Mahallî seçimlerde, bir kısım yerlerde şahıslar önem kazanır. Hatta, taban tabana zıt bir partide de olsa, şahsa bakarak ona oy verme eğilimi gösterenler de çıkar. Bu meseleye Risâle-i Nur perspektifinden bakarsak nasıl yaklaşmalıyız? Adayı mı tercih edeceğiz, partiyi mi?
İman, ibadet, ahlâk, ilim gibi İslâmın bütün meselelerini ortaya koyan Bediüzzaman, elbette Kur’ân ve Sünnet’in bu zamandaki sosyal ve siyasî stratejisini çizecek; hizmet ölçülerini de verecektir. Bizim yapacağımız şey, bu ölçüleri, siyaset dahil hayatımızın bütün safhalarına uyarlamak ve uygulamaktır.
Bediüzzaman, “Her meselemizde emir, Risâle-i Nûr’un şahs-ı mânevîsini temsil eden has şakirtlerin (talebelerin) ve sizlerindir. Benim de şimdi bir reyim var”1 der. Şahıs, lider, imam, şeyh, hoca endeksli bir yapılanmayı değil; istişareye/çoğunluk esasına dayalı sistemi benimsemiştir. Şahısları aradan çıkarmış, düşünce, fikir endeksli bir model geliştirmiştir. Şöyle ki:
lEhemmiyet ve kıymet, şahs-ı mânevîye göre olur. Maddî ve ferdî ve fâni şahsın mahiyeti nazara alınmamalı.2
lBu zaman, ehl-i hakîkat için, şahsiyet ve enaniyet zamanı değil, zaman, cemaat zamanıdır. Cemaatten çıkan bir şahs-ı mânevî hükmeder ve dayanabilir.3
lFerdî şahısların dehası ne kadar harika da olsalar, cemaatin, şahs-ı manevîsinden gelen dehasına karşı mağlûp düşebilir.
lZaman, şahıs zamanı değil, şahs-ı manevî zamanıdır.
Tekrar vurgulayalım: Ehemmiyet ve kıymet, şahs-ı manevîye göre olur. Maddî ve ferdî ve fâni şahsın mahiyeti nazara alınmamalı.
Şu halde, siyasette de, şahıslar, ne kadar iyi olurlarsa olsunlar, siyasî düşüncelerinin ve partilerinin dışına çıkmazlar, çıkamazlar. Aksi halde ya onlar kendilerini, ya partileri onları dışlar.
Öyle değil mi? Şimdiye kadar olan mahallî seçimlerde seçilmiş olan şahıslara bakınız: Fikirleri, misyonları, düşünceleri ne ise, zikirleri de odur, icraatları da odur.
Diğer taraftan anayasa, hak ve hürriyetler, Avrupa birliği ve sair temel meselelerde hiçbir ilerleme sağlayamayan, bedel ödemeyen iktidarın mahallî adayı iyidir diye ona oy vermek bu meskenetin devamına yardım etmek ve gerçek demokratların iktidarını geciktirmek demektir.
Dipnotlar:
1- Emirdağ Lâhikası, s. 195.; 2- Kastamonu Lâhikası, s. 8.; 3- Kastamonu Lâhikası, s. 102.; 4- Emirdağ Lâhikası-l, s. 70.; 5- Tarihçe-i Hayat, s. 605.
26.03.2009
E-Posta:
[email protected] [email protected]
|