Cevher İLHAN |
|
Ramazan, işgal ve zulüm… (3) |
Obama, “Müslümanların Ramazanını kutluyor”, “Müslüman görülmekten endişe duymam” diyor; lâkin Irak’ta ABD’nin patronajında Müslümanlar katlediliyor, mâsum Müslüman halk büyük bir endişe içinde, işgalin zulmüne mâruz kalıyor… Afganistan’la birlikte Pâkistan da kıskaçta. Etnik ve mezhebî ayırımlar üzerinden bölünüp parçalanması plânlanıyor. ABD, “müttefiki” Pâkistan’da Müslüman halkın Irak ve Afganistan işgaline, İsrail’in Filistin’deki zulüm ve soykırımına karşı çıkmasını cezâlandırıyor. Darbelerle başa getirttiği hükûmetlerden, Pâkistan’ın kadim bir gerçeği olan medreseleri kapatmasını, hatta nükleer silâha sahip tek İslâm ülkesi olarak nükleer programı iptal etmesini dayatıyor. Bölgede yanıbaşında Müslüman Keşmir’de yarım asrı aşkındır zulüm estiren Hindistan’ın nükleer silâhına, Ortadoğu’da İsrail’in yüzlerce nükleer başlıklı füzeye ve silâha sahip olmasına ses çıkarmadığı halde… Amerikan savaş uçakları, “Taliban’la mücadele” perdesinde Pâkistan’a saldırıyor. Bilhassa Veziristan bölgesini, peryodik bir biçimde en ağır ve acımasız silâhlarla bombalıyor. Pâkistan’a son üç yılda düzenlenen 110 saldırıda binden fazla çocuk ve kadının can verdiği istastiklerle ortaya konuluyor.
SIRA PÂKİSTAN VE SOMALİ’DE… Yine Ramazan’da “16 Ağustos günü, Veziristan bölgesinde ABD’nin insansız uçağı, terâvih namazı sırasında düzenlediği füze saldırısı sonucunda 20 Pâkistanlıyı öldürdü. Sivil mâsum insanlar vefat etti” haberi, iki bine yakın insanın öldüğü, sekiz milyon insanın gıda ve barınak ihtiyaç duyduğu Pâkistan’ın başındaki sel felâketinin acısı ve feryadları arasında kayboluyor… Keza 19 yıldır iç çatışma ve iç savaşla kana bulanan Somali’yi de ABD’nin kirli eli karıştırıyor. Somalili “deniz haydutları”nın, korsanlığın, açlığın, kıtlığın, kan ve kargaşanın altından da “ecnebilerin parmak karıştırması” çıkıyor. Zira 2007’nin başından beri yine bildik “barış ve özgürlük” numarasıyla bu ülke de ABD’nin müdahâlesine mâruz. Geleceğin belli başlı petrol ülkeleri arasında sayılan Somali’nin zengin petrol rezervleri Amerikan şirketlerine verilmiş… Somalinin tükenişini seyrederek petrol rantını ve ticaretini sürdüren ABD, istikrarsızlıkla, yoksullaştırılmakla iç savaşa sürüklediği Somali’nin tükenişini küresel çıkarlarına dönüştürüyor. Küresel zâlimlerin ilgi gösterdiği ülkede üçyüzbinden fazla insanın katledildiği, bir milyondan fazlasının yokluk ve yoksullukla perişan edilip komşu ülkelere sığındığı belirtiliyor. “Somali’nin başşehri Mogadişu’da şiddet olaylarında şu kadar kişi öldürüldü” diye başlayan dehşet verici haberler de âdeta kanıksanmış, artık sıradan sayılıyor!
VE YEDEKTEKİ YEMEN… Yine ABD için “sıra”nın Yemen’de olduğu, bizzat CIA Başkanı tarafından ifâde ediliyor. Washington Post gibi Beyaz Saray’a yakın gazetelerde “Yemen’deki El Kaide örgütünün Pâkistan’daki çekirdek örgüte üstün geldiği ve ABD için büyük tehdit olduğunu” ileri sürülüp işgale zemin hazırlanıyor. “Amerikan özel operasyon birlikleri”nin yıllardır işbirlikçi Yemen hükûmetiyle “çalışması”, “ortak operasyonları” yetmiyor; CIA’nın ve Amerikan ordusunun bu ülkedeki gizli operasyonları arttırılıyor… Belli ki Bush hayranı Yemen Devlet Başkanı Salih ve dostu İtalya Başbakanı Berlusconi ile birlikte “BOP eşbaşkanlığı” görevini alan Başbakan Erdoğan ve hükûmeti, Irak, Afganistan, Pâkistan ve Somali’nin ardından “El Kaide bahanesi”yle işgal ve istilâ yedeğinde tutulan Yemen için “stratejik müttefik” ABD’yi vazgeçirmek için hangi diplomatik çabayı gösterdiği bilinmiyor. Ve bütün bunlara karşı Türkiye, “model ortağı” ABD’ye, kontrolündeki Somali’de kanın durması, iç savaşın sona ermesi için hiçbir tavassutta bulunmuyor… Kısacası, Mübârek Ramazanda Müslümanların katletmesine seyirci kalınıyor… Peki, bu mu “stratejik derinlik”li ve “oynak merkez”li aktif dış politika? 03.09.2010 E-Posta: [email protected] |