H. İbrahim CAN |
|
Papa Ortadoğu’ya umut getiriyor (mu)? |
Papa 16. Benedikt’in Ortadoğu gezisi her kesimden farklı tepkilere yol açıyor. Müslümanlar İslâm dünyasından 2006’da yaptığı hakaret için özür dilemesini bekliyor. Amman’daki El-Hüseyin Camiine ayakkabılarını çıkarmadan girmesini eleştiriyor. Papa, Sultanahmet ziyaretinin aksine, Amman’daki camide dua etmeyip yalnızca “tefekkür” etmiş. Yahudiler Almanya doğumlu olması nedeniyle Nazilerle özdeşleştirdikleri—gençliğinde Hitler Gençlik Teşkilatına katılmış, II. Dünya Savaşında Alman ordusunda savaşmıştı—Papa’nın Yahudi soykırımını açıkça kınayan açıklamalar yapmasını bekliyor. Yad Vaşem soykırımı anıtını ziyaret edip hayatta kalanlarla buluşacak. Ancak soykırımı müzesini ziyaret etmeyecek. Bu da Yahudileri memnun etmiyor. Ayrıca İsrail, Papa’nın Batı Şeria’yı ziyaret edecek olmasından hoşnut değil. Yad Vaşem’deki bir plakada Papa XII. Pius’un soykırımı esnasında Yahudileri kurtarmak için yeterince gayret göstermediğinin yazılması, son aylarda İsraille Vatikan arasındaki ilişkileri kötüleştirdi. Bethlehem’i ziyareti esnasında Filistinlilerin dertlerini dinlemesi, onlara hitap etmesi beklenen Papa’nın burada İsrail’in zulmünü kınayacak hiçbir şey söylemesi beklenmiyor. Zaten Müslümanların bu geziden önemli bir beklentileri de yok. Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas’ın yardımcısı Refik Hüseyni, Papa Filistin’de yalnızca taştan ve tarihî binaları görmeye değil, Filistin halkının çektiği acıları da görmeye gelmeli” diyor. Papa Amman’da 25.000 kişiye yaptığı konuşmasında, “Yanlış anlamaların öne çıktığı ortak tarih yükümüz yüzünden, Müslüman ve Hristiyanlar Hakka tapan, duaya önem veren, Tanrının emirlerine uymayı ve yüceltmeyi amaçlayanlar olarak tanınmak için çaba göstermelidir” diyor. Bu gezinin odak noktasında; İslâm dünyasından çok İsrail’in bulunduğu aşikâr. Amaç Hristiyanlarla Yahudilerin arasındaki ilişkileri geliştirmek, problemleri azaltacak zemini hazırlamak. Bu yüzden Filistinlilere barış umudu getirmesini beklemek hayalcilik olacaktır. Hatta bu ziyaretin Filistin’e kadar gidip, İsrail’in binlerce masumu öldürdüğü zalimane saldırılarını eleştirmemesi sebebiyle, İsrail’in eylemlerini bir bakıma onaylamak anlamında yorumlanması bile muhtemel. İslâm dünyasının ise; Filistin’in meselelerini çözmek için destek vermek, el-Fetih ile Hamas’ın bir an önce uzlaşarak tek ses haline gelmesini sağlamak, Filistin’deki masumların korunması için çaba göstermek yerine, İslâm aleyhine konuşup da açıkça özür dilemeyen Papa’nın karşılanmasının caiz olup olmadığını tartışması acınacak bir durum. Halbuki bu tür ziyaretlerin İbrahimî dinler arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine vesile olması, beklenebilecek en iyi netice. Savaşların, hastalıkların, yoksullukların vurduğu dünyanın geleceği, İbrahimî dinler arasındaki sorunların giderilip, yoksulluğa, dinsizliğe, ahlâksızlığa yolsuzluğa karşı el birliği yapmalarına bağlı. Papa’nın ziyaretini bu açıdan değerlendirmek gerek. 12.05.2009 E-Posta: [email protected] |