Faruk ÇAKIR |
|
Milletle barışan devlet |
Kuruluşunun 86. yılı törenlerle kutlanan cumhuriyetimizin ‘devlet-millet kaynaşması’ noktasında problemler yaşadığına herkes şahit. Bazı müsbet adımlar atılmış olsa da bu kaynaşmanın ideal mânâda gerçekleşmediği görülüyor. Bu kaynaşmanın temin edilememesinde asıl sorumlu olanlar da, halka tepeden bakan idarecilerdir. Bunlar hem milletin ‘kültürlü’ olmasını istememiş, hem de onları ‘cahil halk çoğunluğu’ diyerek adeta yanından uzaklaştırmıştır. Cumruriyetin ilân edilişinin 86. yılı kutlanırken geçmişte bu konuda bazı arkadaşlarımızla birlikte yaptığımız bir çalışmayı hatırladık. Cumhuriyetin 70. yılında, aydınlara çeşitli sorular yöneltmiş ve cevaplarını o günkü Yeni Asya’da ‘dizi’ olarak yayınlamıştık. Daha sonra “Cumhuriyetin 70. yılı: Aydınlar Konuşuyor” adıyla kitap haline gelen bu çalışma, (Yeni Asya Neşriyat, 1995) bugün de dikkat çekici. Aradan yıllar geçtiği halde devlet-millet kaynaşması noktasında yeterli adımlar atılmadığı ap açık görülüyor. Aynı sorular bugün de aynı kişilere sorulsa muhtemelen benzer cevaplar verilecek. Çünkü hastalık da, çare de değişmiş değil... O gün yapılan röportajların bir kısmı kitapta şu başlıklarla yer alıyor: *Devrimler devlet terörü ile gerçekleştirildi. *Millete kurulan tuzağın en hassas noktası laikliktir. *Dinin yerine milliyet ikame edilemez. *Devlet-millet kaynaşmasının istenen mânâda gerçekleşitiğini söylemek zordur. *İhtilâller demokratik hukuk devletini yaraladı. *1000 yıllık tarihini 70 yıla indiren bir millet tarihte yoktur. *Cumhuriyet öz mirasını reddetti. *Yetmiş yıl öncesinin metodları bugün geçerli değildir. *Devletin temsil ettiği düşünce toplumun değer yargılarına ters düşüyor. *Cumhuriyet gerçek sahiplerine, yani halka iade edilmelidir. *Cumhuriet yapılanırken Millî Mücadele unutuldu. *Laiklik, dine karşı olmanın esas formülüdür. *Acımasız dayatmalarla devlet kan kaybetti. *Türkiye Cumhuriyetinin temelleri mâzi düşmanlığı üzerine kuruldu. *İlkeler adına cumhuriyet tahrip edildi. *Osmanlı parlamenter düzeninin hâlâ gerisindeyiz. *Cumhuriyetle birlikte oluşan tabuları yıkmalıyız. *Cumhuriyetin içi demokrasi ile doldurulmalı. *Yetmiş yılın muhasebesi mutlaka yapılmalıdır. *Birinci Meclis kapatıldı; devlet-millet kaynaşması bitti. *Devlet jakoben tavırlarını terk etmeli. Bir kısmını aktardığımız bu ‘röportaj başlık’ları bugünkü tartışmaları da özetlemiyor mu? Devlet-millet kaynaşmasının temin edilememesinin ülkemize; ‘ekonomik kriz’lerden daha fazla zarar verdiğini ne zaman kabul edeceğiz? Hiç değilse “100. yıl”da bu tartışmaları geride bırakabilecek miyiz? 30.10.2009 E-Posta: [email protected] |