İman ve Kur'ân hizmetine biat
Aziz ve muhterem kıymetli ağabeylerimiz, biz ‘Genç Nur Talebeleri’ olarak öncelikle sonsuz şükranlarımızı sunar, sizler gibi ‘hâmi’leri bize nasip ettiği için Rabb-i Rahîmimize hamd ederiz. Zira sizler bizim için dertlenir, bizim için düşünür, bizim için gamlanır ve kederlenirsiniz. Bazılarınız zamanını, bazılarınız rızıklarını, bazılarınız kazançlarını bizlerle paylaşır. Ama en önemlisi hepiniz, kalbinizi ve sevginizi bizlere açarken çok cömert davranırsınız.
Hz. Âdem’le başlayan hakikat taraftarlarının bayrak yarışı, Hz. Muhammed’le (asm) zirveye ulaşmış ve Üstadımız Said Nursî ile devam etmektedir. Saff-ı evvelerin sadakati, sizlerin sebatını İnşallah metanet ve tesanütle kavîleştirip ihlâs ve uhuvvetle perçinlemek bizim en önemli hedefimizdir.
Mademki Nur Talebesinin vazife-i asliyesi Risâle-i Nur’un neşir ve intişarıdır, madem ki Üstadımız bir asır önce bize iman-ı tahkikî vesikası ile saadet-i ebediye yolunu göstermiş, mademki Nurlar Kur’ân’ın yedi rengine, yedi nuruna birden mazhar olmuş, madem ki Nurlar Kur’ân’ın sönmez ve söndürülemez bir ‘nur’ olduğunu ispat ediyor, madem ki Nurların okunması ve neşri semâvî ve arzî belâlara sadaka olarak mukabele ediyor.
O zaman bizler de hayatımızı ve hayatımıza ait olan her şeyi ona adıyor ve onun neşri için çalışacağımıza söz veriyoruz.
Çünkü önümüzde yılmaz ve yorulmaz bir Peygamber vârisi var, çünkü önümüzde, bu dâvâda büyümeyi, bu dâvâda yürümeyi, bu dâvâda çürümeyi isteyen ağabeylerimiz var, çünkü önümüzde, bu dâvâda eğilmeyen, korkmayan, ne pahasına olursa olsun sözlerinin arkasında duran kahraman başlar var, çünkü önümüzde sizler varsınız.
Bizler Üstadımıza yapılan hakaretlerin, zulümlerin intikamını yine Üstadımızın vasiyetine uyarak Risâle-i Nurları okuyup, onu hayatımızın rehberi ve gayesi yapmakla alacağız.
Ne Üstadımız, ne saff-ı evvel ağabeylerimiz ve ne de sizleri kabirlerinizde gamlandırmayacağız İnşallah. Sizin emanetiniz olan bu ‘iman hizmeti’ni her ne hâl olursa olsun icra edeceğiz ve muhtaç gönüllere ulaştıracağız.
Bin yıldır dehşetli rahnelerle rahnelenen bu iman kalesini; Risâle-i Nur’a hizmetle hayatımızı feda edeceğiz ve muhkemleştireceğiz. Ve bu yolun yılmaz ve yorulmaz bir fedâisi olacağız.
Muhterem ağabeylerimiz bizlerden duânızı esirgemeyin. Esirgemeyin ki müjdelenen ‘Cennet Âsâ’lar olalım. Meşakkatli zeminlerde atılan Nur tohumları zeminimizde çiçekler açsın, neşv-ü nemâ bulsun.
Ve emin olun ki izn-i İlâhî ile sadece 20. ve 21. yüzyıl değil kıyamete kadar bu meş’âleyi taşıyacağız. İhlas, sadakat, tesanüd ve uhuvvet düsturları üzere bu ulvî emanete sahip çıkıp sizlerin amel defterlerini kapattırmayacağız.
Siz gösterin biz bulalım.
Siz söyleyin biz yapalım.
Siz ‘yürü’ deyin biz koşalım.
Arşa yükselmek istidadında olanların ayakları altına omuzlarımızı koyalım.
Zira siz hep öyle yaptınız.
|