Faruk ÇAKIR |
|
Memleket meselesi |
Koç Holding, 2006 yılında Millî Eğitim Bakanlığı işbirliğiyle eğitime destek amaçlı “Meslek Lisesi Memleket Meselesi (MLMM) Projesi”ni başlatmıştı. Proje ile holding, kalifiye işgücünün yetiştirilmesine katkıda bulunarak gençleri meslek eğitimine teşvik etmeyi amaçlıyordu. Bu proje kısmen başarılı oldu. Açıklamalara bakılırsa, projenin başlamasıyla (2006-2007 öğretim yılı) meslek liselerinin tercih edilme oranında artışlar kaydedilmiş. 2007-2008 öğretim yılı içinde de meslek liselerine başvurularda yüzde 30 artış olduğu görülmüş. (Bakınız: www.mesleklisesimemleketmeselesi.com) Öncelikle, ‘meslek lisesi meselesi’nin bir ‘memleket meselesi’ olarak tesbit edilmesi ve bu konuda kampanya açılmasının isabetli bir davranış olduğunu ifade edelim. Hatırlamak lâzım ki, ‘imam hatip liseleri’ bu kampanyada ‘meslek lisesi’ olarak sayılmamıştı. Bu, kampanyanın bir eksiği; ama bunun için Koç Holding’e gücenmek yerine, benzer kampanyaları başka holdinglerin niçin açmadığını sormak lâzım. Bu noktada başka bir çelişki de şu oldu: İmam hatip liselerini bahane ederek bütün meslek liselerinin önünü tıkayanlar hiç eleştirilmedi! Hatırlamak lâzım ki, meslek liselerini ‘hükmen katleden’ 28 Şubat sürecine imza atan silâhlı ya da silahsız bürokrat ve siyasetçilerdi. Dolayısıyla “Meslek lisesi memleket meselesi” denildiği her ortamda, bu liselerin önünü tıkayan zihniyetin kınanması gerekirdi. Ne yazık ki kampanya boyunca bu hiç yapılmadı... İlgili site incelendiğinde, ‘burs kriter’lerinde garip şıkların olduğu da görülür. Kriterinin biri şöyle: “Bursiyerlerin Atatürk İlke ve Devrimlerine bağlı, millî duygulara sahip, sağlam karakterli ve güvenilir olmasına dikkat edilir.” Bütün darbelerin ve darbeci anlayışların Türkiye’yi geriye götürdüğünü her defasında ifade ediyoruz. İşte 28 Şubat sürecinin bir zararı da, meslek liselerinin önünü tıkayarak ‘cehalet’in kapısını aralaması olmuş. 10 yılı aşkın bir süredir bu yara tedavi edilmeye çalışılıyor. Yine de arzu edilen nisbette yol alamadığımız ortada. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, 28 Şubat sürecinin açtığı yaraya işaret ederken şöyle demiş: ‘’Gittiğim yerlerde insanların karşıma geçip işsizlikle ilgili anlattıkları meseleleri görüyor ve fark ediyorum. Türkiye’de belki terörden daha önce ağırlıklı bir şekilde çözmek için çaba sarf etmemiz gereken konunun istihdam olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Bizim istihdam konusuna daha fazla kafa yormamız gerektiğini düşünüyorum. Bugün iş arayan insanların yüzde 60’tan fazlası herhangi bir mesleğe sahip görünmüyor. Çok ciddî bir mesleksizlik sorunu ile karşı karşıyayız.” (AA, 27 Kasım 2010) İfade edildiği üzere, işsizlik probleminin temelinde de mesleksizlik yatıyor. İş arayanların yüzde 60’ının ‘mesleksiz’ olması kadar büyük başka bir problem olabilir mi? ‘Mesleksizlik’ demek, iş olsa bile o kişilerin işsiz kalması demek. Bunca işsiz insanın bulunduğu bir ülkede, hemen her gün sayfalar dolusu ‘işçi aranıyor ilânları’nın yayınlanması başka ne ile izah edilebilir? Meslek liseleri meselesi önemli bir memleket meselesidir, ama asıl önemli olan bu meseleyi kimin bu ülkenin başına sardığı sorusudur. Eğer bu sorunun doğru cevabını bulabilirsek, meslek lisesi meselesini de, başka meseleleri de çözüme kavuşturabiliriz. Yolda yürürken ayağımıza taş takılsa, sorumlularının ‘darbeci zihniyet’ olduğunu bilmeliyiz vesselâm... 28.11.2010 E-Posta: [email protected] |