Kur’ân’ın ifadesiyle ahsen-i takvîm, yani en güzel bir sûrette yaratılan,1 kâinatın bir hülâsası yapılan; zerreden kürelere kadar her şey emrine verilen; sayısız nimetlerle beslenip büyütülen; Cenâb-ı Hakk’ın antika bir san'at eseri olan insan her şeyin en güzeline, en iyisine lâyık bir varlıktır. Tertemiz, günahsız olarak yaratılmış, her türlü insanî hak ve özgürlükler; insanca yaşayabilmek için yaşama, inanma, düşünme, mal mülk ve konut edinme, seyahat etme, adalet, eşitlik, eğitim-öğretim, çalışma, yuva kurma, çoluk çocuk edinme gibi hak ve özgürlükler bahşedilmiş seçkin bir mahlûktur.
Bu hak ve hürriyetler içerisinde öncelikle yaşama hakkına sahiptir insan. Hayatını kaybettikten sonra diğer hak ve hürriyetlerinden hiçbirini kullanamaz.
Kur’ân cana kıymayı kesinlikle yasaklamış, “Allah’ın haram kıldığı bir canı haksız yere öldürmeyin” buyurmuş, mazlûm olarak öldürülen kimsenin velisine kısas veya diyet isteme hakkı verileceğini, onun da hakkını istemekte haddini aşmamasının gerektiğini, cana kıymamış veya yeryüzünde fesat çıkarmamış birisini öldüren kimsenin bütün insanları öldürmüş, birisinin hayatını kurtaranınsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olacağını bildirmiştir.2
Bu âyet-i kerime, bir insanı öldürmekle bütün insanları öldürmenin, keyfiyet itibarıyla aynı, ikisinin de çok büyük bir günah olduğunu bildirmektedir. Yoksa, bir kişiyi öldüren, isterse yüz kişiyi veya bütün insanları öldürsün, günahı daha da artmaz demek değildir, daha çok insanı öldürdüğünde günahı daha da artar. Bediüzzaman Said Nursî Mektubat’ında (15. Mektub) bu âyetten şöyle bir hüküm çıkarır:
“Âyetin mânâ-yı işarisiyle, bir masumun hakkı, bütün halk için dahi iptal edilmez. Bir fert dahi umumun selâmeti için feda edilmez. Cenâb-ı Hakk’ın nazar-ı merhametinde hak haktır; küçüğüne büyüğüne bakılmaz. Küçük, büyük için iptal edilmez. Bir cemaatin selâmeti için, bir ferdin rızası bulunmadan hayatı ve hakkı feda edilmez. Hamiyet namına, rızasıyla olsa, o başka meseledir.” 3
Adam öldürmek o kadar dehşetli bir günahtır ki Kur’ân-ı Kerim, “Kim bir mü’mini kasten öldürürse, onun cezası, çok uzun zaman kalmak üzere Cehennemdir. Allah onu gazabına uğratmış, ona lânet etmiş ve onun için pek büyük bir azap hazırlamıştır” 4 buyurur.
Allah Resûlü de (asm) İslâmın bir nev'î özeti olan Veda Hutbesinde yaşama hakkının mukaddesliği üzerinde durmuş, “Canlarınız, mallarınız, namuslarınız mukaddestir ve her türlü tecavüzden korunmuştur” 5 buyurmuştur.
İnsan olan insan haksız yere böylesine dehşetli cinayeti işlemekten tir tir titrer.
Dipnotlar:
1- Tin Sûresi: 4.
2- İsra Sûresi: 33.
3- Maide Sûresi: 32.
4- Nisa Sûresi: 93.
5- Buharî, Meğazî: 77; Müslim, İmare: 36.
18.02.2009
E-Posta:
[email protected]
|