Murat ÇETİN |
|
İç sesiniz konuşuyor |
Ne gevezedir şu iç sesimiz, hiç susmaz. Sürekli akıl verip durur. En net olduğumuz konularda aykırı fikirleri bulup çıkarır karşımıza, bizi kararsız bırakır. Bazen bir evham atıverir ortaya. Bazen kendimizden daha fazla güvendiğimiz biri için bir fitne çıkarıverir. Durmadan “acaba… acaba… acaba” diye başımızın etini yer. Gitmeyeceğimiz yere götürür. Söylemeyeceğimiz sözü söyletir. Hissetmeyeceklerimizi hissettirir. Onun dediğini yapsak da, tersini yapsak da susturamayız içsesimizi. “Acaba doğru mu yaptım?” diye söylenmeye devam eder. “Keşke” der, “Keşke başka türlü olsaydı”. Siz istediğiniz kadar, “Hayır, böylesi daha iyi oldu” deyin, dinlemez. “Yok yok, ben söylemiştim” demeye devam eder. Kitap okurken araya girer, sürekli aynı cümleleri okumak zorunda kalırsınız. Birini dinlerken, bir taraftan da o konuşur. Söylenenlerden hiçbir şey anlamaz, mahçup olursunuz. Uyumanız gerekiyordur, söylenir durur. Başka zaman aklınızın ucundan dahi geçmeyen konularda ahkâm keser. Olmadık hayaller kurar. Sizi bütün gün uykusuz bırakır. En sessiz ortamlarda konuşan hep odur. Herkes yere ya da tavana bakarken, anlatır da anlatır. Siz özür dileyemezseniz de, o bin pişmandır. Siz teşekkür edemeseniz de, onun dilinden minnet sözcükleri düşmüyordur. Siz acı çekmiyor göründüğünüzde, o çektiği acıların bir listesini çıkarıyordur. Sizin söyleyemediğiniz kusurları da, övgüleri de o söylüyordur. Siz “Seni seviyorum” diyemediğinizde o aşk şiirleri yazıyordur. Bazen kızsam da severim içsesimi. O olmasa ben sırlarımı kimle paylaşırdım? Yanlış yaptığımda, kararsız kaldığımda suçu kimin üstüne atardım? Vicdanımı nasıl rahatlatırdım? Kendimi nasıl kandırırdım? Ama bazen biraz sussan diyorum, biraz sussan… (Sus Dergi, Sayı 2’de yayınlanmıştır) 11.05.2009 E-Posta: [email protected] |