Hastalar Risâlesini okumak için hasta olmak mı gerekir veya onu sadece hastalar mı okur? Hasta değilim demek bile devâ bulmamışlık hâli; günahların her yandan ve yönden–içten ve dıştan–kuşattığı bu asr-ı hazırda sağlam kalmak hiç de öyle kolay değil; kaç kalp diri, kaç dimağ dingindir bu savruk zamanda…
Şüpheler, vesveseler fırtınasında, dünyalaşma girdabında, zevkler çukurunda, “Bana bir şey olmaz” demek ne çürük bir hal, ne gülünç bir güçsüzlük… Hele krizin ayyuka çıktığı, kalpleri kapladığı, ya da kalplerdeki krizin dünyaları yuttuğu şu günler, “Hastalar Risâlesi”nin yeniden okunacağı zamanlar olduğunu düşündürüyor; öncelikle “İktisat Risâlesi”, arada “İkinci Lem’a”, sonra yine “İhlâs” …
Kur’ân eczanesinden devşirdiği devaları Nur Risâleleriyle sunan zamanın tabibi Bediüzzaman, bize bu konuda örnek ve model; önce kendi için reçete hazırlıyor, sonra dağıtıyor tatlı şurupları… Hastalar Risâlesini okurken bunu fark ettim, dil ve anlatım o kadar tatlı, o kadar nazikâne ki sanki şefkatli tabibin elinden tatlı bir şurup içiyorsunuz…
Yirmi beş devâ, yirmi beş tatlı kaşığı sanki; yan etkisi yok, bünyeyi rahatsız etmesi yok, kalbe de iyi geliyor gönle de, akla da iyi geliyor idrake de, nefse de rahat ruha da, beden de memnun vicdan da…
Muhatabı sadece hastalar değil, mûsibete uğrayan herkes; hastalığa, mûsibete öyle bir tanım getiriyor ki kim hasta, kim sağlıklı diye düşündürüyor, sabır ve şükür kanatlarıyla gezdiriyor, idrak ufkundan irfan semasına çıkarıyor, dünya küçüldükçe küçülüyor, gönülde zerre yer tutmuyor…
Geçen asrın başında hastalığı teşhis ve tedavi için yazdığı reçete Risâle-i Nur, bir nev'î hastalar risâlesi; Kur’ân’dan aldığı tiryakları Hekim-i Lokman gibi dağıtıyor, her risâle bir derde devâ oluyor, ihtiyarlara, hastalara, mûsibetzedelere…
Şu günlerde dünyayı saran—adına kriz deniyor—hastalığın tedavisi yine Hekim-i Lokman’ın hazırladığı reçetede; İktisat ve Hastalar Risâlesi, İkinci Lem’a ve her zaman olduğu gibi İhlâs Risâlesi… Kendi hastalığını teşhis edebilen bahtiyarlar, diğer risâlelerden kendince bir reçete hazırlayabilir; lâhikaları tarayabilir, analizler yapıp yeni sentezler oluşturabilir; eczane geniş, istifade kolay, ilk iş hasta olduğunu fark etmek ve ilk adımı atmak…
Bakarsınız bir cümle ile sarsılır kendimize gelebiliriz veya uzun bir tedavi gerekir, belki ameliyatlık durum vardır; Üstad, kulunç hastalığı için yirmi otuz yıl duâ ettiği halde geçmiyor, neden?
Şâfî-i Hakikî olan Rahmân ü Rahîm, maddî ve mânevî hastalıklarımıza şifa versin, Hastalar Risâlesi ve diğer Risâlelerdeki duâlar hakkımızda kabul olmuş bir duâ olsun inşaallah.
23.12.2008
E-Posta:
[email protected]
|