M. Latif SALİHOĞLU |
|
İzmir'de ateşlenen işgal yangını |
Başta İngiltere ve Fransa olmak üzere Avrupa'daki müttefiklerinden destek alan Yunanlılar, 15–16 Nisan günü İzmir'i fiilen işgal etmeye başladı. Bu işgalin gerekçesi Osmanlı'nın aleyhine neticelenen Mondros Mütarekesine (30 Ekim 1918) dayandırılıyordu. Ayrıca, Ege'nin sâhil şeridinde Rum nüfusunun Türk nüfusundan daha fazla olduğu iddia ediliyordu. Mondros Mütarekesinin maddeleri, her türlü bahaneye açık durumdaydı. Antlaşmanın şartlarına göre, Osmanlı'nın karşısındaki devletler, gerekli gördükleri takdirde istedikleri her yere asker çıkarabiliyorlardı. Yeter ki, ortada bir bahane bulunsun. İşte, 1919'un Mayıs ayı ortalarında İzmir'de başlayan, Ege ve Batı Anadolu'nun hemen tamamını içine alan Yunan işgal hareketi de son derece basit ve sıradan bahanelere dayanıyordu. Asıl gaye, Türkleri ve Müslümanları Anadolu topraklarından söküp atmak ve buraları Haçlı ittifakına dahil devletlerin ortak paylaşım sahasına çevirmekti. Nitekim, Yunanlıların İzmir'den başlatarak kısa sürede Ege sâhillerinde bulunan birçok şehrin yanı sıra, Bursa, Eskişehir, Kütahya ve Afyon'a kadar uzanan geniş coğrafyayı işgal etmesine mukabil, İngiliz, Fransız ve İtalyan kuvvetleri de Anadolu'nun başka vilayetlerini işgal ve istilâ etmeye başladılar. İzmir'i işgal planları, esasında günler, hatta haftalar öncesinden hazırlanmış ve üzerinde çeşitli müzakereler yapılmıştı. Başmüzakereci konumunda olanlar ise, Yunanistan Başbakanı Venizelos ile İngiltere Başbakanı Lloyd George idiler. Avrupa devletlerinin diğer temsilcileri ise, onların mutabık kaldığı plana destek veriyorlardı. Zira, planın birinci etabında İzmir vilayeti görünürken, hemen ardından Anadolu'nun diğer beldelerini bölüşüm ve paylaşım safhaları geliyordu. Özetle, İstanbul zaten İtilâf kuvvetlerinin müşterek işgali altındaydı. Eşzamanlı olarak da Adana, Urfa, Antep, Maraş, Antalya, Konya, Samsun ve Merzifon, İngiliz, Fransız ve İtalyanların özel işgal yerleri olarak belirlenmiş durumdaydı.
İZMİR İÇİN BÜYÜK DAYANIŞMA Büyük şehirler arasında ilk fiilî işgal hareketi İzmir'de başladığı için, vatanperver halkımızın ilk direniş çabası ve işgali protesto mitingleri de bu işgal vesilesiyle yoğunluk kazandı. İşte, o direniş ve protesto hareketlerinden birinin ismi de, "Redd–i İlhak Cephesi"dir. Redd–i İlhak Heyeti, İzmir'in işgal edildiği gün, ülkenin hemen her tarafına telgraf göndererek şu çağrıda bulundu: "İşgal başladı. İzmir ve civarındaki yerler ayakta ve heyecanını muhafaza etmektedir. Sizler de vatanın müdafaasına hazırlanınız." Bu ve benzeri telgraflar, başta Ege Bölgesi ve İstanbul ahalisini birden elektriklendirdi, adeta galeyana getirdi. Muğla'da, Aydın'da, Manisa'da, Balıkesir'de, Denizli'de, Tavas'ta, Bayramiç'te, Seydişehir'de, Erzurum'da ve daha birçok yerde büyük mitingler ve işgali protesto mitingleri düzenlendi. En büyük miting ise, İstanbul Sultanahmet'te gerçekleştirildi. İşte, işgal ve istilâya karşı duran Anadolu'daki Millî Hareket, bu şekilde başladı ve dalga dalga yayılarak yurdun dört bir yanını sarıp sarmaladı. Tabiî, bütün bu faaliyetler bir anda ortaya çıkıp tekâmül etmedi. Anadolu ve Trakya'nın pekçok merkezinde, aylar öncesinden başlayan birtakım altyapı çalışmaları vardı. Müdafaa–i Hukuk Cemiyetleri gibi... Bu gönüllü cemiyetler, 1918 yılı Aralık ayı başından itibaren faaliyete başlamış ve kendi imkânları ölçüsünde bazı hazırlıklarda bulunmuşlardı.
SAMSUN'A GİDİŞTEN EVVEL Resmî tarihin bakış ve anlayışına göre, 19 Mayıs 1919 öncesinin fazla bir ehemmiyeti olmadığı gibi, bu tarihe kadar olup bitenlerin pek fazla bilinmesi de gerekmiyor. Oysa, gerçek durum hiç de öyle değil. Zira, o tarihten evvel, yedi düvele karşı savaşan ordusunun Birinci Cihan Harbinde mağlup ve perişan düştüğünü gören bu necip millet, yine de pes etmedi ve ümitsizliğe düşmedi. Millet, adeta tükenme noktasına gelen maddî imkânlara aldırış bile etmeksizin harekete geçti, kendi milis kuvvetlerini vücuda getirdi ve dünyayı hayranlıkla baktıran bir kahramanlık destanını yazdı. Dilerseniz, isimlerini aşağıda sıraladığımız cemiyetlerin kuruluş tarihlerine şöyle bir bakınız, ne demek istediğimiz belki daha iyi anlaşılır: * İzmir Müdafaa–i Hukuk Cemiyeti (1 Aralık 1918) * Trakya–Paşaeli Müdafaa Heyeti (2 Aralık 1918) * Vilayât–ı Şarkiye Müdafaa–i Hukuk–u Milliye Cemiyeti (4 Aralık 1918) * Kilikyalılar Cemiyeti (21 Aralık 1918) 18.05.2009 E-Posta: [email protected] |