Ali OKTAY |
|
Hâfız Sami Efendi |
GÖNÜLDEN DİLE Kadrini seng-i musallada bilip ey Bâkî Durup el bağlayalar karşına yâran saf saf BÂKİ Hâfızlık geleneğinden ge-lerek eşsiz gazel ve kaside icraları ile müziğimizde haklı ve çok büyük şöhrete ulaşmış isimler vardır. Hafız Post, Hafız Burhan, Hafız Kemal, Hafız Osman gibi nice önemli isimler içinde haklı bir yer edinmiş olan ve tabiî ki Hafız Sami Efendi. Bu yazımızda yaşanmış hatıralarına yer vermeye çalışarak kendisinden bahsetmeye çalışacağız: Hafız Sami Efendi 1874 yılında Filibe'de doğar. Henüz 4 yaşında iken ailesi ile İstanbul’a göçerek Fatih semtine yerleşirler. 12 yaşında hıfzını tamamladı. Medrese dersleri görerek icazet aldı. Çeşitli camilerde imamlık yaptı ve hacca gitti. Musikî eğitimini ise Bolahenk Nuri Bey, Enderunî Hafız Yusuf, Bestenigâr Ziya Bey, Hacı Kiramî Efendi gibi önemli isimlerden aldı. Bir gün Sahaflar Çarşısındaki mescitte mukabele okuduğu sırada devrin meşhur bestekârlarından Zekai Dede Efendi, sesine hayran olduğu bu küçük hafızın kim olduğunu sorar. Etrafındakiler bunun üzerine Dede Efendiye “Efendi Hazretleri, kendisine biraz meşk gösterseniz olmaz mı?” diye adeta yalvarırlar. Zekai Dede, Hafız Sami'ye yaklaşır ve “Evlâdım sakın ha senin kimseden meşk almaya ihtiyacın yoktur. Sana Allah meşk etmiş. Böylece devam et!” der. Gençliğinde bir gün Metris Çiftliğinde avlanmaktadır. Av partisinden sonra bir ağacın altında oturup başlar çın çın etrafı çınlatmaya. Mevsim Mayıs ayı ve bülbüllerin ötme zamanı. Altına oturduğu ağacın dallarının arasından bir bülbül de başlamış onunla dem çekmeye. Derken bülbüllerin birden susup biraz sonra da gelip Hafız Sami’nin başına konduğu görülür. Padişahın büyük oğlu Ziya-eddin Efendi saza meraklı olduğu için o günlerde musıkî toplantıları düzenlemekteydi. Bir gün Tanburî Cemil Bey, Hafız Osman, Hafız İsmail de oradadır. Fasıl sona erince Tanburi Cemil Bey, Hafız Sami'ye şöyle der: "Hafız bundan sonra senin olmadığın mecliste tanbur çalmak bana haram olsun. Meclisi ihya ettin, çok yaşa...” I. Dünya Savaşı sürerken Alman subaylarının da olduğu bir meclise götürmüşlerdir. Nasılsa aşka gelip birkaç gazel söyler. Almanlar hayran kalır. Bir subay, "Böyle değerli bir sese sahip olmak için ne yaptınız. Siz gırtlağınızın içini mutlaka platin kaplatmış olmalısınız. Böyle kusursuz bir ses mümkün değildir’’ der. Hatta bir Fransız subay öldükten sonra Paris Musıkî Müzesinde sergilenmek üzere hançeresini—ses telleri, gırtlağı—10 bin liraya satın almayı dahi teklif etmiştir. Ruşen Kam, bazı sabahlar, Mesud Cemil ile Aksaray'dan Sultanahmed’e gelerek Sultan Ahmed ve Ayasofya camilerinde ezan okuyan Hafız Sami ve Hafız Kemal efendileri dinlediklerini ve orada büyük bir kalabalığın biriktiğini söyler. Hafız Sami 30 yaşında iken bir ruh hastalığına tutulur. Son yıllarında yapılan davetlere pek gitmemeye başlar. Bazı mahalle kahvelerinde ise kendisini okumaya teşvik etmek için karşısına pek kötü sesli birini oturturlar avaz avaz bağırtırlarmış. Hafız Sami, önce aldırmaz, ama sonra dayanamaz ve birdenbire coşarmış. Vefatına yakın yıllarda kulakları işitmez olmuştur. Bütün gece uyuyamaz “ah anam! ah anam!’’ diye haykırırmış. Bazen durduk yerde ağlar, en yanık gazellerini gözyaşları içinde okurmuş. Edirnekapı’dan Eyüp'e giden yolun üzerinde bir yeri işaret ederek "Beni buraya gömünüz" diye vasiyet etmişti. 26 Nisan 1943'de ablası ile doktora giderken Nişancı Caddesinde vefat etmiştir. Cenazesi Edirnekapı’da Baki’nin mezarının yanı başına defnedilmişti. TARİHTEN BİR YAPRAK “Rehber-i Musiki,’’ hocasız musiki öğrenmek üsulü… Fenn-i musikideki iktidar-ı fevkalâdesi ile cümlenin müsellemi bulunan üstad-ı musiki Tanburi Cemil Bey’in telif eylediği Rehber-i Musiki şimdiye kadar neşredilen bu gibi eserlerin mühimmidir. İş bu eser notanın elifbasından başlayıp bilcümle kavaidini ve çalgıların akord ve makamat usullerini muhtevi olduğundan hocasız bir hafta zarfında kolaylıkla öğrenilebilir. Rehber-i Musiki yirmi kadar müntehap şarkı ve kırka karib peşrev ve semai notalarını birçok para verip almağa ihtiyaç bırakmaz. Fiyatı 12, mücelledi 17 kuruştur. Mahall-i tevzii Bab-ı Ali Caddesinde Zaman Kütüphanesidir. Taşra için 4 kuruş posta ücreti zammolunur. 100 kadar marş, peşrev taksim, kanto ve şarkı notasını havi olan Nunbetu’l Elhan’ın bahası 10 kuruştur. İkdam Gazetesi, Muharrem 1325, s. 4 ,sütun 5. –Musikî Mecmuası Haziran 1998 12.05.2009 E-Posta: alioktay@alioktay. net |