31 Ekim 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

40. Yıl Röportajları

YENİ ASYA’YI AVUSTRALYA’DA TANITAN 40 YILLIK OKUYUCUMUZ İSMET ŞEN:

İmkânsızlıklar içinde de çok güzel hizmetler yapılabilir

Kendinizi tanıtır mısınız?

1942 yılında Kocaeli Bahçecik’te doğdum. İlkokulu beldemizde okudum, okul sonrası bağ bahçe işleriyle meşgul oldum. Askerden sonra 1964-1968 tarihleri arasında Gölcük Tersanesinde çalıştım. İşçi Bulma Kurumuna, yurt dışına gitmek için müracaat ettim. Avustralya için olumlu cevap geldi. Uzak olmasına rağmen karar verdim, 1968 yılında gittim. 1991 yılında oradan malûlen emekli oldum. Emeklilikten sonra gidip gelmelerim sıklaştı, birkaç yıl Türkiye’de, birkaç yıl da Avustralya’da ikamet ediyorum.

Risâle-i Nur ve Yeni Asya ile buluşmanızı anlatır mısınız?

Tersanede çalıştığım zaman Sabah ve Bugün gazetelerini okuyordum. İttihad gazetesinin reklâmını Sabah gazetesinde gördüm ve yeni çıkacak gazeteyi almaya karar verdim. Gazetenin çıktığı gün bütün bayileri gezdiğim halde bulamadım. Deniz Kitapevine de gazeteyi sordum. Dükkân sahibi Faik Cengiz Ağabey, “Gelmedi, fakat yarın gelebilir” dedi. Ertesi günü uğradığımda gazete gelmişti. Faik Ağabey benimle çok ilgilendi. Bundan sonra onunla görüşmelerimiz sıklaştı. Beni derse dâvet etti, merak edip gittim. Beş on kişilik cemaat vardı. Orada Rafet ve Mehmet ismindeki gençlerle tanıştım. Oturduğum yer derslerin yapıldığı Gölcük’e uzak olmakla birlikte dersleri kaçırmıyordum. İlk zamanlar fazla anlayamadım, fakat cemaatteki samimiyet beni derslere bağlıyordu.

Faik Ağabeyden Avustralya’ya giderken götürmek üzere Tarihçe-i Hayat, Mektubat, Şuâlar kitaplarını yanıma aldım. Gümrükten geçerken ilgi çekmesin diye memura kitapları ters verdim, bu ufak tedbirle memur açıp içlerine baktı ön yüzüne bakmadı. Ben de rahatlıkla geçtim, yoksa sınırdan dönmek de vardı. Bence bu tür kolaylıklar Risâle-i Nurların inayet altında olduğunu gösteriyor.

Avustralya’ya gittiğimde birlikte hizmet ederiz düşüncesiyle Nur Talebelerini araştırdım, Risâle-i Nurları tanıyana rastlayamadım. Kendim götürdüğüm kitapları okuyarak istifade etmeye çalıştım. 1970’de Avustralya’da “Türk İslâm Cemiyeti”ni kurduk. Maksadımız yabancı bir ülkede Türkler olarak tanışmaktı. Bu cemiyetimiz 1974 yılına kadar gayr-i resmî olarak devam etti. Yapılan toplantılarda Ali Ruşen Altınbaş ile tanıştık. Sonradan Çorumlu Hüseyin Allahverdi ile İzmir Tire’den Refik Koyu kardeşlerimiz ile de tanıştık ve Ali Ruşen Ağabeyim evinde derslere başladık. İlk zamanlar İttihad gazetesini getirtmek mümkün olmadı. Yeni Asya gazetesini ilk olarak 1974 senelerinde Refik Koyu’nun elinde gördüm. Abone oldum, gazete genellikle toplu olarak geliyordu. Gazete ve kitap satışlarıyla istişare heyetimiz beni görevlendirdi. İstanbul’dan 1975’den sonra kitaplar gelmeye başladı. Bir müddet kitapları Almanya’dan Zeki Şevkli vasıtasıyla temin ettik. Türklerin yoğun olduğu semtlere götürüp pazarladık. Cuma çıkışlarında, bayramlarda sergiler açtık. Hatırladığım kadarıyla “Bilinmeyen Taraflarıyla Bediüzzaman Said Nursî” adlı kitapdan 500 adet kadar oradaki Türklerin her kesimine ulaştırdık.

Size bunca yıl Yeni Asyayı okutan sır nedir?

Risâle-i Nur dâvâsını en zor şartlarda çekinmeden savunması ve her türlü imkânı kullanarak bu Kur’ân hakikatlerini âleme neşretmesini en büyük sebep olarak görüyorum ve Risâle-i Nurların tanıtılmasında ve doğru olarak algılanmasına katkılarının göz ardı edilemeyecek önemli hizmetler olduğunu düşünüyorum. Kendi dâvâmızın sesi hükmündeki bu gazetemize her zaman destek vermenin, dolayısıyla Risâle-i Nurlara hizmet olduğunu düşünüyorum.

Yeni Asya size ve ailenize neler kazandırdı?

Bu Kur’ân dâvâsının etrafında ailemi toparlamaya çalıştım. Dergileriyle ve neşrettiği kitaplarla ailece kendimizi yetiştirme gayreti gösterdik. Yeni Asya damgası olan kitapların, hatta en ufak bir broşürün de bir heyetin kontrolünden geçtiği inancını taşıyorum ve şahs-ı manevîyi temsil ettiği için içindeki bilgilerin doğruluğuna inanıyorum.

Kırk yıllık zaman içerisinde ki önemli bir hatıranızı bizimle paylaşır mısınız?

Kitapları tanıtmak için o zaman sosyete yaşantısı olan bir ailenin yanına gitmiştim, yayınlarımızı yeni duymuştu. Beni içeri dâvet ettiler. İstediği kitapları verdim, bir müddet sonra İslâmî hayatı yaşamaya ve hizmetlerimizle ilgilenmeye başladı. Yeni Asya’nın yayınları o ailenin hidayetine vesile oldu. Gazetemizden aldığımız şevkle yazarlarımızın yazılarının iktibas edildiği “Hür Söz” isminde mahallî bir gazete çıkardık.

Avutralya’da şu anda hizmetlerimiz nasıl?

Evlerden başlayan hizmetlerimiz kardeşlerimizin gayretleriyle gelişti. İki tane vakıf kültür merkezimiz var. Her türlü eğitim ve sosyal faaliyetler yapılıyor. Üç yıldan beri Hanımlar Kültür Merkezi faaliyetleri de hızlandı İnşallah artarak devam edecek.

Gelecek için düşünceleriniz nelerdir?

İhlâsla hareket edildiğinde imkânsızlıklar içinde de çok güzel hizmetler yapılabiliyor. Bu hizmetlerimiz de zor şartlarda başlamış, fedakâr insanların himmetleriyle kıyamete kadar devam edeceğine inanıyorum. Arzu ve hayalimiz çok geniş, gazetemizin yüz binler tirajı olmasını arzu ediyorum. Bu isteğim de İnşallah duâ hükmüne geçer. Lâhika sayfasındaki Risâle-i Nur’dan alıntı yazıların aynı sayfanın sağında olursa daha iyi olacağını düşünüyorum. Gazetede çalışan bütün personeli bu hizmetleri için tebrik ediyorum ve gayretlerinin devamı için duâ ediyorum.

31.10.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki 40. Yıl Röportajları

  (19.10.2009) - Gelişen hadiseler Yeni Asya’yı haklı çıkardı

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.