Ali FERŞADOĞLU |
|
Hastalıklar ve domuz gribinden nasıl kurtuluruz? |
Efsane Wimbledon’un ilk zenci şampiyonu Arthur Ashe, kan naklinden kaptığı AIDS’den ölüm döşeğindeydi. Dünyanın her köşesindeki hayranlarından mektuplar yağmaktaydı. Bunlardan bir tanesi şöyle soruyordu: “Allah böylesine kötü bir hastalık için neden seni seçti?” Arthur Ashe cevap verdi: “Bütün dünyada 50 milyon çocuk tenis oynamaya başlar. 5 milyonu tenis oynamayı öğrenir. 500 bini profesyonel tenisçi olur. 50 bini yarışmalara girer, 5 bini büyük turnuvalara erişir, 50’si Wimbledon’a kadar gelir, 4’ü yarı finale, 2’si finale kalır. Elimde şampiyonluk kupasını tutarken Allah’a, ‘Neden ben?’ diye hiç sormadım. Şimdi sancı çekerken, Allah’a nasıl, ‘Niye ben?’ derim?” Daima mütevekkil olmalı ve hastalıklara yakanladığımızda (tedbirini aldıktan sonra) “Neden ben?” diye sormamalı. Ne olacaksa olur ve her şeyin hayırlısı olur. Ve eğer tevekkül ederseniz, rahat eder, hastalıkları da kolay atlatırsınız. Zira, inançlı olanların daha çabuk iyileştikleri, tıpçıların tesbitlerindendir. Hastalıklar bizim içindir. Ve bunlar bir imtihandır. Ancak, bize emanet edilen vücudumuzu, sağlığımızı korumak da İlâhî emirlerin başında gelir. Zira, klişe ifadesiyle, “her şeyin başı sağlık!” Tahkikî, gerçek imana sahip olan mü’minler kolay kolay hastalıklara yakalanmazlar. Zira, hem iman esasları, hem İslâm şartları ve ibadetler, tabiî olarak koruyucu sağlık hekimliğidir. İman ve tevekkül, bütün hastalıkların kökenini keser. Nasıl mı? Allah’a güvenen, yalnız O’ndan korkan, öldükten sonra dirileceğine inanan, kadere iman eden, hasta olacak kadar üzülmez, korkmaz, strese girmez. Ve kanserinden kurdeşene, ülserden nezleye kadar bütün hastalıkların kökeni, bir bakıma, strestir. Yani, sıkıntı, üzüntü, korku, endişe, kaygı, gerginlik, aşırı öfke vesaire… Nezle, grip de inanç/tevekkül ile ilgilidir. Nezleyi inanç/iman nasıl önler? Şöyle ki: Kalbimiz kan pompalar. Kılcal damar ve hücreler vasıtasıyla en ücra yerlere kadar kan gönderir. Kanın içinde alyuvarlar ve akyuvarlar vardır. Akyuvarlar askerdir, savunma yaparlar. Her zaman, nezle dahil her hastalığa yakalanma riski taşırız. Moralimiz bozuk olduğunda, üzüldüğümüzde, aşırı korktuğumuzda, kalbimiz, burnumuzun mukoza tabakasına az kan gönderir. Dolayısıyla cepheye az asker, erzak ve cephane gider. Kış şartlarında düşman askeri ve yığınağı fazla olduğundan nezle, grip oluruz! Domuz gribine, imanlı ve namazlı mü’min kolay kolay yakalanmaz. Neden? Çünkü, günde beş sefer dışarıda olan ve mikrop kapan uzuvlarını mikroplardan, virüslerden temizler. Buna rağmen, yine de bu mikroplara kapılırlarsa, ya ihmal ettiğinden, ya başka birisinin bulaştırmasındandır. Sağlığınız yerinde ve H1N1 hastalık belirtileri göstermiyorken virüsün vücutta üremesini, belirtilerin daha da şiddetlenmesini ve ikincil enfeksiyonların gelişmesini basit tedbirlerle önleyebilirsiniz. İşte tıbbın tavsiyeleri: * Ellerinizi sık sık yıkayın. (Günde en az beş defa abdest alın!) * Yemek, banyo ve yara bakımı gibi zorunluluklardan sonra da ellerinizi yıkamadan yüzünüzün herhangi bir yerine dokunmaktan kaçınınız. (Yemekten önce ve sonra elleri yıkamak Peygamberimizin (asm) tavsiyelerindendir, sünnettir.) * Ilık tuzlu suyla günde iki kere gargara yapınız (tuza güvenmiyorsanız listerin kullanınız). H1N1’in boğaz ve burun boşluklarında çoğalıp enfeksiyona sebep olarak karakteristik belirtileri göstermesi için 2-3 güne ihtiyacı vardır. (Abdest alırken, ağza dolu dolu su vermek ve iyice temizlemek de sünnettir.) * Burnunuzun içini en az günde bir kere ılık tuzlu suyla temizleyiniz. Günde bir kere burnunuzu sümkürün ve sonra ılık tuzlu suya batırılmış pamuk tamponlarla silerek temizleyiniz. Bu yolla burnunuzda bulunan virüs sayısını etkili bir şekilde azaltmış olursunuz. (Kezâ, abdest alırken burnunuza dolu dolu su vermek ve temizlemek de sünnettir.) * C vitamini bakımından zengin olan yiyecekler alın. * Bitkisel çaylar gibi sıcak veya ılık içeceklerden içebildiğiniz kadar çok içiniz. Sıcak içecekler içmek gargara yapmakla aynı etkiye sahiptir fakat ters yöne doğru. Sıcak içecekler virüsleri yaşamaları mümkün olmayan ortama sahip olan mideye doğru yıkayarak götürürler. H1N1 virüsü midede çoğalamaz, herhangi bir zarar veremez ve hayatîyetini devam ettiremez. (Yani, misvak kullanmak, yani ağzı, dişleri sık sık temizlemek de kuvvetli sünnetlerdendir. Hatta Peygamberimiz (asm), “Eğer zorluğunu bilmeseydim size misvakı/diş temizliğini emrederdim” buyurur.) 31.10.2009 E-Posta: [email protected] [email protected] |