Hiç unutamam beş sene kadar önce dostumuz İsmet Beyin daveti üzerine Çarşamba’ya gitmiştik. Yeni İslâmî hayata giren bir arkadaşı anlatmıştı: “Gariptir ki her gün hergün beş defa ezan okunduğu halde hiç ezan seslerini duymazdım. Ne zaman ki Cenâb-ı Hak hidayet nasip etti. Şu anda Allah’a bin şükür değil ezanı duymak, sabah ezanından bir saat önce otomatik olarak kalkıyorum.”
Bir Ağustos günü sırtında yüreyebilecek yaştaki yavrucağızıyla yokuş yukarı koşmakta olan kadına acıyıp demişler ki: “Sırtındaki şu yükü indirsen yorulmazsın.”
Kadın demiş ki: “Siz ne yükünden bahsediyorsunuz. O benim evlâdım!”
Kadın canından çok sevdiği evlâdını ne kadar ağır da olsa yük olarak görmüyor; hem o sıcakta, hem de yokuş yukarı koşarak gidebiliyor.
İnsan yük gördüğü şeyi ağır görür. Yük görmediğinde ise o işi zevkle, şevkle yapar. Bütün mesele Hz. Ali’nin (ra) dediği gibi, “Nasıl bakarsan öyle görürsün” sözünde düğümleniyor.
Zaman zaman nefis e-mailler gönderen değerli dostumuz Fuat Yapalak’ın şu iletisinde de bu mânâ yok mu?
“Bir gün New-York’ta bir grup iş arkadaşı, yemek molasında dışarıya çıkar. Gruptan biri, Kızılderilidir. Yolda yürürken; insan kalabalığı, siren sesleri, yoldaki iş makinelerinin çıkardığı gürültü ve korna sesleri arasında ilerlerken; Kızılderili, kulağına bir cırcır böceği sesinin geldiğini söyleyerek cırcır böceği aramaya başlar.
“Arkadaşları, bu kadar gürültünün arasında bu sesi duyamayacağını, kendisinin öyle zannettiğini söyleyip yollarına devam ederler.
“Aralarından bir tanesi inanmasa da, onunla aramaya devam eder. Kızılderili, yolun karşı tarafına doğru yürür, arkadaşı da onu takip eder. Binaların arasındaki bir tutam yeşilliğin arasında gerçekten bir cırcır böceği bulurlar.
“Arkadaşı, Kızılderiliye: ‘Senin insanüstü güçlerin var. Bu sesi nasıl duydun?’ diye sorar.
“Kızılderili ise; bu sesi duymak için insanüstü güçlere sahip olmaya gerek olmadığını söyleyerek arkadaşına kendisini takip etmesini söyler.
“Kaldırıma geçerler ve Kızılderili cebinden çıkardığı bozuk parayı kaldırımda yuvarlar. Bir çok insan, bozuk para sesini duyunca sesin geldiği tarafa bakarak, onun ceplerinden düşüp düşmediğini kontrol ederler.
“Kızılderili, arkadaşına dönerek, ‘Önemli olan, nelere değer verdiğin ve neleri önemsediğindir. Her şeyi ona göre duyar, görür ve hissedersin’ der.”
25.12.2008
E-Posta:
[email protected]
|