Görüş |
Yüreği, Üstad’ın sevgi ve hasretiyle tutuşan bir Nur kahramanı: Hasan Feyzi Yüreğil
Hasreti bağrına düşen Aziz Üstad’a iştiyakla koşan, Denizli toprağının Nur meyvesi Hasan Feyzi Yüreğil âlim, fazıl, şair, muallim bir zattı… Hilmini, ilmini Üstad Bediüzzaman ve Nur Risâleleriyle mezceden, Üstada ve Nurlara aşık olan bir Nur kahramandır. Risâle-i Nur’un hakikatleriyle müşerref olduktan sonra Nurun feyizli, bereketli kapısına yüz süren ve Hazreti Üstadın hasretiyle yanan bu Hak ve Nur aşığı, Üstadına bedel ölmeyi arzulamış ve o yolda Hakk’a yürümüştür. Nurun ulvî hakikatlerine ’’belî’’ demezden evvel tarikat ehli olan bu engin ufuklu muallim zat, Nurun manzumesine dahil olduktan sonra bu hakikatlerle ilgili terennümünü şu sözleriyle dile getirir: "Yollarda bıraktık geçtik dervişi Attık gönüllerden öyle teşvişi Kâfî parlayan nurun güneşi Ey ma’kes-i rahmet-i âlem Risâle-i Nur’’ (Tarihçe-i Hayat, Y. A. Neş., s. 462)
Üstad ve Nurlarla tanışması 1895 yılında Denizli’de dünyaya gelen muallim Hasan Feyzi, Üstad Bediüzzaman’la Denizli hapsinden sonra tanışır. 1943-44 yıllarında toplam sekiz ay kaldığı Denizli hapsinden tahliyesinin ardından Denizli’de Şehir Palas Oteli’ne yerleşen Üstad’la bu sırada tanışır. Artık ona ve Nur mesleğine ebede kadar sadaketle bağlanmaya ahdü peyman verir. (Mufassal Tarihçe-i Hayat, A. K. Badıllı, Timaş, s. 1031) Nur hizmeti içinde önemli bir yere sahip olan Hasan Feyzi Ağabeyin bu kutlu hizmet içindeki ömrü iki buçuk sene gibi kısa bir zamandır. Az zamanda çok hizmete vesile olan bu bahtiyar Nur bahadırının çok önemli bir hususiyeti var ki, o da, Rabb-i Rahim’den Üstad’a bedel ölmeyi istemesidir.
“Canım sana kurban olacak” Eskiden birbirlerinin yerine ölmeyi Cenâb-ı Hak’tan talep ederek isteyen maneviyat erleri gibi Denizli kahramanı Hasan Feyzi Efendi de Hazreti Üstad’ın yerine ölmeyi şu ulvî sözleriyle ister: "Bâb-ı feyzinden ırak olmayı asla çekemem Dahi nezrim bu ki canım sana kurban olacak’’ Hasan Feyzi’nin bu sâfî ve hâlisâne dileği Rabb-ı Rahim tarafından kabul buyurulmuş olmalı ki, Hazret-i Üstad’a bedel Rahmet-i Rahman’a kavuşur. Onun bu yüksek hasletine Hazreti Üstad bir mektupta şöyle işaret buyurur: ‘’..ikinci bir ruhum hükmünde Hasan Feyzi, benim bedelime ölmüş ve ölüyor. Hatta onun vefat mektubu, bütün bütün âdetime muhalif, bir buçuk saat elimde iken açamıyordum.’’ (Emirdağ Lâhikası, Y. A. Neşriyat, s. 162) Merhum Şehid Hafız Ali, merhum şehid binbaşı Asım Bey gibi o da, Üstadı yerine şehadet şerbetini içenlerden olmuştur.
Üstad’dan Hasan Feyzi‘ye Nurun bahadır Denizli kahramanı şehid Hasan Feyzi Ağabeye Hazreti Üstadın yazdığı bir çok mektup ve fıkra bulunmaktadır.
Manevî fedakârlık “Kanaat-i kat’iyem geldi ki, Hasan Feyzi, aynen şehid Hafız Ali (rahmetullahi aleyh) gibi, benim musîbetimin kısm-ı azamını kendine alıp manevî bir fedakârlık eylemiş.’’ (Emirdağ Lâhikası, Y. A. Neş., s. 160)
Yüksek bir mümessil “..şehid merhum Hafız Ali’nin ehemmiyetli bir varisi ve Denizli talebelerinin yüksek bir mümessili ve Denizli şehrinin Risâle-i Nur’a karşı fevkalâde teveccühünün bir tercümanı kardeşimiz Hasan Feyzi’nin..’ ’Emirdağ Lâhikası, Y. A. Neş., s. 74)
Hafız Ali’nin varisi “Şehid merhum Hafız Ali’nin tam bir varisi Hasan Feyzi’nin, Denizli hesabına ve o civarda ciddî kardeşlerimizin namına yazdığı parlak kaside ve dördüncü şehnamesi; ve orada dahi şakirtlerin faaliyetle Nur’a çalışmaları, benim zehirli, şiddetli hastalığıma bir merhem oldu. Cenâb-ı Erhamürrahimine hadsiz şükür olsun, Denizli’yi ikinci bir Isparta ve büyük bir İslamköyü yapıyor.’’ (Emirdağ Lâhikası, Y. A. Neşriyat, s. 121)
Risâle-i Nur’a hitap ediyor “..Hasan Feyzi’nin haddimden yüz derece ziyade hüsn-ü zanları neticesinde yazdıkları parlak manzum iki parçayı, Risâle-i Nur’a hitap ediyorlar ve benim ehemmiyetsiz şahsımı perde ve ârizî bir ünvan olarak yapmışlar diye kabul ediyorum.’’ (Emirdağ Lâhikası, Y. Asya Neşriyat, s. 54)
Denizli’nin bir Hüsrev’i “Denizli’nin bir Hüsrev’i Hasan Feyzi’nin uzunca tafsilâtlı bir mektubunu vasıtanızla aldım’’ (Emirdağ Lâhikası, Y. A. Neş., s. 54)
Kuvvetli alâkası “Hasan Feyzi’nin Denizli şakirtlerinin hesabına tebriki dahi onun yüksek irtibatını, kuvvetli alâkasını gösterdi.’’ (Emirdağ Lâhikası, Y. A. Neş., s. 84)
Hasan Feyzi’den Hz. Üstad’a mektuplar Kur’ân Talebesi, Nur’un fedaisi ve kahramanı bahtiyar insan Hasan Feyzi’nin Üstadına yazdığı mektuplarda hasret vardır. Nur’un hakkaniyetine dair yüksek ifadeleriyle yazdığı bir çok mektubu bulunmaktadır. Hasret ve iştiyakını manzum mektuplarıyla dile getirir. İşte bir mektubu:
Ölmez, sönmez bir Nur “Ey Risâle-i Nur! Seni söndürmek isteyen bedbahtların necm-i istikbali sönsün. İzzet ve ikbali ve şan ü şerefi aksine dönsün. Sen sönmez ve ölmez bir Nursun. “Boyun bâlâ, gözün şehlâ, gören mecnun seni leyla. “Sözün ferşte, gözün Arşta, gönül meftun sana cana. “Nikabın Nur, nigâhın Nur, kitabın Nur senin ey Nur! “Bağın Nursî, huyun munis, özün idris ferd-i yektâ.” (Emirdağ Lâhikası, Y.A. Neş., s. 75)
Son satırlar 1895 yılında Denizli’de dünyaya gelen 13 Kasım 1946 yılında Hakk’ın rahmetine kavuşan Hasan Feyzi Yüreğil Ağabeyi vefatının 64. yıldönümünde rahmetle anıyoruz. Aziz Üstadın ve merhum Nur Talebelerinin ruhları şâd, mekânları cennet olsun. Bizlere de şefaate vesile olur İnşâallah…
MUSTAFA ÖZTÜRKÇÜ |
28.11.2010 |
DENİZLİ
Bu âhir zamanda yoktur benzeri Nurlu Müceddidde çile sürüyor. Denizli’ye vardı akşam üzeri Hakka hizmet eden kervan yürüyor. Bu âhir zamanda yoktur benzeri
Denizli hapsinde güller açıyor. Mevlevî misali döner muhtaçlar. Üstad burcu burcu nurlar saçıyor. Manevî dertlere deva ilâçlar. Denizli hapsinde güller açıyor
Otuz üç âyette vardır işaret. Bu yol, ahir zaman Kur’ân yoludur. Hazret-i Ali’den geldi beşaret. Risâle-i Nur’da da bürhan doludur. Otuz üç âyette vardır işaret.
Karşılaşır, Hasan Feyzi Üstad’la Eller kelepçeli, etrafta asker. Göz göze gelirler, Beklenen Zat’la Siyadet nişanı taşıyan Rehber Karşılaşır, Hasan Feyzi Üstad’la
Hasan Feyzi Nura aşık bir şair. Muhabbetle dalmış Nur ummanına. Hakka hizmet için yazarak şiir, Nezretmiş canını Nur Sultanına Hasan Feyzi Nura aşık bir şair.
Halil İbrahim Bey Nurlu bir edip. Nuru iştiyakla yazmış, okumuş. Nefsi ihlâs ile ederek te’dip Gönül sarayını Nurla dokumuş. Halil İbrahim Bey Nurlu bir edip
Meyve Risâlesi Nurdan bir buket. Rahatlatır hüzünlü gönülleri. Mahpuslara ilâç, biter şikâyet. Daima okurlar Nur bülbülleri Meyve Risâlesi Nurdan bir buket
Hafız Ali üzgün, duâya durmuş. Üstad’ını zehirlemiş zalimler. Adamış canını, tasası Nurmuş. Nurun şakirtleri gerçek âlimler. Hafız Ali üzgün, duâya durmuş
Berzah âleminde bir yıldız gibi, Suâl meleğine Nurdan cevablar. Nur Fabrikasının gayyur sahibi. Manevî Şirketten küllî sevablar Berzah âleminde bir yıldız gibi,
Gönenli Mehmet Efendi, Hak eri. Denizli Hapsinde Üstad’a yoldaş. Felâket asrında Nur-u enveri Tanır, ihlâs ile olur arkadaş. Gönenli Mehmet Efendi, Hak eri.
İhlâsla hizmete koşar her sefer. Denizli hapsinde Hünkâr Süleyman. Üstad’a gönülden yardımcı nefer. Civanmert, gözüpek, yiğit kahraman İhlâsla hizmete koşar her sefer.
Hesna Hanım adaletli Hakime. Duâsına mazhar Nurlu Üstad’ın Mahkemede boyun eğmez zalime. Nurda görür mirasını ecdadın. Hesna Hanım adaletli Hakime.
Nur hizmeti bir sahabe mesleği. Doğrudan Kur’ân’dan alınır ilham. Alkışlar Nurları gökte meleği. Mele-i Âlâ’dan tebrik ve selâm. Nur hizmeti bir sahabe mesleği.
Bu ahir zamanda yoktur benzeri Nurlu Müceddidde çile sürüyor. Denizli’ye vardı akşam üzeri Hakka hizmet eden kervan yürüyor. Bu ahir zamanda yoktur benzeri
Abdulkadir Menek |
28.11.2010 |