"Gerçekten" haber verir 12 Şubat 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Süleyman KÖSMENE

“Ehl-i Kitab’ın kestiği” meselesi



Venezuella Caracas’tan Servet Küçükyavuz: “Ben Venezuella’da yaşayan bir Müslüman’ım. Bilmek istediğim konu, burada Müslüman kasap bulmak çok zor. Yani hep Hıristiyan kasapları var. Acaba onlardan alacağım et ve tavuk caiz midir? Şimdiden Allah sizden razı olsun.”

Kendilerine Ehl-i Kitab denilen Yahudi ve Hıristiyanların yiyeceklerinin Müslümanlara helâl kılındığını şu âyet beyan ediyor: “Bu gün size temiz olanlar helâl kılındı. Kitap verilenlerin yiyeceği size helâl; sizin yiyeceğiniz de onlara helâl kılındı.”1

Bu âyette öncelik temiz olanlara verildiğine göre, domuz eti, kan, leş, şarap... vs. Kur’ân’ın ismen haram kıldığı yiyecek ve içeceklerin dışında Ehl-i Kitab’ın yiyecekleri Müslümanlara helâldir. Ehl-i Kitab’ın dışlanmaması, mümkünse Müslümanlarla yakınlaşma fırsatlarının kollanarak tebliğ kapısının açık bırakılması bu teşrînin hikmetlerinden yalnız birkaçı olabilir.

Ehl-i Kitab’ın kestiğinin yenmesi meselesine gelince; bu konuda âlimler bazı ölçüler koymuşlar. Bunlardan birisi, kesimi yapanın keserken Allah’ın adını anmasıdır. Ancak, kesenin Ehl-i Kitab olduğu nazara alındığında, kesimde Allah’ın adının anılıp anılmadığının bilinmesinde zorluk vardır. Bu bakımdan İslâm Fukahâsı, Ehl-i Kitab kesimlerinde Allah’tan başkasının adının anılmadığının bilinmesini, kesimin helâl olmasında yeterli görmüşlerdir. Meselâ, bir Hıristiyan’ın açıktan “İsa”nın veya “Mesih”in adıyla ya da “üçünün üçüncüsünün” adıyla kestiği bilinen hayvan ittifakla yenmez. Ancak keserken ne söylediği bilinmeyen bir Hıristiyan’ın kestiği yenilir. Bu durumda Allah’ın adını anmış olabileceği şeklinde hüsn-ü zan gösterilir; kendisi Allah’ın adıyla alır ve yer.2 Kesimde ne söylediği işitilmeyen bir Müslüman’ın kestiği de, hüsn-ü zan mümkünse yenir.

Tarih sürecinde Hıristiyanlar, Yahûdîlere nazaran daha çok şirk içinde bulundular; Hazret-i Îsa’ya (as) ve Cibrîl-i Emîn’e Ulûhiyet izâfe ettiler, tevhid dinine teslis inancını karıştırdılar. Geçmişte Hıristiyanların aynı zamanda “müşrik” olduğu da dikkate alındığından, kesimde teslis inancına dayalı bir deyim kullanıp kullanmadığına bakılıyor idi; açıktan kullandığı bilinmiyor ise, yani kesim esnasında açıktan Allah’ın adı yerine İsa’nın adını andığı bilinmiyor ise, âyetin hükmü açık ve bağlayıcı olduğundan, hüsn-ü zan yapılarak kestiği helâl sayılıyordu.

Ancak günümüzde genel itibariyle Hıristiyanların teslis inancını sorguladıkları, daha çok tevhid inancına doğru bir yaklaşma gösterdikleri ve en azından Allah’ın “bir” olduğuna genel çerçevede inandıkları bilinmektedir. Bu bakımdan günümüz Hıristiyanlarının kestiğinin helâl olduğuna hükmetmek hususunda, eskiye nazaran daha haklı konumda olduğumuz söylenebilir. Bu durumda Hıristiyanların yaptıkları kesimler için, genel ölçümüzle; Allah’tan başka birisi adına kesildiğini açıkça bilmediğimiz hayvanların, hüsn-ü zan gösterilerek yenilmesi helâldir diyebiliriz.

İslâm Fukahâsının Ehl-i Kitab’ın kestiğinin helâl sayılması için koyduğu kriterlerden birisi de, boğazlama şekli ile ilgilidir. Ehl-i Kitab, hayvanı Müslümanların usûlüyle kesmiş olmalıdır, yani keskin bir âletle boğazını keserek kanını akıtmış olmalıdır. Bayıltılan hayvanların, boğazı kesilerek ölmeden kanı akıtılıyor ise, yenilmesi kerâhetle beraber câizdir.

Mâlikîlerden bir grup âlim, Ehl-i Kitab kesiminin bize helâl olması için, kesimin kendi dinî kurallarına göre yapılmasını yeterli bulmuşlardır. Meselâ, Mâlikî âlimlerden Kâdı İbn-i Arabî yukarıdaki âyeti şöyle tefsir ediyor: “Avın ve ehl-i Kitab’ın yiyeceklerinin, Allah’ın helâl kıldığı temiz yiyeceklerden olduğuna bu âyet delildir. Allah Teâlâ zihinlere gelen şüpheleri ve vesveseli düşünceleri silmek için bunu tekrarlamıştır. ‘Tavuğun boynunu bükerek onu öldüren, sonra da pişiren Hıristiyan ise bu yenir mi, veya yiyecek olarak bu ondan alınır mı?’ diye bana sordular. Şöyle dedim: 'Yenir. Çünkü bu onların papazlarının ve din adamlarının yiyeceğidir. Bu bize göre helâl bir boğazlama şekli değilse bile; Allah onların yiyeceklerini bize mutlak olarak helâl kılmıştır. Allah’ın haramdır dedikleri dışında; dinlerine göre helâl bildikleri şeyler bize de helâldir.'3

Nitekim Hazret-i Âişe (ra) bildirmiştir ki: “Bazı kimseler: ‘Yâ Resûlallah! Bir takım insanlar bize kesilmiş et getirmektedirler. Hayvan boğazlanırken üzerinde Allah’ın isminin anılıp anılmadığını bilmiyoruz. Bu duruma ne buyurursunuz?’ diye sordular.

“Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm): ‘Bismillah deyiniz ve yiyiniz’ buyurdu. Et getirenler yeni Müslüman olmuşlardı.”4

Burada biz genel bir çerçeve çizecek olursak; mümkünse, Müslümanların kesim şartlarına riâyet ettiğini bildiğimiz iş yerlerinden et almakta fayda var. Bu mümkün olmadığında; üzerinde Allah’ın adı anılarak veya en azından Allah’tan başka birisi adına kesilmemiş olduğunu bildiğimiz, Ehl-i Kitab’ın kendi dinî kurallarına göre boğazlayıp kanını akıtarak kestiği hayvanların etlerini yemek caizdir.

Dipnotlar:

1- Mâide Sûresi, 5/5

2- F. Hindiyye, 11/438

3- İbnu’l Arabî, Ahkâm’ul-Kur’ân, II/556

4- Buhârî, Tevhîd, 13; İbn-i Mâce, Zebâih, 3174

12.02.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (11.02.2009) - İnsan kâinattan üstündür

  (10.02.2009) - Birinin zararına yaptığımız yemini bozmalıyız

  (06.02.2009) - Kardeşlik hukuku

  (05.02.2009) - Kısa kısa

  (04.02.2009) - Allah’ın Cemâlini görmenin yolu

  (03.02.2009) - Tövbe ve rızık

  (02.02.2009) - Şerden hayır çıkar

  (01.02.2009) - Kötülüklere karşı doğru tavır nedir?

  (31.01.2009) - İslâm’ın bilgi kaynakları ve akıl

  (29.01.2009) - Müslümanları geri bıraktıran hastalıklar

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır