"Gerçekten" haber verir 12 Şubat 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Ali FERŞADOĞLU

Bediüzzaman neden demokratları destekler?



Bediüzzaman Said Nursî’nin partilere yaklaşımı ve ahrarları (hürriyetçileri), demokratları desteklemesi dünya hesabına, maddî çıkar adına ve konjonktürel değildir. Prensip bazındadır (ilkeseldir). O, siyasete de, partilere de “iman, Kur’ân, vatan” zaviyesinden yaklaşır:

“Kalbe ihtar edilen mühim bir içtimâî hakikat!” başlığı altında, “Bu vatanda şimdilik dört parti var” diyerek partileri tasnif eder; özelliklerini sıralar. Aslında bu mektubu yazdığı 1954’lerde, dört değil, daha fazla parti vardır. Ancak, o, siyasî tarih boyunca devam edegelen ana akımları, temel şablonları sıralar. Diğerleri bunların türevleridir.

Hürriyetperver, haklara saygılı olan, asla baskıcı zihniyeti destekleyemez.

Öte yandan şeytanî bir vasıf olan, “asabiyet-i milliye ve cahiliyye” olarak da tavsif edilen ırkçılık, “üstünlük” düşüncesine dayandığından ve başkalarını yutmakla beslendiğinden asla desteklenemez.

Dindarların iktidar olmaya çalışmasına gelince… Değil partiler, cemaat ve tarikatler bile dini temsil edemez. Din adına kimse hareket edemez. Din yaşanır, Kur’ân’a, İslâmiyete ayna olunur; öteye beriye çekilmez, âlet edilmez. Siyaset arenasına dini sokan, onu kendi emellerine âlet eden, din adına hareket eden zihniyet de asla tasvip edilemez.

Nitekim, son 40 yıldır Nur talebeleri bu üç zihniyete karşı dirayetli bir mücadele vermiştir. İsabetlilikleri ve haklılıkları da bugün ayan-beyan ortadadır.

Ahrarlar / hürriyetçiler / demokratlara gelince: Kâinatın Yaratıcısı, Sahibi, İdare Edicisi bizi imtihan için dünyaya göndermiş ve hür irade vermiştir. Yani, bu dünya, “hürriyet” üzerine kurulmuştur. Peygamber bile sadece tebliğ eder, zorlayamaz, bu konuda herhangi bir imtiyazı yoktur.

Kur’ân’ın getirdiği hürriyet, Cenâb-ı Hakk’ın Rahman, Rahîm isimlerinin bir ihsanıdır ve imânın bir özelliğidir.1 Asr-ı Saadet’te görüldüğü gibi, iman ne kadar mükemmel olursa, hürriyet de o derece parlar.2 “İnsana karşı hürriyet, Allah’a karşı kulluğu netice verir...”3

İşte, bu hakikatlerin siyasete yansıması, ahrarları / hürriyetçileri / demokratları desteklemek şeklinde olmalıdır.

Nitekim, bunlara binâendir ki Bediüzzaman, vazifemiz siyaseti dine âlet ve dost yapmak;4 demokratlara mânen, maddeten yardımcı,5 bir dayanak noktası6 ve müttefik7 olmaktır, diyerek siyasî duruşumuzun temellerini çizer. Bunu da bizzat oy kullanarak fiilen ve sözlü olarak ilân eder. Dolayısıyla, Kur’ân, vatan ve millet hesabına, dindar ve dine hürmetkâr Demokrat Partinin iktidarda kalmasını temin etmeleri için ders verir.8

Müstebit rejimin, derin devletin ve dış etkenlerin de—bilhassa Avrupa ve ABD’nin—üfürmesiyle medyanın şaşırtmacası sonucu zihinlerin iğdiş edilmesiyle meydana gelen kafa karışıklığı ve bulanıklık, kimin ahrar / hürriyetçi /demokrat olup, kimin olmadığıdır.

Sonraki yazımızda da, meselenin bu boyutunu ele almaya çalışalım.

Dipnotlar: 1-Hutbe-i Şâmiye, s. 67.; 2-Münâzarât, s. 59.; 3-A.g.e., 58-59.; 4-Beyanat ve Tenvirler, s. 198.; 5-A.g.e, s. 200.; 6-A.g.e, s. 202.; 7-A.g.e, s. 201.; 8-Emirdağ Lâhikası, s. 422.

NOT: Aziz Özbey’in annesi Rahime Özbey; İsmail ve Necat Şen’in babaları, Ramazan Çakır ve Hüseyin Çakır’ın dayıları Hacı Reşat Şen Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Merhume ve merhuma Cenab-ı Hak'tan rahmet, mağfiret, akraba ve dostlarına sabır-ı cemil niyaz ederim.

12.02.2009

E-Posta: [email protected] [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (11.02.2009) - Bediüzzaman’ın siyasete yaklaşımı

  (10.02.2009) - İnsan beyni “Allah’a inanmak için programlanmış”

  (08.02.2009) - “Yüz sene sonra tamamen cemâlini göreceksiniz”

  (07.02.2009) - İbadet, aynı zamanda dünya işlerinin de tanzimidir

  (06.02.2009) - Ölüm, cennet-cehennem ve din!

  (05.02.2009) - Sadakat kazandırır

  (04.02.2009) - Siyaset, sadakat, sıddıkıyet…

  (02.02.2009) - Azrail (as) sevilir mi?

  (01.02.2009) - ‘Vazifemiz siyaseti dine âlet ve dost yapmaktır’

  (31.01.2009) - “Aç kapıyı! İnşallah ben geldim!”

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır