"Gerçekten" haber verir 21 Aralık 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Cevher İLHAN

Sosyal patlama! (2)



Demokrasiyi katleden dış kaynaklı darbelerin ardından ve “28 Şubat postmodern darbe” sürecinin sonunda Türkiye’de gençliğin özellikle mânevî eğitim ve ıslâhında gevşek kalındı. Meclis’te anayasayı değiştirecek sayıya rağmen AKP siyasî iktidarı hep tâvizkâr ve tutuk bir tutum içinde oldu. Tehlikelere karşı tedbirlerde ihmale düştü.

Din eğitimi ve öğretimi hakkıyla verilmedi. İmam hatipler, din eğitimi veren kurumlar üvey evlâd muamelesi gördü. Başörtüsü mağdurlarına katsayı mağdurları eklendi. Diyanet’e gerekli kadrolar bir türlü tahsis edilmedi.

Halkın yüzde 99’unun Müslüman olduğu Türkiye’de çocuklarının dinlerinin temel kitabı olan Kur’ân-ı Kerim’i öğrenmeleri ve okumaları yaşla sınırlandı; devlet kurumları yaş yasağını denetlediler.

Kırılma öylesine derinleşti ki “izinsiz eğitim kurumlarını açanlara, çalıştıranlara, buralarda ders verenlere” yeni ceza kanununda hapis cezası öngörüldü. Düşünceyi suç sayan meşhur “lastikli kanun” 163. maddenin işlevi gördürülen 312’nin yerine yeni Ceza Kanununda 216. madde ikame edildi. 301 ise yarım yamalak bırakıldı.

Yargısız YAŞ ihrâçları sürdü. Şûranın Başkanı Başbakan ile Millî Savunma Bakanı bir işe yaramayan “şerh” koyma komedisine devam ettiler. Daha önce Başbakan olarak “şerh” koyan Cumhurbaşkanı ise ihrâçların yürürlüğe girmesi için yüksünmeden imzaladı…

GARABETLER VE ÇARPITMALAR

Garâbetler bununla bitmedi. Defalarca “düzeltilmesine” rağmen demokratik zâiyetle düşünce ve ifâde hürriyeti bir türlü AB standartlarına uygun hale getirilemedi. Deprem musibetine “İlâhî ikaz” tefsirini açıklayan yazar ve düşünürlerin yargılanmasına ve ceza almalarına devam edildi.

Papa ve kardinallerin global ekonomik krize bile “İlâhî ceza” dedikleri bir vasatta Diyanet, yüzlerce Kur’ân âyeti ve Peygamberimizin hadisleriyle depreme “İlâhî ikaz” diyenleri bile savunamadı, bunun “İlâhî bir uyarı” olduğunu demekten çekindi.

AİHM’e gönderdiği savunmalarda, başörtüsünü “laikliğe aykırı, gerginlik sebebi ve siyasî simge” sayıp yasadışı yasağı “yasal” bulan hükûmet, “İlâhî ikaz davaları”nda verilen cezaların gerekli ve yasalara uygun olduğunu Strasbourg’a bildirdi.

Başörtüsü yasağını “yasallaştıran” yanlışlarla yasak daha yaygınlaştı. Yeni Cumhurbaşkanının atadığı yeni rektörler de yasağı eksiksiz uyguladılar. Başbakan mağdurlara “teselli telefonları”yla kaldı.

Çarpıtmalarla göz göre göre “inanç özgürlüğü” ve “dinî azınlıklar” İslâm’ın içinde olan Alevilere, “insan hakları” ve “etnik azınlık” konusu ülkenin eşit vatandaşları olan Kürtlere hamledildi. Siyasî irâde gösterilmedi.

Gençleri zararlı alışkanlıklara karşı koruması gereken üniversiteler, kanunsuz keyfî başörtüsü yasağını dayatmasıyla uğraştı. Okullarda ezbere dayalı bilgilerle sınıf geçen ve “köşeyi dönmekle” sınıf atlattığını zanneden zavallılardan mürekkep kompleksli kalabalıklar önce sokakları, sonra hapishaneleri doldurdu.

Mânevî terbiye eksikliği özellikle gençleri ve çocukları etkiledi. Popüler medyanın da sansasyonuyla “nazar-ı dikkatler şu hayata (dünyevileşmeye) celbedildi.” Sürekli sefâhet ve eğlence kültürü enjekte edildi. Her şeyi boşveren “ipod gençliği” türetildi…

Bu süreçteki siyasî çarpıklıklar, problemi daha da derinleştirdi. Başbakan Yardımcısı “Başörtüsü Türkiye’de yüzde birbuçuğun meselesidir” diye konuştu.

Bütçesi milletin vergilerinde oluşan TRT, bir tek yılbaşı gecesinde birkaç şarkı için bir trilyondan fazla harcadı. Seçilen başörtülü belediye meclisi üyelerini toplantılara almayan iktidar partisine mensup belediye başkanları, ilgili bakanlıklar spor ve fitnes salonları perdesinde eğlence ve sefâheti terviç eden çalışmalarla övündüler. Herkese, özellikle muhâfazakâr âilelere açık konser ve eğlence partileri, toplumu temelinden sarstı…

TEDBİR, MÂNEVÎ TERBİYE VE EĞİTİMDE

Öylesine ki Anayasa Mahkemesi, “kadınları topluma kazandıran başarılı icraatları”ndan dolayı iktidar partisini ceza indirimiyle “kapatmamakla” ödüllendirdi. Başbakan, kadınların ev hapsinden kurtarılıp sosyal hayata karışmalarının gereğinden dem vurdu…

Farkında olmadan cemiyeti zehirleyen ifsad, “toplumu “dünyevileştirme” ve “medeniyetin seyyiatıyla”, kötülükleriyle, sefâheti ve ahlâk dışılığıyla “dönüştürme” ve mübtelâ etme plânının bir parçasıydı…

Kısacası, Hollywood, dünya eğlence sektörü, uluslar arası sermaye, küresel güçlerin, inanç ve ahlâkta tahrip projelerine teşneye seyirci kalındı.

“Muhâfazakâr” iktidar partisine mensup belediyelerin sazlı sözlü eğlence programları, en çok muhâfazakârları dejenere etti. Daha önce bu tür tertiplere mesâfeli Anadolu kent ve kasabaları, büyük şehirlere taşınmış mazbut âileler, kalabalıklar, çalgılı danslı karma seyirleri “normal” ve “mubâh” gördüler. Kitleler safha safha sefâhete alıştırıldılar.

Neticede okumayan, şefkat ve saygı bilmeyen, nesiller yalnızca nefislerine meftun girdaba girdiler. İnsanların gustoları ve nefisleri azdırıldı ve âdeta insanlığın “içi” boşaltıldı. Başkalarının “yaşam biçimi” yüceltildi; dünyevileşmeden uzak duranlara “dünyadan nâsibini alamamış” nazarıyla bakıldı…

Câzibedâr hevesat telkin ve tevic edildi. İnsanlar nefislerinden yakalandı; “pervâne gibi câzibedâr fitnenin ateşine düşürtüldü.” Hâdiselerin fetvâlarıyla, yolsuzluklar ve ahlakî aşınmayla “dünyevileşme marazı” azdırıldı. Zehirlenen toplumda, kavgalar, cinnetler, cinâyetler günlük sıradan olaylardan sayıldı.

Ve son yedi yılda yüzde yüz artışla cezaevlerinde yüzbini aşkın insan birikti. Çâre, cemiyetin kaybettiği yerde, inanç ve ahlâk takviyesinde, dinî eğitim ve öğretimin doğru ve hakkıyla verilmesinde.

Temel tedbir budur…

21.12.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (20.12.2008) - Sosyal patlama! (1)

  (19.12.2008) - Travma...

  (18.12.2008) - Bağdat direniyor, ama Ankara tutuk…

  (17.12.2008) - Kriz yönetimi ile seçime yatırım…

  (16.12.2008) - Kerkük operasyonu (2)

  (15.12.2008) - Kerkük operasyonu (1)

  (13.12.2008) - Bayrama bomba!

  (12.12.2008) - Büyük bayramlara...

  (09.12.2008) - Bayramın mânâsı…

  (08.12.2008) - Bayram müjdesi

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır