Şaban DÖĞEN |
|
İlâh ancak bir olur |
Kureyş ileri gelenlerinden Husayn bir gün müşriklerin yanına gitti. Onu saygıyla karşıladılar ve hemen Peygamberimizi (a.s.m.) kastederek, “Şu adam hakkında ne düşünüyorsun? Tanrılarımızı dile doluyor, kötüleyip duruyor” dediler. Husayn müşrikleri yanına alıp Resûllahın (a.s.m.) kapısına kadar gitti. Müşrikler dışarıda otururken Husayn içeri girdi. Husayn’ın iyi niyetle gelmediğini düşünen Sahabîler onu soğuk karşılamışlardı. Aralarında Müslüman olan oğlu İmran da bulunmaktaydı. Husayn, “Senden bana ulaşan haberler hakkında ne dersin? Tanrılarımızı kınıyor, şöyle şöyle diyormuşsun?” diyerek müşriklerden duyduklarını bir bir sıraladı. Peygamberimiz (as.m.), “Ey Husayn! Sen, kaç tanrıya taparsın?” diye sorunca, “Sekiz tanrıya taparım” diye cevap verdi Husayn. “Onlar nerededir?” “Yedisi yerde biri göktedir.” “Bir felâkete maruz kaldığında onlardan hangisine başvurur, yalvarırsın?” “Göktekine!” “Bak, senin gökte olduğuna inandığın o tek ilah senin bütün arzularını tek başına kabul ediyor da ancak sen ona taparken başkalarını da ona ortak koşuyorsun. O, senin böyle kulluğunu yaparken, putları ortak koşmana razı olur mu? Sen hiç korkmuyor musun? “Saydıklarından ancak birisi ibadete lâyıktır. Sen yedisini kaldır at. Müslüman ol, selâmeti bul.” Aklî, mantıkî bu sözler Husayn’ı yatıştırmaya yetmiş, “Kavmim ve aşiretim hakkında ne söylememi tavsiye edersiniz?” demişti. Peygamberimiz de (a.s.m.), “‘Allah’ım! İşimi olgunlaştırmanı, doğru yola ulaştırmanı, fayda sağlayacak ilmimi arttırmanı Senden dilerim’ dersin” buyuruyor. Bu sözler üzerine Husayn gerçekleri görmüş, hemen oracıkta Müslüman olmuştu. Buna son derece sevinen oğlu İmran babasının başını, elini, ayaklarını öpmeye başlamış, duygulanan Resûl-i Ekrem de (a.s.m.) gözyaşlarını tutamamıştı. Bundan sadece oğlu İmran değil, Peygamberimiz de (a.s.m.), Sahabîler de son derece memnun olmuşlar ve Peygamberimiz (a.s.m.) Sahabîlerine Husayn’ı evine kadar uğurlamalarını istemişti. Husayn’ın iman nuruna kavuşmasını hazmedemeyen müşrikler, “Husayn da dininden döndü, sapıttı” demekten kendilerini alamamışlardı.1
Dipnot:
1. el-İsabe, 1: 336-337. 12.05.2009 E-Posta: [email protected] |