"Gerçekten" haber verir 03 Ağustos 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Ali FERŞADOĞLU

Müslümanlara olan bakış açısı çarpık



Müslümanların Batı toplumu ile entegre olamamasının asıl kaynağı, Batı toplumunun İslâmiyete ve Müslümanlara yaklaşım tarzı. Rönesans’la birlikte Hıristiyan dinine yaklaşım tarzlarını aynen İslâmiyete uyarlayarak, bakış açılarını hatalı bir zemine oturtuyorlar.

İlk devir katı, bağnaz oryantalistlerin İslâmiyet ve Müslümanlar hakkındaki çarpıtmalarını, medyanın da bire bin katarak arttırdığı bu menfî imajları şöyle sıralayabiliriz: “İslâm şiddet dinidir, hoşgörüsü yoktur”, “Müslüman kadınları baskı altındadır. İslâmda çok evlilik vardır. Çocuklar dövülerek büyütülüyor”, “İslâmiyet, Müslümanların bizimle entegre olmalarına engeldir, bizimle kaynaştırmıyor”, “Müslümanlar hayvanlara da kötü davranıyorlar”, “İslâmiyet ilerlemeye mânidir”...

Buna bir de, provake ile Müslümanlara mâl edilen “şiddet ve terör”ü de eklerseniz, ne kadar menfî bir tablo ile karşı karşıya bulunduğumuz anlaşılır.

Bütün bunlara, Hıristiyan-Yahudî medyası işbirliğini de eklememiz gerekiyor. Batı ülkeleri kamuoylarını müthiş bir şekilde etkileyerek yanıltıyor ve yanlış enforme ediyor.

“Müslümanlık gerici bir din ve ilimle çatışıyor. Nerede Müslüman varsa Hıristiyanlara nisbeten fakir ve geridir. Şu halde İslâmiyet ile fenler çatışmaktadır.”

Bu, aslında Hıristiyanlık-laiklik çatışması anlayışının bir ürünü. Hıristiyanlık tahrif edilmiş ve bozulmuştur. Kilise, dinî bir baskı ve sömürü aracı olarak kullanmış. Tarih boyunca, Hıristiyanlar dinlerine sarıldıkları zaman gerilemişler, dinden uzaklaştıkları zaman da ilerlemişlerdir. Çünkü, batıldan uzaklaşan gerçeğe yaklaşır.

Müslümanlar ise, ne zaman dinlerine sarılmışlarsa ilerlemişler, medenîleşmişler, ne zaman dinlerinden uzaklaşmışlarsa vahşîleşip herc ü merc ile çeşitli belâlara düşmüşlerdir. Müslümanların Ortaçağda da altın devirlerini yaşadıklarını tarih gösteriyor. Öyle ise, neden Batı’da bu menfî imaj süregeldi?

Batılılar, dinde reform ve san'atta rönesans hareketleriyle Hıristiyanlıktan uzaklaşınca yükselirler. İşte bunu, bütün dinlere teşmil ettiler. Yâni, İslâmiyeti de Hıristiyanlıkla karıştırdılar ve onun da akıl ile, ilim ile, fen ile çatıştığına hükmettiler. Müslümanlara da bu peşin hüküm ile yaklaştılar. Müslümanların geri kalması ve fakirliklerini de dinlerine hamlettiler. Böylece Batı’da Müslümanlara karşı menfî bir imaj uyandı. Bunun kırıntıları hâlâ devam ediyor.

Charles Mismer, “Hıristiyanlar âlim olunca Hıristiyanlıktan alâkaları kesilir, Müslümanlar da câhil olunca İslâmiyet ile alâkaları kesilir” der. Bu önemli bir nüansı vurgular.

Rusya’nın ünlü İslâm hukuku uzmanı, Rusya Bilimler Akademisi ve Hukuk Enstitüsü üyesi Prof. Leonid Sukiyanen, Batı’nın bugün gurur duyduğu birçok değeri İslâm dünyasından aldığını, şimdi bunları öz malı saymanın yanı sıra Müslümanları hor gördüğünü söyler.

Batı ve İslâm’ın insan hakları yaklaşımlarının çok yakın olduğunu ve bir araya getirilebileceğini savunan Prof. Sukiyanen, Diyalog Avrasya Platformu’nun Moskova’daki ‘Dinler ve Barış’ toplantısında İslâm hakkında hiçbir fikri olmayanların, demokrasinin sadece Batı kaynaklı olduğunu düşündüğünü, halbuki İslâm içinde insan hakları, insan onurunun korunması ve diyaloğun teşviki gibi demokrat ilkelerin var olduğunu kaydetti.

03.08.2008

E-Posta: [email protected] [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (02.08.2008) - Avusturyalı sosyalistler, ülkelerinde cami yapımına destek çıkıyorlar

  (31.07.2008) - Avusturya’da İslâmiyet

  (30.07.2008) - İslâm güneşine mani olan perdeler yırtılıyor

  (28.07.2008) - Avrupa’daki Müslüman azınlıkların problemleri

  (26.07.2008) - Övgüye değer bir diğer hasletleri

  (25.07.2008) - Yalnızlık zindanı

  (24.07.2008) - Otokontrol sistemi

  (22.07.2008) - Faturalı hayat

  (21.07.2008) - Takip edilmesi gereken yol

  (20.07.2008) - Rusya’da inkişaf eden hizmetler

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır