Rifat OKYAY |
|
Dünya adına yapılan |
Allah’ın lütfettiği nimetleri, rızkı ve hayatı, kabiliyetleri ve özelliklerimizi reddetmek, kabul etmemek ve inkâr etmemiz mümkün mü? Böyle bir hal ve hareket akılsızlık olur, varlık âleminde ne varsa hepsini kabul etmemek ve onlara sırtımızı dönmek olur... Hemen karşımızdakilere bakmadan, kendimize bakıyoruz. O’nu tanımak ve bilmek, itaat edip kabul etmek ve O’na ubudiyette bulunmak için, bize lâzım olan ve yine bizlere ikramen, ihsanen verilmiş olan her şeye bakıyoruz. Bir de dönüp kendimizden başlayarak yaptığımız işlere ve acip, garip hareketlere ve takındığımız tavırlara bakıyoruz. Boş bomboş, içi boşaltılmış gayeler, hedefler ve fiiller bize bakıyorlar ve halimize şaşıyorlar, göreceğiz... İnsanın en garib tavrı hiçbir fiilin kendisini bulmayacağı, hele hele bu fiil kendi menfaatleri paralelinde değilse hiç mi hiç kendisini yakalayamayacağı noktasındadır. Halbuki salalar hep başkası için verilmez... Kendi kendine ve durmadan, dünya adına hesap görenlerin hesabı görülmek üzere bir de bakmışız ki ahirete sevk edilivermiş... Bu kadar ahlâk-ı hasene ve bu kadar güzel huylarla ahsenü’l-takvim üzere yaratılan ve bu yöne doğru sevk edilen aciz, zaif, nakıs insanoğlunun tamamen aksi istikamete doğru gitmek için, akla gelen hemen her şeyi zorlaması, bu yollarda gayret sarf etmesini anlamak mümkün değildir... Afakta, orda burda gezen küçücük aklımız muhakkak bir surette kendimize dönmelidir. Yoksa şimdilerde güldüğümüz, büyük bir istek ve gayretle istediğimiz bütün dünya umurları başımıza belâ olacaktır, ceza ve azab getirecektir... Görünüşte seçilmiş ve belirlenmiş, aklı başında birer kâinat yolcusuyuz. Fakat ubudiyet ve taatte ki akıl almaz noksanlıklarımız ve ihmallerimiz o kadar çok oluyor ki, inkârcıların hallerine durmadan yanaşıyoruz. Halbuki bizim onlardan misli misli uzak olmamız ve onların bize özeneceği mertebelere doğru koşmamız gerekmektedir. Meydan geniş fakat yol kısa... Ebedî bir âlemin kazanılması dünya adına yapılan ve kazanılan hiçbir şeye benzememektedir. Bize düşen her ânımızı ve her işimizi bu yola dökmek, harcamak, yönlendirmek ve bu yolda çalışmaktır. Kur’ân, iman hakikatlarını en güzel ve mükemmel bir şekilde anlatan eserler bizleri seyretmemelidir veya biz onları seyretmemeliyiz. Okumalıyız, okumalıyız İnşaallah.. 31.10.2009 E-Posta: [email protected] |