat! Söylemleri geçiniz, muhalefete laf yetiştirmekten vazgeçiniz; uluslar arası kuruluşları suçladığınız söylem ve çoklu standarttan vazgeçiniz, insanlığa örnek olunuz!
Verecekleri cevapları var mı? Var tabii ki, işte buyurun buradan yakın:
“Biz bakkal dükkânını idare etmiyoruz, Türkiye Cumhuriyeti’ni idare ediyoruz.”
Peki, söylem ötesine geçmemek ve çoklu standartla suçladığınız uluslararası kuruluşlar market mi yönetiyor!
Onları suçladığınız söylem ötesine geçmemek ve çoklu standarttan siz vazgeçiniz evvelâ!
Şimdiye kadar sergiledikleri çelişkileri, söylem ötesine geçmeyen çoklu standartlardan hangi birisini düzeltelim, hangi birisini nazara verelim?
Adam işten yorgun-argın evine döner. Yemeğini yer, koltuğuna çöker ve gazetesini okumaya başlar. Bu sırada hamur yoğuran hanımı, bir fıkra anlatarak beyini dinlendirmek ister: “Bey, Hz. İsa’nın keçisi bir gün kaçmış…”
Adam daha da yorgun bir ses tonuyla: “Hangi birisini düzelteyim hanım! Bi kere Hz. İsa (as) değil, Hz. Musa (as). Keçi değil, koyun...”
Sayın Başbakan, sayın Başbakan! Bir kere Filistin’liler kardeşlerimiz, Türkiye Cumhuriyeti’nin söylem ve çoklu standart uygulaması gereken uluslararası bir kuruluş değil; tarihî, dinî, millî, ahlâkî sorumlulukları olan; laf değil icraat üretmesi gereken bir ülke!
08.01.2009
E-Posta:
[email protected] [email protected]
|