21 Şubat 1970’te “Asya’nın bahtının miftahı meşveret ve şûrâdır” prensibiyle Bab-ı Ali’de günlük bir gazete doğdu: Yeni Asya.
Haftalık olan İttihad, günlük gazeteye dönüştü. Yeni Asya, yayın politikasını, Said Nursî, Risâle-i Nur ve Nurculuk üzerine bina etti. Bediüzzaman ve Nurcuların, Türkiye’nin iman, ilim, irfan, demokrasi ve hoşgörü hayatında açtığı çığırları; diktatörlere, devletin dayatma ve şartlandırmalarına karşı verdikleri mücadeleleri yansıttı.
21 Şubat 1970 yılında basın hayatına adım atan Yeni Asya, 170 bin lira eksi bakiye, yani borç ile çıkarılır. Bin bir güçlüklerle yayınını sürdürür. Sadece 1980-84 arası dört sefer kapatılır, üç isim değiştirir: Kapatılır Yeni Nesil olur, kapatılır Tasvir olur, kapatılır Hür Yurt’u çıkarmaya hazırlanır ve tekrar Yeni Asya’ya döner.
Üç darbe-i münafıkane, kamuoyuna yansımayan pek çok darbe teşebbüsü, çeşitli tehdit, inkıraz, engellemelere rağmen, yılmadan, taviz vermeden sürdürülen 40 yıllık şan ve şerefle dolu bir mücâdele. Kadrolarının dağıtılması, nerede ise yazarlarının tamamının mahkemelere (DGM) verilmesi, para cezalarına çarptırılması, imtiyaz sahibinin (Mehmet Kutlular’ın) hapse atılması ve maddî baskılara maruz kalmasına rağmen; millete, ülkeye neler kazandırdığına başlıklar halinde bakarsak;
- Dinî, tarihî romancılığın, hikâyeciliğin, yayıncılığın gelişmesine önayak olması, yüz binlerce gencin onları okumasını sağlaması, istikbâlin yazar ve çizerlerini yetiştirmesi.
- Milyonların okuduğu imân ile fenni birleştiren İlim Teknik Serisi’nin yayınlanması. Sosyal serilerin de hizmet hayatına sokulması.
- Yurt sathındaki seminer, konferans, anma toplantıları gibi sosyal faaliyetler ile imân ve kültür hayatımıza hizmet etmesi. Önemli günlerde Bediüzzaman’ın anılması, anlatılması.
- Başörtüsü mücâdelesini başlatması.
- Dindarlara, dinî mefhumlara yapılan hücumlara karşı cansiperâne mücâdele etmesi.
- İlk defa imân, İslâm mevzularını video filmi hâline getirmesi ve bu noktada çığır açması.
- Kaynak eserlerle ilim ve fikir dünyasına ufuklar açması.
- Risâle-i Nur mahkemeleri ve takibatlarında korkusuzca ve pervasızca müdafaalar yaparak, resmen ve cebren estirilen teröre diretmesi.
- Sözler Yayınevi’nin kuruluşu ve Risâle-i Nur’lara kısmî serbestliğin tanınmasına vesîle olması.
- Cumhuriyet, Milliyet gibi gazetelere verdiği ilânlarla, Risâle-i Nur’un önündeki yasakların kalkmasına yardımcı ve menfî tepkilerin kırılmasına vesîle olması.
- Risâle-i Nur’ların orijinalliği bozulmadan, kaynak, lügat ve dipnot olarak hazırlanması.
- Yakın tarih çalışmaları başlatarak, tabuların yıkılmasına öncülük etmesi, ilim ve fikir adamlarının tosladığı “korku” duvarını yıkması.
- İsabetli teşhisleri ve yayınlarıyla gerek içten, gerekse dıştan kaynaklanan, sosyal ve siyâsî çalkantılara sebebiyet veren hareketlere fikrî istikamet vermesi.
- Sosyal çalkantılara, siyâsî tuzaklara objektif projektörler tutması.
- Din adına ortaya çıkan siyasî hareketlerin İslâmî esaslardan kaynaklanmadığını, bir makam ve mevki mücâdelesi olduğunu deşifre etmesi, başarısız olacağını ilân ederek efkâr-ı âmmeyi bilgilendirmesi.
- Darbe ürünü, diktatör ve menfaat şebekesi partileri deşifre etmesi. Ve bunun bugün, bütün çıplaklığıyla ortaya çıkması.
- Binlerce yazar-çizer, idâreci, teknik eleman ve genci yetiştirerek, diğer gazete, dergi ve yayınevlerinin açılmasına hizmet etmesi.
- Yetiştirdiği hukukçu, eğitimci ve fikir elemanlarıyla kültür hayatımıza katkıda bulunması.
- Vatan sathında açtığı yüzlerce dershane (sohbet ve eğitim merkezlerinde) binlerce insan yetiştirmesi.
22.02.2009
E-Posta:
[email protected] [email protected]
|