Cevher İLHAN |
|
DP’de toparlanma dönemi |
Demokrat Parti Büyük Kongresindeki canlılık ve coşku, her defasında “bitirildiği” zannedilen Demokratların kendi küllerinden yeniden doğduğunun açık bir göstergesi oldu. Olağanüstü Kongre, Demokrat Parti’nin Türkiye’de demokrasi içinde yegâne iktidar alternatifinin adı ve atılan büyük bir adımı olduğunu bir defa daha ortaya koydu. Onca hırpalanmaya ve tahrike rağmen delegelerin kavgasız gürültüsüz demokrat misyonun vakarı ve ciddiyeti içinde bütün adayları dinlemeleri, alkışlamaları ve birleştirici, bütünleştirici olmaları bunun belgesiydi. Bu durum adayların üzerinde de büyük etki yaptı. Eski Genel Başkan Süleyman Soylu’nun “veda konuşması”nda 16 aylık mücadelesinde bütün Demokratlara teşekkür edip “Kır’at asıl misyonunda ilerleyecek ve sırat-ı müstakimi bulacaktır” dileğiyle “tarih ve vicdan önünde sorumluluğunu yerine getirdiğini” söylemesi, bu açıdan anlamlıydı… Keza partililerin, Soylu’yu alkışlarla ve takdirlerle uğurlaması, adaylar arasında ve salonda hiçbir suçlayıcı ve kışkırtıcı, yaralayıcı tavır ve sloganların sergilenmemesi, “müsbet siyaset”e son bir örnek teşkil etti...
“KUŞAKLAR KONGRESİ” Eski-yeni bütün kadroların buluştuğu kongrede dikkati çeken en önemli hususlardan biri, DP câmiasının geçmişte hizmet etmiş ve misyonun temsilciliğinde bulunmuş isimlere yapılan isnatlaraydı. Delegelerin tek tepkisi buna idi… Son haftalarda özellikle siyasî iktidar yanlısı “yandaş medya”nın yürüttüğü “karalama kampanyası”na karşı, yeni Genel Başkan Hüsamettin Cindoruk’un daha baştan “hiçbir polemiğe girmeyeceğini bildirmesi, hatta bu tür iftiralara karşı savunmaya dahi girişmeyeceğini” belirtmesi, anlamlıydı. Merhum Menderes’ten bugüne defalarca darbelere mâruz kalan, Yassıada’da, Zincirbozan’da tutuklanan, bu uğurda hapse girenlere “darbecilik” bühtanı, belli ki Demokrat Parti câmiasını öfkelendirmişti. Bu duygularla adayların DP-AP-DYP misyonunun darbelere karşı milletin hakkını ve hukukunu muhâfazada verdiği asil mücadele ve izzetli demokratik direnç ve duruşu anlatmaları büyük alkış aldı. Cindoruk’un, “Benden darbeci olmaz, benden darbe yiyen olur” deyip darbeciliğin faşizm olduğunu beyânıyla bunun insafsız bir isnad olduğunu açıklaması, sözkonusu çarpıtma içindeki mahfillere yetmişti. Kendini misâl vererek, Demokratların siyasî hayatlarının bu tür iftiralara karşı “kurşun geçirmez çelik olduğu” cümlesi, âdeta bütün iftiralara cevaptı. Yine “Türk siyasî hayatında bugüne kadar görülmemiş şey” olarak nitelediği, aynı çatı altında dedeyle, babayla torunun bir araya geldiği kongre, gerçekten “kuşaklar kongresi”ndeki büyük buluşmayla daha da anlam kazandı. Bu bakımdan Cindoruk’un kongre sonunda “Bir tek Kır’at kazanmıştır” deyip akıl ve iz’ân içinde eski-yeni, genç-yaşlı bütün Demokratları toplayacaklarını, partiden bir “kıymık”ın dahi kaybedilmesine râzı olmayacaklarını açıklaması; ve bundan böyle iç tartışmalarla değil dışa dönük iktidara aday olma mücadelesini birlikte yapılacağı taahhüdü, büyük takdir topladı.
DEMOKRASİ MÜCADELESİNE DEVAM Denilebilir ki kongredeki toparlanma ve iktidar alternatifi olma tartışmaları ortasında Cindoruk’un, DP’yi gençlerle, yeni isimlerle daha da büyüteceğiz; bu parti daha çok başbakanlar, Meclis başkanları, Cumhurbaşkanları çıkaracak vaadinden sonra Hz. Mevlânâ’dan naklettiği “Gençlerin aynada göremediklerini yaşlılar bir tuğla parçasında görürler” mânidâr sözü, kongreye damgasını vurdu… Bundandır ki daha kongre kulislerinde başta ANAP ve bir kısım Demokratların “DYP” ismi ile kurduğu partilerle olmak üzere merkez sağda siyaset yapan bütün kadroların DP’de bir araya getirilmesi, siyasette yeniden alternatif olabilme heyecanını dalga dalga yayılmasına yol açtı. Neticede Demokrat Parti’nin toparlanmasının yalnız partiye değil, siyasî partiler sistemine hizmet olacağını, demokrasinin işlemesinin yolunu açacağını söyleyen Demirel’in tesbitiyle, “yeni yönetimin partinin başına geçip oturmak değil, oradaki dağınıklığı toparlayıp, yüzde 3.9’a inmiş oyu büyütüp, iktidar alternatifi hali geline getirmenin yolunu açması” temennisi, büyük kongrenin temennisi oldu. Kongrede AKP siyasî iktidarının ekonomik krizi iyi yönetememesinden içteki kırılgan ve dıştaki tâvizkâr politikalarına karşı tecrübe, bilim ve demokratik irâdenin ortak ürünü olumlu siyasetle yol gösterici olunacağını anlatan Cindoruk’un siyasî projeleri arasında darbe tortularından temizlenmiş “yeni anayasa”yı ve siyaseti demokratikleşmeyi sağlayacak siyasî partiler ve seçim yasasını koyması, DP’nin demokratik irâde ve misyonunun demokrasi ufkunu bir kez daha te’yid etti. Bütün bunlar, Türkiye’de milletin değerlerine bağlı mânevî mayayla devletle milleti barıştıran ve buluşturan Demokrat Parti’nin yeniden dirilişinin, derlenme ve toparlananın, demokrasi mücadelesine devamın milâdı ve işâretiydi. Demokrat Parti Kongresi bu işâreti verdi… 18.05.2009 E-Posta: [email protected] |