Faruk ÇAKIR |
|
İman kurtarma merkezleri |
Büyük İslâm âlimi Üstad Bediüzzaman Said Nursî’nin ifadesiyle, zaman “iman kurtarmak” zamanıdır. Gerçekten de günümüzde yapılması gereken “önemli işler”in başında bu mesele gelir ve gelmelidir. Siyasetin cazibesi insanları “dünyayı kurtarmak” için teşvik ederken, maalesef imanlarımız çalınıyor, şüphe kuyularına atılıyor ve ebedî hayatımız tehlikeye giriyor. “Kıyamet alâmetleri” çoktan ortaya çıktığına göre, zaman “âhir zaman”dır. Bu zamanda en büyük tehlike ise, “fen ve felsefe” adı altında insanların imanlarına hücum edilmesidir. Maalesef bilhassa gençlerin imanları ciddî olarak tehlikeye düşüyor. Bunu tesbit eden Bediüzzaman, “Bir tek gayem vardır” diye başlayan bir ifadesinde, “Gençleri ve Müslümanları ‘iman’a davet ediyorum. Bütün faaliyetim budur” demiştir. Kur’ân’ın en temel esaslarından biri ‘iman’ hakilati olduğu gibi, Kur’ân’ın asrımıza bakan hikmetli tefsiri Risâle-i Nur’un da en mühim vazifesi imanları takviye etmektir. Bu, kuru bir iddiâ değil, belki milyonların şahitliğiyle ispatlanmış ve teyid edilmiş bir hakikattir. Peki, Risâle-i Nur bu vazifeyi hangi vasıtalarla yapıyor? Bir anlamda “iman kurtarma merkezleri” diye adlandırabileceğimiz; Risâle-i Nurların okunduğu, iman hakikatlerinin tefekkür edildiği mekânlarla. Geçtiğimiz Pazar günü Yalova’da da bu mânâya hizmet edecek yeni bir mekân açıldı. Gazetemizin Yalova Temsilciliğiyle birlikte hizmete açılan bu nezih mekân inşâallah “iman kurtarma merkezi” olarak hizmet verecek. Risâle-i Nur eserlerinin temeli olan “iman kurtarma” hedefi, geçmiş yıllarda bazı gruplar nezdinde yeterince anlaşılamayan bir konudur. Onlara göre zaman ‘cihad’(!) zamanıydı ve “evde oturarak, kitap okuyarak meseleler hallolmaz”dı. Tabiî ki bu anlayış, ‘cihad’ın yanlış anlaşılması ve anlatılmasından kaynaklanan bir durumdu. Oysa, hepimizin bildiği gibi asıl ve en önemli ‘cihad,’ nefisle olan cihaddır ve Risâle-i Nur da bunu anlatır. Yine hatırlanacağı üzere, Peygamberimiz (asm) Tebük Seferi’nden dönerken, “Küçük cihaddan büyük cihada dönüyoruz” demiş ve sahabelerin meraklı soruları üzerine de “Şimdi nefisle cihâda dönüyoruz” buyurmuştur. İşte, “iman kurtarma merkezleri,” bir anlamıyla da “nefisle cihadın nasıl olabileceğini öğreten ve ortaya koyan merkezler”dir. Şükürler olsun ki, bu ‘iman kurtarma merkezleri’nden hemen her yerde var ve her geçen gün de sayıları artıyor. Buna rağmen bu merkezlerin çok daha fazla sayıda olması bir ihtiyaç. Sebebi de, âhir zamandayız ve ‘insî ve cinnî şeytanlar’ dört koldan hücum ediyor. Hakikaten ‘cihad’ zamanı, ama nefsimizin kötülükleriyle başa çıkma, onları mağlup etme cihadı... Gazetemizin Yalova Temsilciliği’nin hizmete açılması vesilesiyle görüşme imkânı bulduğumuz bir okuyucu/ağabeyimiz de, Risâle-i Nurları daha fazla okumamız ve küçük kitaplardan ‘muhtaçlara’ hediye etmemiz gerektiği hususunda hatırlatmalarda bulundu. Muhtaçları Risâle-i Nur ile tanıştırmak, onların imanlarının kurtulmasına vesile olmak bir yönüyle de üzerimize vazife olan ‘tebliğ’ anlamına geliyor. Konuşmalarda, ‘gençlik’ yıllarından misâller vererek Risâle-i Nur’u muhtaçlara ulaştırmanın verdiği zevkin, her türlü dünyevî zevkten üstün olduğuna da işaret edildi. Evet, Risâle-i Nurları okumak hem nefsin ve şeytanın kötülüklerine karşı etkili bir ‘cihad’, hem de imana susamış muhtaçlara bir ‘tebliğ’ yoludur. Duâmız ve temennimiz, bu yolda devam etmek olmalı inşâallah. 29.06.2010 E-Posta: [email protected] |