"Gerçekten" haber verir 21 Aralık 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Suna DURMAZ

Hurma (2)



Ortalama 150 sene yaşayan ve halk arasında “hayat ağacı” olarak tanımlanan hurma ağacı, Kurân-ı Kerim’de 16 sûre içinde 20 defa zikredilmiştir.

Cenâb-ı Hak, Abese Sûresi 18-22 âyetlerinde insanın bir damla sudan (sperm) hârika bir surette yaratıldığını bahsetmiş; peşine gelen âyetlerde ise, insan hayatı için son derece önemli olan sebze ve meyvelerin de aynen insan gibi hârikulâde bir şekilde yaratıldığını bildirmiştir.

Aynı sûrenin 24. âyetinde “İnsan yediklerine bir baksın!” diye buyuran Rabbimiz, bir yaradılış harikası olan insanı, yediklerini incelemeye ve bu yiyecekler vesilesiyle yaradılış üzerinde tefekkür etmeye çağırmaktadır. Üzerinde tefekkür etmemiz istenen nimetlerden biri de hurmadır.

“Yağmurlar yağdırdık. Sonra toprağı göz göz yardık da oradan ekinler, üzüm bağları, sebzeler, zeytin ve hurma ağaçları, iri ve sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayırlar bitirdik; (bütün bunlar) sizi ve hayvanlarınızı yararlandırmak içindir.”

Abese Sûresi 24 - 32 âyetler.

“Kullara rızk olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma ağaçları yetiştirdik. Ve o su ile toprağa can verdik. İşte hayata çıkış da böyledir” Kaf Sûresi 10.11. âyetler

Allah’ın razı olacağı güzel amelleri işleyen her mü’min, kuşkusuz Cennete girecektir. Allah Teâlâ Cennete girmeye vesile olan amelleri işleyelim diye birçok âyette Cennetteki güzelliklerden bahsetmiş; meyvelerini övmüştür. Övülen meyveler arasında hurma da vardır.

“Orada meyveler ve salkımlı hurma ağaçları vardır.” Rahman Sûresi, 11. âyet.

“İkisinde de (iki Cennette) her türlü meyveler, hurma ve nar vardır.” Rahman Sûresi, 68. âyet.

Kerim olan Rabbimiz, bizleri envaî çeşit nimetlerle rızklandırmıştır. Bu nimetler içinde bazıları vardır ki, aynı cinsten olduğu halde birden fazla çeşidi bulunmaktadır. Aşağıdaki âyet, işte bu birden fazla çeşidi olan meyvelerden bazılarını saymaktadır. Örnek olarak sayılan meyvelere yüzlerce çeşidi bulunan hurma da dâhildir.

“Çardaklı ve çardaksız (üzüm) bahçeleri, ürünleri çeşit çeşit hurmaları, ekinleri, birbirine benzer ve benzemez biçimde zeytin ve narları yaratan O’dur. Her biri meyve verdiği zaman meyvesinden yiyin. Devşirilip toplandığı gün de hakkını (zekât ve sadakasını) verin, fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez.” En’am Sûresi, 141. âyet.

Allah Teâlâ, Kurân-ı Kerim’deki bazı meseleleri örnek vererek açıklar. Meselâ: İman ettikten sonra bu imanın gereği olarak faydalı ilim, zikir ve tefekkürle meşgul olan ve sözüyle, fiiliyle, kısacası her haliyle çevresinde bulunanları faydalandıran mü’min insanı, kökleri yerde sabit olan ve Rabbinin izniyle her daim yemiş veren güzel bir ağaca benzetir.

“Görmedin mi Allah nasıl bir misal getirdi: Güzel bir sözü, kökü (yerde) sabit, dalları gökte olan güzel bir ağaca benzetti.”

“(O ağaç), Rabbinin izniyle her zaman yemişini verir. Öğüt alsınlar diye Allah insanlara misaller getirir. İbrahim Sûresi 24. ve 25. âyetler

Resullullah Efendimizin bildirdiğine göre, âyette örnek olarak verilen güzel ağaç, hurma ağacıdır.

“Mü’min hurma ağacı gibidir. Ondan (sana) gelen hayırlıdır.” Hadis-i Şerif

İnsan kalbi iman ettiği takdirde değer kazanır; aksi halde, bir yumruk kadar et parçası olmaktan başka bir şey değildir. Bu iki kalp arasındaki fark, Kur’ân-ı Kerimde gayet beliğ bir şekilde izah edilmiştir.

Rabbimiz, halis kullarını överken, meyveli hurma ağacını örnek olarak verdiği gibi, emirlerine isyan eden kavimlerin başına gönderdiği felâketleri idrak edelim diye de yemişsiz hurma ağacını örnek olarak vermiştir. Hurma ağacı susuz kaldığında, kuruyup içi tamamen boşaldığından, rüzgârın etkisiyle kolayca yere yığılan kütük olur.

“Allah onu ( fırtınayı), ard arda yedi gece, sekiz gün onların üzerine musallat etti. Öyle ki (eğer orda olsaydın), o kavmi ( Âd) içi boş hurma kütükleri gibi oracıkta yere serilmiş halde görürdün” Hakka Sûresi, 7. âyet.

“O rüzgâr, insanları, sökülmüş hurma kütükleri gibi yere seriyordu” Kamer Sûresi, 20. âyet.

İçinde, sağlıklı bir hayat sürmek için son derece faydalı olan, karbonhidrat, protein, demir, potasyum, magnezyum, kalsiyum gibi maddeleri barındıran hurma, bir kudret helvası olup insanın en muhtaç olduğu anda hem ilâcı, hem de gıdasıdır. Bir kilo hurma 3470 kalori içermektedir. Bu yüzden süt veren anneler için son derece faydalı bir yiyecektir. Modern tıbbın enerji deposu olarak gördüğü ve bünyesi zayıf olanlara tavsiye ettiği hurmanın bu özelliğine Kur’ân-ı Kerim de işaret etmiştir.

Bir mû’cize olarak Hz. İsa (as) hamile kalan Hz. Meryem, insanlardan uzaklaşarak inzivaya çekilir. Doğum sancıları yaklaştığında ise, Allah’a tevekkül ederek sırtını gövdesi kuvvetli olan hurma ağacına dayar. Kendisini çok zayıf ve kimsesiz olarak hissetmektedir. Doğum ve sonrasında kuvvet bulsun diye kendisine gıda lâzımdır. Ama nereden bulacaktır? Yanında kimse yoktur ki yardımcı olabilsin!

İşte bu zor durumda, kullarının her halini bilen Cenâb-ı Hak, Cebrail (as) vasıtasıyla Hz. Meryem’e ilhamda bulunur.

“Hurma dalını kendine doğru silkele ki, üzerine taze, olgun hurma dökülsün” Meryem Sûresi, 25. âyet.

Başta da belirttiğimiz gibi hurma ağacı hakkında tam 20 âyet bulunmaktadır. Biz bu âyetlerden sadece birkaç tanesini zikrettik. Gelecek makalede ise hurma konusundaki Hadis-i Şeriflerden bahsedeceğiz İnşallah.

Not: Birinci hurma yazısında Arapların yaptığı hurmalı tatlının adını Kaâk olarak yazmıştık. Hurmalı tatlı bazı Arap ülkelerinde bu isimle bilinse de, daha çok Maâmûl olarak tanınıyor. Bu malûmatı ekleme ihtiyacı hissettim.

21.12.2008

E-Posta:


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (14.12.2008) - Hurma

  (07.12.2008) - Bayram geldi, hoş geldi

  (30.11.2008) - Abdulaziz Suud el -Babtain

  (24.11.2008) - Arap âleminin kültür merkezi Kuveyt

  (16.11.2008) - Dönüş

  (09.11.2008) - Hidayet yıldızları

  (05.11.2008) - Hidayet yıldızları

  (02.11.2008) - FİLİSTİN'İ YAHUDİLERE VERMEDİM

  (11.09.2008) - Mukaddes Emanetler

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır