"Gerçekten" haber verir 18 Şubat 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Ali FERŞADOĞLU

Basın-yayının (medyanın) önemi



Zamanımız “iletişim çağı” diye vasıflandırılır. Zira kitle iletişim, matbuât, basın-yayın vasıtaları, yani, kitap, gazete, dergi, radyo, televizyon, video, kamera, sinema-film, internet vs. araçların ulaşmadığı yer, girmediği mekân çok az. Bugün, fikrî, imanî, sosyal, kütürel, hatta ekonomik tartışmalar, münâzarâlar, mücadeleler, hatta savaşlar büyük çapta basın-yayın yoluyla yapılıyor.

Bediüzzaman, İsrâ Sûresi’nin 88’inci âyetini tefsir ederken, Kur’ân’ın, Esmâ-i İlâhiyeyi öğretirken, âhir zamanda her şeyin ilim ve fenlere döküleceğini; ilim ve fenlerin en parlağının da, belâgat (muktezay-ı hâle mutabakat, yani gerektiği yerde, gerektiği kadar, gerektiği şekilde konuşmak) ve cezâlet (kelimeleri ince ve kalınlığına göre söyleme san’atı) olacağını, insanoğlu da en büyük gücünü buradan alacağını beyan ettiğini belirtir.1

Bilindiği gibi Peygamberlerin (as) bazılarına suhuf (10, 100 sayfa), bir bölümüne kitap indirilmiştir. Kur’ân’ın ilk, en geniş, en orijinal ve en muhteşem tefsiri/yorumu olan İlâhî mesajları Kıyamete kadar insanlığa ulaştıracak olan Kur’ân, semâvî kitaptır ve “okunan!” anlamındadır.

İlk inen âyetin, ilk emrin “İkra!”2 (Oku!) olması, ilk üçüncü âyette tekrarlanması, dördüncü âyette “yazma” ve devâmında yine “bilme, öğrenme-öğretme” üzerine tahşidât yapılması, elbette matbuât diliyle hizmetin önemini de vurgular.

“Okumak” mânâsında olan Kur’ân, meseleyi burada bırakmaz. Akıl, tahkik, araştırma, inceleme, kitâbet, yazmak, mektup, kâğıt, yazı ve malzemeleri üzerine yüzlerce kelimeyle de insanlığın ufkunu açar.

Bir rivâyete göre, “Oku!” ile başlayan Alâk Sûresinin hemen ardından Kalem Sûresi nâzil olmuştur ve yazının en önemli malzemesi “kalemin” övülmesi de basın-yayının ehemmiyetine işaret etmez mi?

Hadis-i şerifler de, yazılı metin haline getirilmişlerdir.

Basına mesafeli durulduğu ve sinemanın lânetlendiği dönemlerde Bediüzzaman, “ara sıra sinemaya ibret için gittiğini”3 ifade ile “Risâle-i Nur, bu mübarek vatanın mânevî bir halâskârı olmak cihetiyle; şimdi iki dehşetli mânevî belâyı defetmek için matbuât âlemi ile tezahüre başlamak, ders vermek zamanı geldi veya gelecek gibidir zannederim”4 diyerek basın-yayının önemini vurgular.

İki dehşetli mânevî belâ olarak gördüğü Komünizm ve Süfyanizmin (deccalizm) tahribâtlarına, İslâmın ve Müslümanların aleyhindeki fikrî ithamlara, yalan propagandalara, şiddetli itirazlara, ithamlara da, “Matbuât lisanıyla cevap vermek gerektiğini”5 özellikle “basın yoluyla konuşmanın lüzumunun kalbine ihtar edildiğini”6 beyan eder.

“Mürebbî-i efkâr”, yani fikirlerin terbiyecisi olan7 matbuâtla (kitle iletişim vasıtalarıyla), haberleşme ve fikir alış verişiyle dünya bir meclis hükmüne geçti.8

İslâmiyete, Müslümanların iman, ilim ve irfanlarına hizmet eden gazeteleri “mücahid”9 olarak gören Bediüzzaman, aynı çerçevede neşriyat yapan radyoyu da, yeryüzünü bir tek ev hükmüne getirip, insanlığa iman Kur’ân hakikatlerini ve ahlâkını ders veren pek büyük bir muallim10, eğitim aracı olarak değerlendirir.

Nurların radyo diliyle Anadolu ve âlem-i İslâma intişarına başlanacağını;11 İnşaallah öyle bir zaman gelecektir ki, Kur’ân hakîkatleri olan Risâle-i Nurların radyolarla ders verileceğini ve insanlığın büyük istifadelere nâil olacağını müjdeler.12

Dipnotlar:

1- Sözler, s. 239., 2- Kur’ân, Alak, 1.

3- Lem’alar, s. 237. , 4- Mektubat, b. 467.

5- A.g.e., s. 467., 6- A.g.e., s. 467.

7- Nutuk, (Osmanlıca), s. 20., 8- Muhakemat, s. 38.

9- Emirdağ Lâhikası, s. 281. 10- A.g.e., s. 307. ,

11- Emirdağ Lâhikası, s. 445., 12- Tarihçe-i Hayat, 354.

18.02.2009

E-Posta: [email protected] [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (17.02.2009) - Çoçuk yaşta, çocuk sahibi olan medeniyet çöküşte!

  (16.02.2009) - İnanmaya göre programlanmışız

  (15.02.2009) - İdareci dediğin…

  (14.02.2009) - Siyasetteki farklı tutum ve mihenk!

  (13.02.2009) - Demokrat olabilir mi?

  (12.02.2009) - Bediüzzaman neden demokratları destekler?

  (11.02.2009) - Bediüzzaman’ın siyasete yaklaşımı

  (10.02.2009) - İnsan beyni “Allah’a inanmak için programlanmış”

  (08.02.2009) - “Yüz sene sonra tamamen cemâlini göreceksiniz”

  (07.02.2009) - İbadet, aynı zamanda dünya işlerinin de tanzimidir

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır