Mehmet KARA |
|
Tatilin kısalmasına içerleyenler |
1 Temmuz’da tatile girmesi gereken Meclis’in 16 Temmuz’a kadar çalışmasına karar verilmesi milletvekillerinin canını sıktı. Dönem içinde çalışılması durumunda acil olduğu söylenen kanunların rahatlıkla çıkarılabileceğini söyleyen milletvekilleri, hükümete kızgınlıklarını her vesile ile dile getiriyorlar. Diğer yandan böyle bir kararın alınması akıllara erken seçimi ve Anayasa Mahkemesi’nin anayasa değişikliğini görüşeceği 5 Temmuz’da Meclis’in açık tutulmasını getirdi. Erken seçimin akıllara gelmesi de son günlerdeki bazı gelişmelere bağlanıyor. Anayasa Mahkemesinin anayasa değişikliklerini iptal etmesi durumunda bir erken seçimin gündeme gelebileceğini düşünenlerin sayısı hayli fazla. Diğer yandan başbakanın istifa etmeden cumhurbaşkanlığına aday olabilmesini sağlayacak şekilde düzenlemenin yapılması da bu düşünceyi kuvvetlendiriyor. AKP’li vekiller “Aslanlar gibi çalışıyoruz” derken kulislerde kendi aralarındaki konuşmalarda, “Kuzu yerine aslanlar deseydi bari, alınmazdık” diyerek kırgınlıklarını dile getiriyorlar. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, “Biz kimsenin kuzusu değiliz, sözümüzü de sesimizi de burada esirgemeyiz. Meclisin milletvekillerine kuzu muamelesi yapmak kimsenin haddi değil” diyerek en sert tepkiyi gösterenlerden biri oldu. Milletvekilleri Meclis görüşmelerinde değişik vesilelerle “kuzu-kuzu Meclis’e gelecekler” sözünü gündeme getirdiler. CHP’li vekillerin bir kanun görüşülürken “yoklama talebi”nde bulunmaları üzerine, salonda iktidar partili milletvekillerinin olmadığını görünce, “Kuzu kuzu gelin, kuzu kuzu!” diyerek espriler yaptılar. RAKAMLAR UTANDIRIYOR, AMA… Son günlerde terör olaylarının artması ve şehit haberlerinin art arda gelmesi yürekleri sızlatırken, siyasetteki “sizin dönemizde bizim dönemimizden daha fazla şehit oldu” türü tartışmalar milletin tepkisini çekiyor. Meclis genel kurulunda geçtiğimiz hafta yapılan bir tartışma da bu konu gündeme gelince bazı milletvekilleri sağduyularını gösterdiler. AKP Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer Üstün’ün, “1 kişi dahi ölmüş olsa biz mağdurları sayılarla ifade etmeyiz. 10 kişi ölmüş, 100 kişi ölmüş… 1 kişi dahi ölse bunlar vatan evlâdıdır” sözlerine MHP sıralarından sataşmalar gelince, “Ben bu rakamları okumaya utanırım. Utanırım çünkü bu insanların canı malı rakamlarla ifade edilmez” dedi. Sonra şöyle devam etti: “Bir rakam okuyayım: 1999 yılında şehit asker sayısı 173. Değerli arkadaşlar, utanıyorum bunu söylemeye, 173”… Daha sonra MHP’li Oktay Vural ve Recep Taner’in “2002’de kaç?” diye sorması üzerine de “2002’de, söyleyeyim: 18” diyerek rakam vermeyi sürdürdü. Bu sayıları verirken de, karşılıklı konuşmalar devam edip gitti. İşte ibretlik konuşmalardan bir bölüm: Ayhan Sefer Üstün - Sayıyla mı ifade edeceksiniz? Peki, 2000’de: 22. Bunlar insan değil mi? Polis sayısını söyleyeyim: Bakın, 12; 12. Oktay Vural - Yeter ya! Teröre teslim oldunuz konuşup duruyorsun! Ayhan Sefer Üstün - Bunlar insan değil mi? İlla rakamlarla mı ifade edeceksiniz? Oktay Vural - Teröre teslim oldunuz konuşup duruyorsunuz? Ayhan Sefer Üstün - Herkesin tek yumruk olması lâzım. Teröre karşı herkesin tek yumruk olması lâzım. Oktay Vural- “Analar ağlamasın” diye açılım dayatması yapan sizsiniz. Ayhan Sefer Üstün - O zaman 1999’da açılım mı vardı? Oktay Vural- Hadi oradan! Başkan - Sayın milletvekillerimiz, lütfen sakin olarak dinleyiniz… Diyaloglar bu şekilde sürüp gidiyor… Bu sözlerden sonra yoruma gerek var mı? Çünkü, kimin meseleye nasıl baktığını ortaya koyuyor. 27.06.2010 E-Posta: [email protected] |