Tesettüre sığındık

Biz Müslüman kadınlar ve kızlar; Kur’ân-ı Kerim’de Rabbimizin tesettür emrini, bize tebliğ ettiği Ahzab ve Nur Sûrelerindeki âyetlere iman ediyoruz. Bu emir gereğince memleketimizde başörtümüzle okumamıza izin verilmediği için, her türlü maddî ve manevî sıkıntıyı göze alıp Rabbimin yardımıyla gurbet ellere okumaya geldik. “Damdan düşenin halini; damdan düşen bilir” diye bir söz var Anadolu’da. Başörtüsü yasakçıları hâlâ sıkıntı içindeler. Yasağa bahane arayan bir yazar şöyle yazmış: “Selefiler - Maturidiler/ ‘İslâm tarihi boyunca kadınlarımızda kara çarşafla örtünme dönemi vardır, ancak son 30 yıldır tanık olduğumuz ve her haliyle bir rahibe kıyafeti olan ‘çekiç kafa türban’ kesinlikle yoktur” diyor (...) adlı okurumuz. Bir din adamı dostumuza okuduk bunu...

“Dedi ki: “Biz Maturidi’yiz ve bizde böyle bir örtünme şekli bulunmamaktadır. Yani bu ‘çekiç kafa türban’, örtünme şekli olarak Mısır eksenli Seyyid Kutup’çu Selefi akımının örtü tarzıdır. Kuranî tesettür, ‘cilbap’tır. Anadolu’daki uygulaması başbağıdır, başörtüsüdür. Selefilik’teki karşılığı da türbandır.” (Yalçın Bayer, 4 Kasım 2008 Hürriyet)”

Demogojide üzerinize yok! Allah’tan korkun! Biz; yemeni, yaşmak, tülbent, şal, çar, eşarp, atkı ve yazma ile veya herhangi bir kıyafet ile üniversitede okumaya razı idik. Ama hiç birine izin vermediniz, vedirmediniz!

Allah’ın ayetlerini inkâr ettiniz, yanlış yorumladınız. Tuturdunuz baş açık olacak; dersliklerde, kampüslerde, anfilerde ve sınıflarda... dediniz.

Avrupa, Amerika nasıl izin veriyor tesettüre... Çünkü demokrasi var oralarda. Türkiye’de AB’ye karşı çıkanlar, Batı ülkelerindeki demokrasinin bize gelmesini, Türk insanının ‘adam gibi’ yaşamasını istemiyorlar. Başörtüsüne karşı çıkanlar da öyle... Ama sular tersine akamaz ki!

28 Şubat’ın hızlı günlerinde imam hatiplerde ve ilahiyat fakülterinde bile başörtüsü yasağı sebebiyle ne acılar yaşandı... Düşünün, İslâm dinini öğrenmek için açılan lise ve fakültelerde bile!

H. KÜBRA AKDEMİR

24.12.2008